Mastürbasyon ve Otoerotizm Kavramları Tam Olarak Nedir?
Otoerotizm, insan cinselliğinin karmaşık ve çoğu zaman yeterince anlaşılamayan bir boyutunu temsil eder. Kendiliğinden ya da yaşam enerjisi olan Eros'un itici gücüyle ortaya çıkan bu fenomen, bireyin cinsel gerilimini kendi kendine azaltma çabasıdır. Otoerotizm, bireyin içsel uyaranların etkisiyle kendi bedenine ve cinsel duyumlarına yönelik bir cinsel çekim hissetmesi ve bu yolla kendini erotize etmesi anlamına gelir. Bu özellikleriyle otoerotizm, bireysel cinselliğin özgün bir ifadesidir ve genellikle kendini mastürbasyon yoluyla gösterir.
Mastürbasyon ve Otoerotizm: Farklı kavramlar

Otoerotik eylemlerin en yaygın şekli mastürbasyondur. Ancak bu iki kavramı birbirine eşanlamlı olarak görmek yanlıştır çünkü otoerotik eylemler, mastürbasyonun ötesine geçen çok çeşitli deneyimleri kapsar. “Solo seks” olarak bilinen mastürbasyon, genellikle cinsel bir boşalma ile sonuçlanan ve herhangi bir partnerle fiziksel temas gerektirmeyen bir etkinliktir.
Bu yönüyle, karşı cinsten bir partnerle yaşanan cinsel ilişkiden ya da fiziksel cinsel birleşmeden tamamen ayrı bir yerdedir. Bununla birlikte, mastürbasyon, bireyin kendi cinsel düşüncelerini ve cinsel arzularını yansıtarak başkasına yönelik otoerotik bir özellik de taşır.
Otoerotik cinsel eylemler
Otoerotik cinsel eylemler, kişinin kendi kendine gerçekleştirdiği, cinsel haz ve tatmin sağlamayı amaçlayan bireysel cinsel davranışları ifade eder. Bu eylemler genellikle bireyin cinselliğini keşfetmesi, cinsel gerilimini azaltması ya da kendini rahatlatması amacıyla yapılır. Otoerotik eylemler, herhangi bir partnerin dahil olmadığı, kişinin kendi bedenini ve cinsel isteklerini merkeze aldığı uygulamalardır. Aşağıda otoerotik eylemlerin başlıca türleri sıralanmıştır:
1. Mastürbasyon: En yaygın otoerotik eylemdir. Kişinin cinsel organlarını ya da diğer erojen bölgelerini uyararak cinsel haz almasını sağlar. Genellikle ellerle yapılır, ancak cinsel oyuncaklar veya farklı nesneler de kullanılabilir.
2. Cinsel Fanteziler: Kişinin hayal gücünü kullanarak kendini cinsel olarak uyarma eylemidir. Çeşitli cinsel senaryolar ya da kişisel cinsel arzuları zihinde canlandırarak cinsel haz alınabilir.
3. Pornografi İzleme: Görsel, işitsel veya yazılı erotik materyalleri izleyerek ya da okuyarak kişinin cinsel uyarılma ve tatmin yaşamasıdır.
4. Aynada Kendini İzleme: Kişinin kendi bedenini aynada izleyerek cinsel arzu uyandırmaya çalışması, bedenin görselliğini keşfetme ve haz alma amacıyla yapılır. Kendi çıplak ya da yarı çıplak fotoğraflarını çekerek veya aynada vücudunu inceleyerek cinsel haz alma söz konusudur.
5. Cinsel Oyuncak Kullanımı: Vibratör, dildo, yapay vajina gibi cinsel oyuncakların kullanımıdır. Bu tür eylemler, bireyin cinsel tatminini artırmaya yönelik olabilir.
6. Frottaj (Sürtünme): Kişinin kendi bedenine ya da yastık, yatak gibi nesnelere sürtünerek cinsel haz almasıdır.
7. Erotik Sesler ya da Müzikler Dinleme: Erotik çağrışımlar yapan seslerin, konuşmaların ya da müziklerin dinlenmesi yoluyla cinsel uyarılma sağlamadır.
