Marilyn Monroe'nun Gizemli Ölümü Hakkında Muhtemelen Duymadığınız 12 Ürkütücü Detay
5 Ağustos 1962. Marilyn Monroe'nun aşırı doz ilaç alıp intihar ettiği haberi tüm dünyayı sarstı. Ancak Ranker'dan derlediğimiz bilgilere göre gerçek çok daha farklı olabilir.
1. Aşırı dozdan ölmesine rağmen midesinde hiç ilaç bulunmadı.
2. Organları parçalandığı için otopsisi hiçbir zaman tamamlanamadı.
3. Öldüğü gece hizmetçisinin çarşafları yıkadığı ortaya çıktı.
4. Ölümünden önce kaygı verici bir mesaj bırakmıştı.
Monroe, öldüğü gece çok fazla insanla telefon konuşması yaptı. Bunlardan biri de John F. Kennedy'nin kayınbiraderi Peter Lawford. Lawford'a göre, Monroe uyuşturucu etkisindeydi ve şunları söyledi:
'Patricia'ya hoşça kal de, başkana hoşça kal de ve kendine hoşça kal de, çünkü sen iyi bir adamsın.'
Bunu duyan Lawford, Monroe için endişelendi ve birkaç insanı onu kontrol etmesi için yolladı. Monroe'nun avukatı evi aradığında hizmetçiyle konuştu ve kadın, Marilyn'in gayet iyi olduğunu söyledi.
5. Ölümü üzerine yaratılan komplo teorileri 1970'lere kadar önem kazanmadı.
Norman Mailer'ın yazdığı biyografisi, Monroe'nun cinayete kurban gittiğini iddia eden ilk kaynaklardan biriydi. 1960'larda Frank A. Capell tarafından yazılan biyografide, Monroe'nun komünistler tarafından öldürüldüğü iddia edildi. Ancak bu teoriler Mailer'ın 1973'te yayımladığı biyografiyle dikkat çekmeye başladı. Monroe'nun, Robert Kennedy ile ilişkisini olduğunu da ilk yazan Mailer'dı.
Robert Kennedy'den neden bahsettiği sorgulandığında o zamanlar paraya ihtiyacı olduğunu söyledi. Mailer'ın iddialarının üstüne, başka bir biyografi yazarı Robert F. Slatzer da Monroe'nun başsavcı tarafından öldürüldüğünü iddia etti. Söylenene göre Monroe, RFK'nin paylaştığı devlet sırlarını halka açıklamakla tehdit ediyordu.
1975 yılında Anthony Scaduto adındaki gazeteci, Monroe'nun Kennedy kardeşler tarafından öldürüldüğünü ve devlet sırlarını sakladığı kırmızı bir defteri olduğunu iddia eden bir makale yayımladı.
6. Yalnızca 30 dakika içerisinde 'mutlu'dan 'ölüm döşeği'ne geldi.
Monroe, 19:00 ile 19:15 arasında Joe DiMaggio, Jr.'dan bir telefon aldı. Joe'nun ve sonradan hizmetçisinin de söylediğine göre fazlasıyla neşeli bir konuşma yapmış, stresli bir hali yokmuş.
Monroe, o gece son aramasını Peter Lawford'dan aldı, saat 19:40-45 civarıydı. Lawford'a göre, konuşma sırasında dedikleri neredeyse anlaşılmıyormuş ve Marilyn kendini lekelenmiş hissediyormuş.
Bu davanın en tuhaf yanı buydu adli tabibe göre. 30 dakikalık bir sürede neşeli tavrını tamamıyla kaybedip intihar eden bir kadın...
7. Ölümü üzerine ilk bilgilendirilen polis olmadı.
Monroe'nun psikiyatrı Dr. Greenson ve hekimi Dr. Hyman Engelberg eve vardıktan sonra polise haber verildi. Los Angeles Polis Departmanı 4:25'te bilgilendirildi, Monroe 3:00'da hizmetçisi tarafından cansız bulunduktan bir buçuk saat sonra. Bu bir buçuk saatlik süre boyunca Eunice Murray, Dr. Greenson ve Dr. Engelberg evde yalnızdı.
Jack Clemmons tarafından sorgulandığında Dr. Greenson: 'Kimseye haber vermeden önce reklam bölümünden izin almam gerekiyordu.' dedi.
