Köşe Bucak Gündem: Köşe Yazarları Bugün Ne Yazdı?
Gazetelerin köşe yazarları bugün neler yazdılar, gündemi nasıl
gördüler? İşte günün öne çıkan köşe yazarları...
Kol saati | Yılmaz Özdil | Hürriyet
Zafer Çağlayan gazete okurken kol saatinin reklamını görmüş, meğer o
sırada hayırsever Rıza oradaymış, sen zahmet etme abi, ben ayarlarım
demiş, biz bakmayalımmış faturayı kimin ödediğine, garanti belgesi kendi adınaymış filan...
Yazının devamını okumak için tıklayınız.
Öcalan ve MİT | Kurtuluş Tayiz | Akşam
Bazı liberal kalemlerden Kürt hareketine yönelik eleştirilerin başında MİT ile ilgili konular geliyor. Mehmet Altan, BDP'li milletvekili Sırrı Sakık'ın MİT yasası görüşülürken yaptığı konuşmayı hatırlatarak Kürt hareketine sert suçlamalar yöneltti. Oysa BDP, MİT kanunuyla ilgili değişikliklere destek sunmamıştı. Sakık ise sadece akan kanın durdurulmasındaki katkılarından dolayı MİT Müsteşarı'na teşekkür etmekle yetinmişti. Ayrıca grup adına Pervin Buldan, Sakık'ın konuşmasına yönelik 'düzeltme' bile yaptı. Buna rağmen Altan'ın Kürt hareketini MİT'e yakın durmakla suçlaması dikkat çekiciydi.
Yazının devamını okumak için tıklayınız.
Ne tesadüf! | Nazlı Ilıcak | Bugün
Hükümetin girişimiyle HSYK tarafından 17 Aralık dosyasına tayin edilen Savcı Ekrem Aydıner, TOKİ soruşturmasına takipsizlik kararı verdi. Bu kararın gerekçesini, gazetelere yansıdığı kadarıyla biliyoruz. Haberlerden, Aydıner'in hâkim kararıyla dinleme yapıldığını kabul ettiği ama her soruşturmada suç işlemek üzere örgüt kurulduğu iddiasıyla mahkemelerden iletişimin tespiti kararının alınmasını yasaya aykırı bulduğu anlaşılıyor. Aydıner'e göre hâkim tarafından verilmiş olsa dahi soruşturmanın başlangıcındaki iletişimin tespiti kararı hukuka uygun değil.
Yazının devamını okumak için tıklayınız.
‘Yandaş Türk’ler vergi yüzsüzü ha? | Akif Beki | Hürriyet
BİR gazete “Vergiyi beyaz Türkler ödedi” başlığını layık gördü habere, bir diğeri de “Tayyip’in zenginleri nerede” diye sordu.“Kim çok kazandıysa vergiyi de o çok ödedi” demek gelmedi akıllarına. Maliye Bakanlığı’nın 2013 yılı gelir vergisi rekortmenleri listesi, bu yıl hayret uyandırmış bazılarında. Sanki 2012 listesi çok farklıydı?
Yazının devamını okumak için tıklayınız.
Central Park'ta karpuz kestik | Cüneyt Özdemir | Radikal
Bir Diyarbakır bir de Kaliforniya karpuzu önümüzdeydi. Anlayacağınız Central Park'ta karpuz kestik. Birkaç günlük New York ziyaretim sırasında Twitter üzerinden bir mesaj yayımladım. 'Beni New York’ta takip eden arkadaşlarla bir yer ayarlayıp buluşalım' diye yazdım. Ne önceden ayarlanmış bir organizasyon ne de planlanmış bir tweet'ti.
Yazının devamını okumak için tıklayınız.
Uyan artık sayın vatandaşım, uyan! | Emin Çölaşan | Sözcü
Ey benim sayın ve muhterem, fakir fukara, işsiz, ayın sonunu getiremeyen vatandaşım…
Ekonomik durumun zor. Eğer şansın yaver gitti de iş bulduysan, büyük olasılıkla asgari ücrete talim ediyorsun.
Ya da dandik bir firmada hiçbir güvencen olmadan, sigortan bile yapılmadan taşeron işçi olarak günde 10 saat çalışıyorsun.
Belki kendine, eşine, çocuklarına iş arıyor ama bulamıyorsun. Bu durumda
torpil arayışına giriyorsun. Araya tanıdıklar koyup AKP’li milletvekillerinin, genel müdürlerin kapısını aşındırıyorsun.
Yazının devamını okumak için tıklayınız.