8. Erotik Kokular veya Malzemeler Kullanma: Bazı kişiler, belli kokular ya da malzemelerin (parfüm, doğal yağlar, deri gibi) cinsel uyarılmayı artırıcı etkisinden faydalanabilir.
9. Otoerotik Hipnoz: Kişinin kendini bilinçli olarak cinsel arzularını keşfetmeye ve tatmin etmeye yönlendirdiği zihinsel bir süreçtir.
10. Fetiş Nesnelerle Uyarılma: Ayakkabı, çorap, iç çamaşırı gibi fetiş nesnelerle bireysel uyarılma eylemleridir.
11. Kendi Kendine Dokunma ya da Erotik Masaj: Kişinin kendi bedenine hassas dokunuşlar ya da masaj yaparak cinsel uyarılmayı artırmaya çalışması.
Otoerotik eylemler, bireyin cinselliğini bireysel olarak keşfetmesine ve kendini rahatlatmasına olanak sağlar. Bunun yanı sıra, kişinin kendi cinsel arzularını, sınırlarını ve erojen bölgelerini tanıması açısından da önemli bir rol oynar. Ancak bu tür eylemlerin sıklığı ya da doğası, kişinin günlük yaşamını veya ilişkilerini olumsuz etkilememelidir. Sağlıklı bir denge, cinsel yaşamın hem bireysel hem de ilişkisel boyutunda önemlidir.
Partnerbasyon

“Dual seks” olarak bilinen “partnerbasyon”, partnerin dokunuşlarıyla gerçekleştirilen ve mastürbasyondan farklı olarak çiftler arasında uygulanan ve MetaSeks Cinsel Terapi Kuramı’nda Cinsel Terapist Dr. Cem KEÇE tarafından tanımlanmış çok özel bir alternatif orgazm tekniğidir. Bu kavram, bireysel tatminin ötesine geçerek eşli bir cinsel deneyim yaratmayı hedefler. Partnerbasyon sırasında, partnerler birbirlerinin cinsel organlarını ya da diğer erojen bölgelerini elleriyle veya cinsel oyuncaklar gibi yardımcı materyaller kullanarak uyarır ve cinsel haz sağlar.
Bu yöntem, cinsel iletişimi güçlendiren ve çiftlerin birbirlerinin bedenlerini daha iyi tanımalarına olanak tanıyan bir teknik olarak değerlendirilebilir. Partnerbasyon sırasında kullanılan kayganlaştırıcılar (örneğin bebe yağı ya da özel cinsel jeller) ve cinsel oyuncaklar, deneyimi daha rahat ve keyifli hale getirebilir.
Erkekler için penis, testisler ve perianal bölge gibi erojen alanlar odak noktası olurken, kadınlarda klitoris, vajina dudakları, göğüsler ve diğer hassas bölgeler uyarılır. Partnerbasyon, çiftler arasındaki bağları güçlendiren, güvenli bir cinsel deneyim sunan ve aynı zamanda monoton cinsel rutinleri zenginleştirebilen bir uygulama olarak cinsel yaşama entegre edilebilir.
Cinsel fantezilerin rolü
Mastürbasyon ve otoerotizmin merkezinde genellikle cinsel fanteziler yer alır. Cinsel fanteziler, bireyin hayal gücünün bir ürünü olarak arzularını ve düşüncelerini özgürce yaşamasını sağlar. Bu fantezilerde, “sevişilmiş ya da arzulanmış kişi imgesi” genellikle en yoğun uyarıcı rolünü oynar. Bu imgeler, gerçek hayattaki partnerlerden esinlenebileceği gibi tamamen kurgusal olabilir ve bireyin cinsel deneyimlerini zenginleştirir.
