KIRMIZI RUJUN GEÇMIŞI !
KIRMIZI RUJUN GEÇMIŞI !
Kırmızı ruj; bazen güzel, bazen seksi, bazen sakil. Ama binlerce yıldır bizimle birlikte. Kadınların vazgeçemediği bu tutkunun tarihine bir göz atalım istedik..
Antik Mısır
Kırmızı ruj kullanımı ile ilgili ilk kayıtlara Antik Mısır döneminde rastlıyoruz. O zamanlar dudaklara kırmızı bir ton vermek için yarı değerli taşlar eziliyordu. Bu pahalı yöntem sadece kadınlar değil erkekler tarafından da kullanılıyordu. Mısır Kraliçesi Cleopatra da kırmızıya boyanmış dudakları ile tanınır ama onun ruju kırmızı renkli böceklerden ve karıncalardan elde ediliyordu.
Cleopatra’ya özenen Mısırlı kadınlar kırmızı dudak boyası elde etmek için akıl almaz yöntemlere başvurdular. Bir hayli toksin maddeyi karıştırarak elde edilen kırmızı ruj pek çok hastalığa ve hatta ölüme sebep oldu. Ölümcül öpücük tanımlaması da buradan geliyor. İlginç bir şekilde ilk sedefli ruj da Antik Mısır’da ortaya çıktı. Balık pullarının ezilmesi ile elde edilen bu ruj kırmızının yanında sönük kalsa da hala tercih ediliyor.
16. Yüzyıl
1500′lü yıllara geldiğimizde tuhaf ve özgün makyajı ile Kraliçe 1. Elizabeth’i görüyoruz. O bakireliğin de temsili olarak bembeyaza boyanmış bir cilt ve kırmızı dudakları ile tarihe geçti. Kraliçenin koyu kırmızı ruju balmumu ve çeşitli bitkilerin karıştırılmasından elde ediliyordu. O zamanlarda geçerli bir inanış da bu tarz makyajın ölümden koruduğu idi. Ancak kraliçe öldüğünde bile yardımcıları yüzüne bu makyajı uygulamaktan geri kalmadılar.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın