Kazanma Duygumuzu Körükledikçe Körükleyen 10 Şey
Oyun, yarışma, çekiliş, iddia her ne olursa olsun! Bir şey kazandığı an insan sanki bir üst modele geçmiş gibi hissediyor. Kazanmak büyük bir “update” orası tamam ama bazı şeyler var ki sonu yok! İnsan kendini durduramıyor. Kaybedince bu sefer kazanacağım hırsı sarıyor, kazanınca da sonsuza kadar kazanacağı fikri…
1- Lades
2- Kazıkazan
“Abi! İki lira çıktı, iki tane daha versene!”
Kazıkazana başlarsanız cepteki bozuk paralar bitene kadar sonu gelmez. Kazandığınız da bir şey olsa bari. Maksimum 10 lira. Kimisi de kazıkazan satan adama sorar “Daha önce hiç bu elli binler çıktı mı?” Adam bu soruya ne cevap verecek? Tabii ki de “Çıktı!” diyecek ki sen kazıdıkça kazı, kazıdıkça kazandığını düşünmeye devam et. Kazıkazan bitince genelde hangi tarafın kar ettiği gizemini sonsuza dek korur.
3- Özgüven
Sen ne tatlı şeysin ego! İnsanın yanaklarını sıkası, mıncırası geliyor! Ama egonun da bir sınırı var. İnsan özgüven kazandıkça kazanası geliyor doğal olarak. Her şeyin olduğu gibi özgüvenin de fazlası zarar. Boşuna “Egomanyak” diye bir kelime uydurmadı annelerimiz.
4- Mortal Kombat
Bir gençlik düşünün ki okulda ihtiyacı olur diye aldığı harçlığı atari salonlarında harcamış… Bunun tek sebebi elbette üç tuşla oynanabilen Mortal Kombat mücadeleleri! Kombatları bilmek veya bilmemek aslında tüm mesele bu. Eğer kombat uzmanı birini yeniyorsanız da sabaha kadar aduket çekme isteğiyle tutuşursunuz. Parmakları nasır tutan, atari salonu gençliği günümüzde bunu Playstation başında devam ettiriyor. Kaybedince joystick’i camdan aşağı savuran nesiller neyse ki atari gençliğinin bayrağını layığıyla taşıyor.
5- Oy
Muhtar, sınıf başkanı ya da başbakan fark etmez. İnsan oy aldıkça daha çok insana ulaşmak istiyor. Doğamız böyle, inkar eden olursa inanmayın. Hırs ile birleşen oy toplama ve seçilme durumları boyutunu aştığı zaman sağlığa zararlı hale geliyor.
6- Sokak Maçları
Hele ki karşınızdaki çocuk neredeyse pota boyundaysa ve siz durmadan onu yenmeyi başarıyorsanız veya kale kadar çocuğa arka arkaya golleri sıralıyorsanız, hayatınızın sonuna kadar o maçı kazanma isteğiyle yanıp tutuşursunuz. Ama smaç, rövaşata falan kasar, oranızı buranızı kırmaya gerek yok.
7- Misket
Gereken çukur kazıldı, heyecan dorukta, atışlar için herkes yerini aldı ve misketler seçildi! Böyle bir heyecanın, çetin mücadelenin altından kazanarak kalkınca, kazanma isteğinin sonu gelir mi? Hem de çocuk yaşta! Annelerin hiçbir zaman anlamadığı “Alt tarafı bilye ya!” diye küçük gördüğü misketleri kazandıkça ruhu doyurduğu büyük bir gerçek! Saatlerce süren o çocuk sevinci de uzun süre bitmez.
8- Like & Retweet
Yediğin yemek, gittiğin kafe, yeni aldığın ayakkabı ya da aklından geçen bir düşünceyi büyük beklentiler olmadan paylaşınca ve beklenenin üzerinde tepki aldıkça insanın sıkı sıkı sarılası, daha çok kişiye ulaştırma hevesi tavan yapıyor. Telefonun dırıt dırıt ötmeleri içinizden “Hiç bitmesin bu like’lar, retweet’ler!” demenizi sağlıyor. Sürekli bir şeyler paylaşma hastalığına yakalanmayın, o zaman herkesler sizi görünmez hale getirir. Sonsuza dek sosyal mecrada kendi kendinize konuşursunuz.
9- Çekiliş
Çekilişlerde beklentiler yerlerde sürünür genelde. Birileri bu çekilişleri kazanıyor ama o asla siz olmamışsınızdır ve olmayacaksınızdır. Özellikle karşınızda bir Lamborghini çekilişi duruyorsa, o çekilişe asla inancınız olmaz. Ama eğer olur da bir çekilişten başarılı çıkar, hediyeyi kazanırsanız, artık çekilişlerin sizden çekeceği var demektir. Önünüze çıkan her çekilişe katılırken bulursunuz kendinizi. Tombala gibi bir şey aslında, çok büyütmemek lazım.
10- Rozet-Puan
Mobil uygulamalarda karşımıza çıkan rozetler, puanlar arkadaşlarla eğlenceli rekabet ortamları yaratıyor kabul ama o rozet ve puanlar karnınızı doyursa, ücretsiz lezzetler kazanmanızı sağlasa, kazandıkça acıkıp daha çok kazansanız harika olmaz mı?
Olur! Bolbol’da eğlenceli bir yola girmeye hazırlan! Önce puan topluyorsun, sonra görevleri yerine getiriyorsun daha sonra da ne kadar puanın varsa o kadar yiyeceği ücretsiz yiyebiliyorsun! Koş, koş, koş!