Otoerotizmin psikolojik boyutu
Otoerotizm ve mastürbasyon, sıkça bireyin kendisiyle kurduğu ilişkiyi anlamada önemli bir çerçeve sunar. Bu eylemler, bireysel cinsel kimlik, öz kabullenme ve mahremiyet gibi çok katmanlı psikolojik olgularla yakından bağlıdır. Mastürbasyon, bireyin bedenini keşfetmesine ve cinsel tatmini deneyimlemesine olanak tanırken, otoerotizm bu keşi daha derin bir seviyeye taşıyarak bireyin duygusal ve zihinsel katmanlarını da içine alabilir.
Mastürbasyonun psikolojik boyutu

Partneri olan bireylerin mastürbasyon alışkanlıkları, cinsel ve duygusal ilişki dinamikleri üzerinde farklı etkiler yaratabilir. Kadınlar için mastürbasyon hem kendini tanıma hem kendi zevk yolunu keşfetme hem de cinsel doyumu artırma açısından faydalı bir pratik olabilir. Partneri olan bir kadın, mastürbasyon yoluyla kendi bedenini daha iyi tanıyabilir ve bu, partneriyle olan cinsel bağını güçlendirebilir. Ayrıca, mastürbasyon kadınlarda partnerine olan arzuyu artırabilir çünkü bu süreçte ötekinin varlığıyla varlığına anlam katan kadın, cinselliği kendi iç dünyasında daha derin bir şekilde keşfeder ve bu keşif, partnerle paylaşılacak cinsel deneyimlere olan hevesi tetikleyebilir.
Ancak erkekler açısından durum daha karmaşık değerlendirilebilir. Partneri olan erkeklerin, tek başına mastürbasyon yapması ve özellikle porno izlemesi, bazı olumsuz etkiler doğurabilir. Mastürbasyon, pornografiyle birlikte sık ve tekdüze bir alışkanlık haline geldiğinde, partnerle yaşanan cinselliğe duyulan arzu azalabilir ve sevişme yerine cinsel boşalma hedefli bir cinsel yaşamı ortaya çıkartır.
“Cinsel haz” kaynağı olan pornografi, sıklıkla gerçekçi olmayan cinsel beklentiler oluşturabilir ve “cinsel mutluluk” kaynağı olan partnerle yaşanan cinsel deneyimlerin değerini düşürebilir. Bu durum, zamanla partnerden soğuma, cinsel bağın zayıflaması ve duygusal uzaklık gibi sorunlara yol açabilir.
Erkeklerin pornografiyle sıkça ilişkilendirdiği mastürbasyon alışkanlığı, cinsel hazdan sorumlu olan “dopamin” salgısını hızlı ve yapay bir şekilde tetiklediği için, partnerle kurulan gerçek ve derin cinsel bağlantıyı gölgeleyebilir. Çünkü erkek sevişmeyi değil sadece boşalmayı hedef haline getirir. Öte yandan, “seratonin ve oksitosin” salgısını arttıran ve cinsel mutluluk veren partnerle birlikte keşfedilen ve paylaşılan cinsellik, çiftin bağını güçlendiren, samimiyeti artıran ve duygusal tatmin sağlayan bir “sevişme” deneyimidir.
Partnerle geçirilen bu tür özel sevişme anları, ilişkiyi derinleştirme ve cinsel uyumu artırma potansiyeline sahiptir. Bu nedenle, kadınların mastürbasyon yoluyla partnerle olan bağını zenginleştirmesi doğal ve teşvik edilebilir bir süreçken, erkeklerin tek başına mastürbasyondan ve pornografiden kaçınarak partnerle cinsel bağlarını güçlendirmeye odaklanması ilişki dinamikleri açısından daha sağlıklı bir yaklaşım olabilir. Her iki cinsiyet için de cinselliğin, bireysel arzularla ortak paylaşım arasındaki dengeyi koruyacak şekilde yaşanması, sağlıklı bir ilişkinin temel unsurlarından biridir.