Kolejlere girişte fırtınalar kopacak | Abbas Güçlü | Milliyet
Türkiye’nin en iyi liselerinde, yanlış kayıt sistemi nedeniyle, her yıl, binlerce kontenjan boş kalıyordu. Milli Eğitim Bakanı Avcı, geçen yıl vakıf olduğu bu duruma, gelecek yıl yani önümüzdeki kayıt döneminde, son vereceğini açıklamıştı.Ve şimdi bunun gereğini yerine getirmek için yapılan çalışmalar son noktaya gelmiş. Yeni sistem her an açıklanabilir... Çocuğu ya da bir yakını geçtiğimiz yıllarda fen ve anadolu liselerine ya da kolejlere girenler, yaşanan sıkıntıyı çok iyi bilirler. 8’inci sınıf öğrencileri, liselere giriş için aynı sınavda yarışıyorlar ama tercih ve yerleştirme usulleri, kolejlere girişte tamamen farklı oluyordu. Bu yüzden de, anadolu liseleri ile kolejler arasındaki gel-git yüzünden hem velilerin çekmediği çile kalmıyor hem de kontenjanlar bir türlü dolmuyordu...
Yazının devamını okumak için tıklayınız.
Demokratikleşerek demokrasi olunur mu? | Etyen Mahçupyan | Zaman
Hükümetin, anlamadığı veya kontrol edemediği sosyal ve hukuki durumlar karşısında hemen pençelerini çıkarması son bir yıla damgasını vurdu. Art arda antidemokratik kararlarla, yasa teklifleriyle ve uygulama girişimleriyle karşılaştık. Bunların niçin gündeme geldiğini anlamak zor değildi, ama onaylanmaları zordu
Yazının devamını okumak için tıklayınız.
CHP tabanı işgal altında... | Markar Esayan| Yeni Şafak
'Demokratik toplumlar, önemli konuları tartışmaya açarlar, çoğulcudurlar ve tüm önerilerin adil bir müzakere ortamında temsil edilmesini önemserler. Bilim dahil tüm süper uzmanlıklar geleneklerden sadece birisidir ve tüm geleneklerin –din dahil- müzakereye katılmaya eşit hakkı vardır. Müzakere yönteminin nasıl olacağına, hangi geleneklerin muteber, hangilerinin irrasyonel olduğuna karar vermek hiçbir geleneğin tekelinde olamaz. Yurttaşlar eşit fırsat ve eşit haklar üzerinden müzakerelerle toplumu oluştururlar.
Yazının devamını okumak için tıklayınız.
Küçük bir ayrımcılık testi | Mehveş Evin | Milliyet
Basın özgürlüğünde olduğu gibi insan hakları ihlallerinde de rekora gidiyoruz, inşallah! Cezaevlerindeki çocuklara ağır işkence... “Orantısız kuvvet” diyerek yumuşatılan, aslında polisin plastik mermi veya gaz fişeğini hedef gözeterek
kullanması... Sokak aralarında yurttaşları öldüresiye dövmek..Liste, giderek kabarıyor. Çok ağır ihlallerinin yanı sıra “ufak tefek” olaylarsa çerez muamelesi görüyor.Öyle ki, Antalya’da bir otoparkta polisin çivili sopalarla dövdüğü gencecik insanlar, görüntülere rağmen “şikayetçi” olamıyor! Gökçer ahincioğlu’nun haberine göre, bu olayda dahi “işkenceden değil ‘basit yaralamadan‘ ceza istenebiliyor...
Yazının devamını okumak için tıklayınız.
Erdoğan'la Çankaya nasıl anılacak? | Abdülkadir Selvi | Yeni Şafak
‘Muhtar bile olamaz’ denilen Erdoğan’ın döneminde Türkiye’ninCumhurbaşkanı eşi başörtülü biri oldu. Ergenekon'la, askeri vesayetle ve Cemaat vesayetiyle ücadeleyi hatırlatmak istemiyorum ama çözüm sürecini hatırlatmazsam olmaz. ‘Kürt’ diyen partilerin kapatıldığı, ‘Kürt’e, Kürt denilemeyen’ bir Türkiye’den çözüm sürecinin yürütüldüğü bir Türkiye’ye gelindi.
Demem o ki, AK Parti hem kendisini hem de Türkiye’yi dönüştürdü. Şimdi sıra bu hareketin liderinin Çankaya’ya çıkarılmasına geldi. Bırakın Özal’la ya da Demirel’le kıyaslamayı. Öyle bir cumhurbaşkanlığı yapacak ki, Çankaya, Erdoğan’dan önce ve Erdoğan’dan sonra diye tarif edilmeye başlayacak. Çünkü o sadece Türkiye’nin cumhurbaşkanı olarak çıkmayacak oraya, aynı zamanda Bosna’nın, Gazze’nin, Arakan’ın umutlarının Çankaya’ya taşınması olacak.
Yazının tamamını okumak için tıklayınız
Fezlekeli bakanların aşırı acıklı stratejileri | Ezgi Başaran | Radikal
Sonuç itibariyle kendilerine ayırdığımız sürenin sonuna gelmiştik ve elimizde vardı dört koca sıfır. Çıktıkları kürsünün önündeki dijital saatin kırmızı ışıklı dakikaları azalıyor Amma velakin çalışan kafaların iknası mümkün olmuyordu. Ki bu son derece doğaldı. Zira ortada ikna olunabilecek tek bir bilgi yahut kanıt kırıntısı yoktu.