Maaşın Artsa da Harcamaların Ona Göre Artıyor mu? Hayat Tarzı Enflasyonu Nedir?
Maaşın arttı; zam aldın ya da daha iyi bir işe girdin. Daha fazla kazandığın için artık daha rahat yaşaman gerektiğini düşünüyorsun. Ama birkaç ay geçtikten sonra bir bakıyorsun ki, ayın sonunu yine zor getiriyorsun. Hatta eskiye göre daha fazla kazanırken, daha az birikim yaptığını fark ediyorsun. İşte tam bu noktada hayat tarzı enflasyonu devreye giriyor.
Hadi, gel bu konuyu detaylıca ele alalım.
Diyelim ki yıllardır hayalini kurduğun o zam sonunda geldi.
İlk iş, eski telefonunu daha yeni bir modelle değiştirdin. Ardından, 'Bir kereden bir şey olmaz!' diyerek daha şık restoranlarda yemeye başladın. İşte bu küçük ama etkili değişiklikler, farkında olmadan bütçeni zorlamaya başlar. Maaşın artmasına rağmen ay sonunu yine zar zor getiriyorsan, hayat tarzı enflasyonuna yakalanmış olabilirsin.
Bu durumun en büyük nedeni, "Hak ettim!" düşüncesiyle hareket etmek.
Harcamalarımızı arttırırken genellikle mantıklı bir hesap yapmayız. Daha çok, elde ettiğimiz kazanç artışını bir ödül olarak görüp kendimizi şımartırız. Ancak, bu kısa vadeli mutluluklar uzun vadede finansal sağlığımızı tehdit eder.
Bu durum Türkiye’de biraz daha yaygın gözüküyor gibi!
Bir dönem mevduat faizlerinin enflasyonun altında kalması ve döviz kurundaki dalgalanmalar, birçok kişinin parasını nasıl değerlendireceği konusunda kararsız kalmasına yol açtı. 'Paramın değeri erimesin bari!' diyerek harcamaya yönelenler ise farkında olmadan hayat tarzı enflasyonunun tuzağına düşüyor. Yani, yatırım yaparak birikimlerini artırmak yerine harcamayı tercih edenler, kazançlarını kalıcı hale getiremiyor.
Hayat tarzı enflasyonunun en sinsi tarafı ise fark edilmesinin zor olması!
Gelirin artınca harcamaların da tatlı tatlı yükseliyor ama bunu fark etmek kolay olmuyor. Örneğin, eskiden market alışverişinde etiketlere dikkat ederken şimdi “Aman canım ne olacak!” diyerek sepete her şeyi atıyorsun. Ya da toplu taşımayı bırakıp taksiye binmeye başlıyorsun çünkü “Nasıl olsa maaş arttı!” diye düşünüyorsun. Ancak küçük gibi görünen bu harcamalar birleşince ciddi bir bütçe açığı yaratıyor. Bir bakmışsın, daha fazla kazanıyorsun ama yine borçlarla boğuşuyorsun! 🤯
Sosyal medyanın bu işteki payını da es geçmemek lazım!
Instagram’da herkes lüks tatillerde, en havalı kafelerde hikaye atarken sen de kendini eksik hissediyorsun. “Ben niye böyle yaşamıyorum?” diyerek harcama tuşuna abanıyorsun. Ancak unuttuğun bir şey var: Herkesin gelir durumu farklı! Sosyal medyada gördüğün o parıltılı yaşamların çoğu kredi kartı borçlarından ibaret olabilir. Bu yüzden başkalarına özenerek harcama yapmaktansa kendi bütçene göre hareket etmek daha mantıklı olur.
Hayat tarzı enflasyonuna kapılmamak için ne yapmalı?
İlk adım, harcamalarını gözden geçirmek ve gerçekten ihtiyacın olup olmadığını sorgulamak. Yani sırf daha fazla kazanıyorsun diye her istediğini almak zorunda değilsin!
İkinci adım, bütçe planlaması yaparak maaşının belli bir kısmını kenara ayırmak da çok önemli.
Gelirin artsa bile harcamalarını sabit tutabilirsen, birikim yapmaya başlayabilirsin. Yoksa daha çok kazanıp daha çok harcamak, bir süre sonra finansal özgürlüğünü kaybetmene neden olur. 🎯
Hedef belirlemek ise bu işin olmazsa olmazı!
Örneğin, ev almak, yatırım yapmak ya da gelecekte daha rahat bir yaşam sürmek gibi net hedeflerin olursa harcamalarında daha dikkatli olursun. Türkiye’de konut fiyatlarının ve kiraların sürekli artması da hedef belirlemeyi zorlaştırıyor ama imkansız değil!
Ayrıca, acil durum fonu oluşturmak da finansal güvenliğin için kritik bir adım.
Yani parayı kazanıp hepsini harcamak yerine bir kısmını geleceğe saklamak akıllıca bir hamle olur.
Hayat tarzı enflasyonunun toplumsal boyutuna da değinmek lazım!
Gelir eşitsizliği ve tüketim kültürü, insanları daha fazla harcamaya itiyor. Özellikle “Elalem ne der?” korkusuyla yapılan gereksiz harcamalar yüzünden birçok kişi maddi açıdan zor durumda kalıyor. Daha fazlası, daha iyisi derken aslında sahip olduklarımızın değerini unutuyoruz.
Birikim yapmayı zorlaştıran bir diğer faktör ise küçük harcamalar!
Günlük kahve alışkanlıkları, sürekli dışarıda yemek yemek ya da streaming abonelikleri gibi masum görünen harcamalar aslında bir araya gelince ciddi bir bütçe açığı yaratıyor. “Bir kereden bir şey olmaz!” diyerek yaptığın bu harcamalar, yıl sonunda ciddi bir miktara ulaşıyor. O yüzden küçük harcamalara dikkat etmek, hayat tarzı enflasyonuna kapılmamak için önemli bir adım!
Sonuç olarak, maaşının artması her zaman finansal özgürlük anlamına gelmiyor!
Önemli olan, gelirin artarken harcamalarını kontrol edebilmek. Aksi halde sürekli daha fazla kazanmak ama yine de parasız kalmak kaçınılmaz olur. Hayat tarzı enflasyonuna karşı bilinçli olup finansal hedeflerine odaklanırsan, daha rahat bir yaşam sürmen mümkün!
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Video
Test
Gündem
Magazin
Video
Test
Yorum Yazın