Çocuklarda mastürbasyon ve ailelerin korkuları
Bebekler ve çocuklar mastürbasyon yapabilir. Yaşamın erken dönemlerinde mastürbasyon sıklığı oldukça fazladır. Cinsel ilginin en yaygın olduğu dönemler okul öncesi ve ergenlik dönemi olmasına rağmen bebeklikte mastürbasyon ender olarak görülebilir. Özellikle 3-6 yaşları arasında yaygın bir olgu olarak kabul edilmektedir. Bu dönemde çocuklar cinsel organlarına ilgi duyarlar. Bu ilgi daha çok karşı cinse yöneliktir ve evcilik oyunlarında cinsel temalar işlerler, bu arada mastürbasyonu da deneyebilirler. Çocuklar genital bölgelerini el ve bacak hareketleri veya nesneleri sürtmek sureti ile uyarabilir. Bezin sürtmesi, yatarken cinsel organların sürtünmesi hem bebeklere hem de çocuklara haz verebilir. Ama erkek çocuklarda pipi ile oynamak kızlarda ise sürtünmek daha yaygındır.
Anne-çocuk ilişkisi çok iyi değilse, çocuk enerjisini yeterince harcayamıyorsa, arkadaş ilişkileri bozuksa, evin içi gerginse, çocuk mutsuzsa ve çok yalnız kalıyorsa, sosyal etkinlikleri azsa, mastürbasyon davranışına ebeveynler sert tepki gösteriyor ve cezalandırıyorsa sık mastürbasyon yapabilir. Çünkü bu şekilde annenin ve babanın ilgisini üzerlerinde tutmuş olur.
Çocukların merak duygusundan ve cinsel organlarını keşfetme dürtülerinden dolayı, cinsel organları ile oynayarak kendilerini uyarmaları oldukça sık rastlanan bir durum olsa da; aileleri tedirgin eder. Hatta mastürbasyon aileler tarafından hastalık olarak değerlendirilir, kötü bir alışkanlık olarak kabul edilir ve yoğun bir endişe, korku ve kaygı yaşanır. Ancak bu endişe ile ailenin çocuğa yönelttiği suçlama ve korkutmalar bir çözüm sağlamayacağı gibi daha başka sorunlara da yol açabilir. Mastürbasyon devam ederse ebeveynlerin huzursuzluğu artar, çünkü sınırlarını tam oluşturamayan çocuk bunu her yerde yapmaya devam eder.
Mastürbasyon davranışı görüldüğünde çocuğa kızmak doğru değildir çünkü çocuk için haz almak dikkat çeken gayet normal bir davranıştır. Ayrıca ailelerin ya da ebeveynlerin öne sürdüğü ayıp, yasak, günah ya da pis değildir, çünkü çocukların bu kavramları henüz tam gelişmemiştir. Bu nedenle çocuğa vaktinden evvel suçluluk ve günahkârlık hissettirmek veya cinsel organlara dair yanlış bir yargıya sebebiyet vermek ileride cinsel sorunların oluşmasına zemin hazırlayabilir.
Mastürbasyon için alınacak önlemler arasında çocuğun günlük yaşantılarındaki zevk kaynaklarının artırılması ve yalnızlıktan kurtarılarak aktif olarak oyunlara katılmasının sağlanması önemlidir. Çocuğun çeşitli sosyal faaliyetlere katılmasını sağlamanın yanında dikkatini ilgi duyduğu konulara çekmenin de çözüm sağlamada yararı fazladır. Ama mastürbasyon davranışını sergileyen bebek ise, sürtünmesini engelleyecek tedbirler alınabilir, yüz üstü yatırılır, yalnız kalmamasına dikkat edilebilir, uyuyana kadar yanında durulabilir ya da uyandığında yatağından hemen alınabilir, çok sıkı, dar ve naylon çamaşırlar giydirilmeyebilir ve mastürbasyon yaptığı anda dikkatini dağıtmak gerekebilir.
Ayrıca ebeveynler cinsel organların mahrem yerler olduğunu ve herkesin arasında yapıldığında mastürbasyonun hoş durmadığını çocuklarına anlatmalıdırlar. Ayrıca başkalarının da görmemesi ve dokunmaması gerektiği söylenerek mahremiyet duygusu kazandırılmalıdırlar. Ama en önemlisi de hem çocuklarıyla aralarındaki ilişkiyi hem de kendi ilişkilerini, yukarıda saydığım noktalara dikkat ederek, tamir etmeleri gerekir.
