Sisli Geceler, Halide Nusret Zorlutuna’nın her eserinde olduğu gibi vatan sevgisi, kadının toplumsal konumu, aşk ve ahlak temalarını incelikle işlediği ve yazar olarak tanınmasını sağlayan en önemli eserlerinden biridir. Bu romanda, kalabalık bir köşk halkını ve onların akrabalık ilişkilerini okuyoruz. Küçük yaşta anne ve babasını kaybeden Mine, ona kol kanat geren ağabeyi Kenan Bey ve eşi Sacide Hanım’la birlikte yaşamaktadır. Sacide Hanım, hem yengesi hem de teyzesinin kızıdır. Sacide Hanım’ın kardeşleri Nüzhet ile Doktor Fikret ve eşi Zehra da bu kalabalık ailenin parçasıdır. Halide Nusret, bir yandan Milli Mücadele yıllarının yangınını anlatırken, diğer yandan aşkı sorgular. Aşkın tüm değer yargılarından daha üstün olduğunu düşünen Mine, bu kalabalık ailenin bütün yaşamını değiştirecektir.
İstanbul'da doğan Halide Nusret, Meşrutiyet döneminde Kerkük'te mutasarrıflık yapan, II. Abdülhamit devri gazetecilerinden Mehmet Selim Beyin kızıdır. Babası, kendi adından daha çok Avnullah Kâzımî takma adıyla tanınır. Kerkük'te özel hocalardan Türkçe, Arapça, Farsça dersleri alan Halide Nusret, Dünya Savaşı başladığı sıralarda ailesi ile birlikte İstanbul'a döner ve orta öğrenimini Erenköy Kız Lisesi'nde tamamlayarak İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü'ne devam eder. Özel olarak İngilizce öğrenir. 1924'te Edirne Muallim Mektebi'ne öğretmen olarak atanan Halide Nusret, daha sonra sırasıyla Kırklareli, Kars, Ardahan, Urfa, Karaman, İstanbul ve Ankara'da çeşitli ortaokul ve liselerde bu görevi sürdürür. 1926'da Süvari Yarbayı Aziz Vecihi Zorlutuna ile evlenir. 1930'da oğulları Ergün, 1938'de kızları Emine Işınsu dünyaya gelir. Bu arada, Çocuk Esirgeme, Yardımseverler, Çocuk Haklarını Koruma, Türk Kadınlar Birliği, Eski Muharipler, Soroptimistler gibi derneklerin üyeliklerinde ve Türk Anneler Derneği Genel Başkanlığında bulunan Halide Nusret; 1957'de Kız Teknik Öğretmen Okulu'nda edebiyat öğretmeni iken kendi isteği ile emekliye ayrılır. Halide Nusret, yazı hayatına, on beş yaşlarında, Erenköy Kız Lisesi'nin açtığı yarışmada, babasının ölümü üzerine yazdığı; Ağlayan Kahkahalar yazısının birincilik kazanması üzerine girer. O günden sonra şiir, fıkra, deneme, inceleme, anı, sohbet, hikâye ve roman türlerinde çeşitli eserler kaleme alır.
Yorum Yazın
Nilgün Marmara - Kırmızı kahverengi defter’i göremeyince üzüldüm. Allah rahmet eylesin.
Şu listede Nazan Bekiroğlu'ndan bahsetmemek hiç olmamış. Hatta ayıp olmuş.