Kartların Mistik ve Renkli Dünyasının Derinliklerine Doğru Bir Yolculuk: Tarot Nasıl Ortaya Çıktı?
Mistik dünyalardan haber taşıyan tarot kartlarını muhtemelen herkes duymuştur. Peki bu değişik tasarımlı ve hayat hakkında sürpriz haberlere sahip olan kartlar nasıl ve neden ortaya çıktı hiç merak ettiniz mi? Gelin birlikte bakalım.
Farklı desenleri, renkleri ve tasarımlarıyla tarot kartları oldukça ilgi çekicidir. Bu kartların kökeni aslında sanılandan çok daha eskiye, Orta Çağ Dönemine dayanıyor.
Basitçe tarot destesinin içeriğinden bahsetmek gerekirse tarot kartları 22 büyük arkana kartı ve 56 küçük arkana kartı olmak üzere toplamda 78 karttan oluşur.
Bazı araştırmacılara göre tarot kartları ilk olarak Mısır'da ortaya çıkmış ve oranın mistik öğretilerinden dokunuş almış.
Diğer araştırmacılar ise Kartaca ya da Kelt gibi farklı kültürlere ait olabileceğini düşünüyor. Ancak tarotun kökeninin tam olarak neresi olduğuna dair kesin bir kanıt yok.
Tarotun ilk belgelenmiş kullanımı 14. yüzyılın sonlarında İtalya'da gerçekleşmiş. Bu dönemde tarot kartları, o dönemin soylu sınıfı arasında çok popüler bir oyun olarak kullanılmaktaymış. Bir benzetme yapmak gerekirse bir nevi bu dönemlerin pokeri diyebiliriz.
Kartlar aynı zamanda zengin aileler arasında hediye olarak da veriliyormuş ve özellikle kırsal kesimlerdeki sosyal etkinliklerde çokça oynanıyormuş.
Ancak daha sonra kartlar sadece bir oyundan ibaret olmaktan çıkmış ve 18. yüzyıl geldiğinde kehanet yöntemi olarak kullanılmaya başlamış.
Çünkü bu dönemde tarot kartları daha çok mistik ve ezoterik uygulamalarla ilişkilendirilmeye başlamış. Bunun neden ve nasıl 18.yüzyılda başladığı ise hala bir soru işareti ancak kimler tarafından bu amaçla kullanılmaya başladığı biliniyor.
Fransız okültist Antoine Court de Gébelin ve Fransız kartomansi uzmanı Jean-Baptiste Alliette adlı kişiler tarot kartlarının kehanette bulunmada kullanımını yaygınlaştırmışlar.
Öyle ki hatta Alliette tarot kartlarını 'Eski Mısır Kitabı' olarak adlandırmış. Bundan daha sonra ise kartları astroloji, numeroloji ve sembollerle ilişkilendirerek bir kehanet sistemi geliştirmiş.
Daha sonra ise eskiden sadece elit kesimin sosyal etkinliklerde kullandığı tarot kartı popüler hale gelince Avrupa'da kullanımı hızla artmış.
Ünlü okültistler tarotu hem kehanet hem de kişisel gelişim aracı olarak kullanmaya başlamış. Bu dönemde tarot kartlarının tasarımları çeşitlenmiş ve zengin sembolizmiyle dikkat çekmeye başlamış.
Tarot tasarımcılığının harika örneklerinden biri de Pamela Colman Smith adlı sanatçı.
Smith, Jamaika folklorundan esinlenen minyatür tiyatro eserleri ve New York'taki ve yurtdışındaki sanatçı camiasında kendine bir isim yaratmasına yardımcı olan illüstrasyonlarıyla tanınıyormuş.
İlerleyen dönemlerde Smith şair ve mistik Edward Waite ile tanışmış ve kendisinin yarattığı tarot kartlarının tasarımlarını yapmak için işe alınmış.
Waite eser bitiminde her kartın kusursuzca resmedildiği bir Tarot destesi görmek istemiş. Bu ise tarihte bir istisna dışında tamamen yeni bir durummuş çünkü tarot tarihi boyunca destelerin yalnızca Major Arcana'da ve bazen de mahkeme kartlarında illüstrasyonları varmış.
Diğer istisna ise 1490'larda çok zengin bir Milanlı aile tarafından yaptırılan Sola Busca adlı bir tarot destesiymiş.
Waite Smith'e tasarımlarına çalışırken bu desteden ilham almasını önermiş bu yüzden de iki deste arasında oldukça benzer yanlar ortaya çıkmış.
Smith kartlarında sadece bir grup bardak, madeni para, değnek veya kılıç göstermektense insanları da kartlara dahil etmiş.
Ve böylece modern tarot kartları ortaya çıkmış. Kartları yaptıktan tam iki yıl sonra Smith katolikliğe ilgi duymaya başlamış ve miras kalan parasıyla rahiplere bir ev açmak için kullanmış. Ancak hiçbir zaman yaptığı tasarımların telif ücretini almamış ve yıl 1951 olduğunda hayata maddi sıkıntılar içinde yaşanmış bir hayat ile veda etmiş.
Siz tasarımlarıyla insanı kendine çeken tarot kartları hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım!
Bunlar da ilgini çekebilir:
Yorum Yazın