Kompulsif mastürbasyon bozukluğu

Partneri olmayan bir erkek için mastürbasyon hem zihinsel hem de fiziksel olarak sağlığa yararlıdır. Ancak mastürbasyon kişinin sosyal hayatını ve hatta fiziksel refahını etkileyecek şekilde ve sıklıkta yapıldığında ortaya çıkan durum Kompulsif Mastürbasyon Bozukluğu’dur. Kompulsif mastürbasyon bozukluğu, obsesif-kompulsif bozukluğa benzer, çünkü obsesif düşüncelerle başlar ve düşüncelere göre hareket etme kompulsiyonuna yol açar. Kompulsif mastürbasyon, Cinsel Sapkınlıklarla Bağlantılı Bozukluklar (CSBB) arasında yer alan bir cinsel bozukluktur. Temelinde genellikle seks eyleminin kendisiyle ilgili olmayan bir psikolojik bozukluk vardır.
Diğer bir ifadeyle kompulsif mastürbasyon bozukluğu çoğunlukla aşırı cinsel arzu nedeniyle değil, başka bir psikolojik ihtiyacı karşılamak üzere yapılır. Bu kişilerin geçmişlerinde cinsel bir travma, cinsel istismar ya da ihmal öyküsü vardır.
Kompulsif mastürbasyon bozukluğunda, mastürbasyon yapmak kişinin günlük rutinlerinin çok fazla zaman ayırdığı önemli bir parçasıdır. İleri aşamalarda saatlerce hatta günlerce tekrarlanan mastürbasyon cinsel organlarına fiziksel olarak zarar verdikten sonra bile mastürbasyon yapmaya devam ederler. Genellikle erkeklerde görülen kompulsif mastürbasyon bozukluğu, daha düşük cinsel tatmin, benlik saygısında azalmaya neden olur.
Kompulsif mastürbasyon bozukluğu, kişinin kendini tatmin etmeye psikolojik, duygusal ve fizyolojik bir bağımlılık geliştirdiği, kişisel ve sosyal olarak olumsuz sonuçlarına rağmen mastürbasyon yapmaya devam ettiği kronik ve ilerleyici bir durumdur. Kompulsif mastürbasyon bozukluğu tedavi edilebilir olmakla birlikte, birçok kişi sosyal damgalanma ve kişisel utanç nedeniyle tedaviye isteksizdir ve mastürbasyon sorununun kendisinden ziyade, depresyon, yalnızlık ve sosyal izolasyon semptomlarıyla ilgili kompulsiyonları ile ilgili yardım arar.
Kültürel ve toplumsal yaklaşımlar
Tarih boyunca mastürbasyon ve otoerotizm, çoğu zaman tabu olarak kabul edilmiş ve ahlaki tartışmaların merkezinde yer almıştır. Farklı kültürler, bu eylemleri çeşitli şekillerde değerlendirmiş ve çoğu zaman utanca veya suçluluk duygusuna yol açan yaklaşımlar benimsemiştir. Ancak modern psikoloji ve cinsel sağlık uzmanları, mastürbasyonun ve otoerotizmin, bireyin sağlıklı bir cinsel yaşam sürdürebilmesi için normal ve hatta faydalı olabileceğini vurgulamaktadır.
Sonuç olarak otoerotizm, mastürbasyon ve partnerbasyon, cinselliğin önemli bir parçasıdır ve hem bedensel hem de zihinsel sağlığa katkıda bulunabilir. Bu fenomenleri anlamak, bireyin kendi cinsel kimliğine dair farkındalık geliştirmesine ve kendisiyle daha sağlıklı bir ilişki kurmasına olanak tanır. Cinsel tabuların ve önyargıların ötesine geçerek otoerotizme daha kapsayıcı ve anlayışlı bir bakış geliştirmek, bireysel ve toplumsal anlamda daha olumlu bir cinsel bilinç oluşturmanın anahtarı olabilir.
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!