Kadınlar Erdemleriyle Güçlenmeli! Atatürk’ten 21. Yüzyıl Türkiye'si İçin Ebedi 5 Mesaj
Bu anlamlı günde sizlere bugünün modern çağına, yüz yıl önce ulu önder Atatürk’ün bundan tam yüz yıl önce Anadolu’nun farklı şehirlerinde katıldığı kongrelerden bazı mesajlar getirdim. Öyle mesajlar ki bugün hala bilinç seviyesinin çok üstünde olup, geçerliliğini koruyor.
Gelin birlikte bir bakalım... Sizler neler hissedeceksiniz, en alttaki yorumlara bekliyorum.
Mesaj 1: Atatürk’ten cinsiyet eşitliğine dair
Mesaj 2: Atatürk’ten Türk kadınlarının nasıl olması gerektiğine dair mesajı
Tarih: 14 Ekim 1925
Yer: İzmir Kız Öğretmen Okulu
“Türk kadını dünyanın en aydın, en faziletli ve en ağır kadını olmalıdır. Ağır sıklette değil, ahlakta, fazilette ağır başlı bir kadın olmalıdır. Tür kadının görevi, Türk’ü zihniyetiyle, kol gücüyle, kesin kararlılığıyla koruyabilecek ve savunabilecek nesiller yetiştirmektir. Milletin kaynağı, toplumsal hayatın esası olan kadın, ancak faziletli olursa görevini yapabilir.”
Kadınların özellikle oldukça eylemsel olduğu (bakınız diğer yazılarıma) şu günümüz koşullarında yine ağırlaşmak, yavaşlamak için bile mesajlar içine yedirilmiş. Bu sözlerdeki erkek tasviri ise dengeli eril diye ifade edeceğimiz hep ihtiyacımız olan erkek profilidir. Bu erkek profili de gerçekten bilinçli kadınlardan geçer.
Mesaj 3: Atatürk’ten Türk annelerine mesaj
Tarih: Temmuz 1927
“İlk terbiye verilen yerin, ana kucağı olduğu düşünülürse bu vazifenin ehemmiyeti layıkıyla anlaşılır... Zaman ilerledikçe, ilim geliştikçe, medeniyet dev adımlarıyla yürüdükçe, hayatın, asrın bugünkü gereklerine göre evlat yetiştirmenin güçlülerini biliyoruz. Anaların, bugünkü evlatlarına vermek durumunda olduğu terbiye, eski devletlerdeki gibi basit değildir.
Bugünün anaları için gerekli özellikleri taşıyan evlat yetiştirme, pek çok yüksek özelliği şahıslarında taşımalarına bağlıdır. Bu sebeple kadınlarımız erkeklerden daha aydın, daha feyizli, daha bilgili olmaya mecburdurlar.”
Yaşadığımız döneme yüz yıl önce söylenen ve hâlâ çok uygun olan bir annelik tasviri yapmıştır Atatürk. Çocukların yetiştirilmesinde annenin rolünü kimse yadsıyamaz. Toplumsal rolde doğum, emzirme dönemi sonrasında ve özellikle annenin fikir, görgü anlamındaki önemi çocukların üzerinde büyük önem taşıyor. Annelerin sürekli kendilerini güncel tutmalarının önemi Atatürk tarafından sanki bugün konuşur gibi ifare edilmemiş mi sizce?
Mesaj 4: Atatürk’ten Türk kadınlarına kadınlıkla ilgili mesaj
Mesaj 5: Atatürk’ten Türk kadınlarına küresel vazifeleri ile ilgili mesaj
Tarih: 18 Nisan 1935
Atatürk İstanbul’da toplanan ve aralarında ünlü kimyacı Madam Eve Curie’nin de bulunduğu, dünyanın dört bir yanından gelen kadınların katıldığı “Milletlerarası İlk Kadın Kongresi” delegelerine şöyle seslenir:
“Türk kadının dünya kadınlığına elini vererek, dünyanın barış ve güveni için çalışacağına emin olabilirsiniz… Ben muhterem hanımlarımızın Avrupa kadınlarının aşağısında kalmayacak, aksine pek çok yönden onların üstüne çıkacak şekilde ışıkla, bilgi ve kültürle donanacaklarından hiçbir şekilde şüphe etmeyen ve buna kesinlikle inananlardanım.”
Türk kadınlarına olan inancını ortaya koymuştur bu cümlelerle ve bir o kadar da yetişen kadınların dünyada olabilecek küresel görevlerini. Kanımca bu çok büyük farkındalık yaratabilecek bir söylem her bir kadın dostum için. Kendini donatmak, geliştirmek ve hem ülkeye hem de dünyaya hizmet etmek… Bu inancı işitmek bile insanı motive ediyor. Sizce?
Atatürk’ün sosyal yaşama dair yaptığı tüm devrimler, pek çok mevcut Avrupa ülkesinden çok daha önce bu coğrafyada gerçekleşmiştir. Bunlardan pek çoğu da kadınlarla ilgili olmuştur.
Şöyle bir hatırlayacak olursak:
Türk kadınları 1930’da Belediye seçimlerinde seçme ve seçilme, 1933’ de muhtarlık seçimleri, 1934’de milletvekilliği seçilme hakkına sahip olmuştur.
Oysaki İtalya’da 1948 yılında, Japonya’da 1951, İsviçre’de 1971 yılında seçme hakkı kadına verilmiştir. Danimarka ve İsveç gibi ülkelerde durum farklı değildir.
Umut ediyorum, kadınlara gücünü hatırlatan bu mesajlar sana da iyi gelmiştir.
Not: Bu yazıdaki bilgiler derlenirken Henri Benazus’un Atatürk ve Kadın kitabından faydalanılmıştır.
Yorum Yazın