8. Dava 1982'de neredeyse tekrar açılıyordu.
Etrafı kasıp kavuran komplo teorilerinden sonra yeni bir dosya hazırlandı. Hazırlaması üç buçuk ay sürdü ve 29 sayfadan oluşuyordu. Los Angeles Başsavcısı John Van de Kamp davanın tekrar incelenmesini istedi. Büyük bir araştırmadan sonra Monroe'nun cinayete kurban gitmediğine karar veren Van de Kamp ellerindeki kanıtlara bakılırsa Monroe'nun ya intihar ettiğini ya da yanlışlıkla aşırı doz aldığını belirtti. Monroe'nun duygusal kafa karışıklığı, onu bilinçsizce uyuşturucu kullanımına itmiş olabilir. Daha ileri sorguya ihtiyaç duyulmadığını ve davanın tekrar açılmasının gereksiz olduğunu söyledi başsavcı.
9. Hizmetçinin ifadesi sık sık değişiyordu.
Eunice Murray'in ifadesi o gece sık sık değişti. İlk başta 3:00 gibi uyandığını, Monroe'nun odasından gelen ışıktan şüphelenip Dr. Greenson'ı aradığını söyledi. Ancak Jack Clemmons, Murray'nin ona Dr. Greenson'ı gece yarısında aradığını söylediğini, başka bir dedektifle konuştuğu an ifadesini değiştirdiğini belirtti.
Monroe'nun ölüm haberini gece yarısı aldıklarını iddia eden kişiler ise Peter Lawford ve Monroe'nun avukatı Milton Rudin, ona da haberi Dr. Greenson vermiş.
Tabii zamandaki bu tutarsızlıklar, sonradan Murray ve Greenson'ın cinayeti örtbas etmek için harcadıkları zaman olarak yorumlandı.
10. Ölmeseydi 3 gün sonra evlenecekti.
Joe DiMaggio ve Marilyn Monroe aslen 14 Ocak 1954'te evlendi, ancak evlilikleri 274 gün sürdü. Ekim 1954'te boşandılar. Yıllar boyu arkadaş kaldılar, Monroe 1961'de akıl hastanesine kaldırıldı ve serbest bırakılmak için DiMaggio'dan yardım istedi. Biyografi yazarları Norman Mailer ve Donald Spoto'ya göre 8 Ağustos 1962'de evleneceklerdi. Zamansız ölümü sonrasında DiMaggio, 20 sene boyunca haftada birkaç defa mezarına güller yolladı.
11. Joe DiMaggio cenazesini düzenledi.
DiMaggio, Monroe'nun ölümüyle yıkıldı. Güzel oyuncunun cenazesini titizlikle tasarladı, çoğu Hollywood aktörünü davet etmeyerek özel bir tören düzenledi. Yaklaşık 30 kişinin katıldığı törene Frank Sinatra, Peter Lawford gibi isimler davet edilmedi. DiMaggio, Monroe'nun akıl sağlığını kötü etkiledikleri için bu insanları suçluyordu.
Yeşil bir Emilio Pucci elbisesiyle gömülen aktrisin makyajını da uzun süredir makyözlüğünü yapan Whitey Synder yaptı, son bir kez.
12. Ölümünden sonra, arkadaşları reklam hakları ve telif hakkı ücreti üzerine savaştılar.
Vasiyetinde, varlığının büyük bir kısmının oyunculuk hocası Lee Strasberg'e gitmesini istedi. Bu noktada Monroe'nun uzun süredir menajerliğini yapan Inez Melson, Strasberg'in Monroe'yu tuzağa düşürdüğünü, aslında mal varlığının kendisine bırakılması gerektiğini iddia etti. Yargıç, bu talebini reddetti ve Strasberg payına düşeni aldı.
Monroe, özel eşyalarının çoğunun yakın arkadaşlarına ve ailesine verilmesini istedi ancak bazı arkadaşları bu eşyalara asla ulaşamadı. Asıl problem Strasberg'in 1982'deki ölümüyle başladı, karısı, Monroe'nun eşyalarını satışa çıkardı ve 20 ila 30 milyon dolar kazandı. Bunu engellemek için açılan davalara rağmen, Anna Strasberg kocasından miras kalan eşyaları ve reklam haklarını sakladı.
Yorum Yazın
Hizmetçiyi döve döve konuşturacak biri yok muymuş?
Bu ünlülerin de ölümleri hep gizemli oluyor. Jackson da böyle gizemli ölmüştü.
Jackson'ı öldüren doktorun soyadı da Murray'dı :/
Hepiniz ölüsünüz şuan, değdi mi şerefsizler! Hizmetçi herkese hizmet ediyormuş meğer! Zilli!