Jüri Karşısında İkinci Gün: Zarrab'ın Tanık Sandalyesine Oturduğu Davada Neler Yaşandı?
Halkbank eski Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla'nın, ABD'nin İran'a yönelik yaptırımlarını delmek suçlamasıyla yargılandığı davada savcılık ile anlaşarak tanık olan Reza Zarrab, önceki gün ilk defa jürinin karşısına çıkmış ve çarpıcı iddialarda bulunmuştu. Zarrab'ın ifadesine dün kaldığı yerden devam edildi. New York Güney Bölgesi, Federal Mahkemesi'nde görülen davada, Türk gazetecilerin içeri cep telefonu sokması yasak. Duruşmaya verilen aralarda YouTube üzerinden gerçekleştirdiği yayınlarla davada yaşananları aktaran gazeteci Cüneyt Özdemir'in anlatımları ve ABD'li basın mensuplarının anlık sosyal medya paylaşımlarını derledik.
Reza Zarrab duruşmanın ikinci günü mahkemeye cezaevi tulumuyla değil sivil kıyafetlerle geldi.
CourthouseNews muhabiri Adam Klasfeld, "Cezaevi kıyafetleri artık yok" diye yazdı
Zarrab, duruşmaya sivil kıyafetlerle gelmesinin özel bir anlama gelmediğini, kendisine hapse geri dönüp dönmeyeceği konusunda herhangi bir vaatte bulunulmadığını söyledi.
Zarrab, New York'taki hapishanede tehdit edildiğini, bu nedenle hala FBI koruması altında bulunduğunu belirtti.
Duruşmayı izleyen muhabir Pete Brush, bir Twitter takipçisinden gelen 'Kim tarafından ve neden tehdit edildi? şeklindeki soruya, 'Bu belirsiz. Bu kısım hızlı geçildi. Muhtemelen Mehmet Hakan Atilla'nın avukatları Zarrab çapraz sorguya alındığında bu açıklamaları derinlemesine sorgulayacaktır' diye cevap verdi.
Duruşmayı takip eden Daily Beast muhabiri Katie Zavadski'nin aktardığına göre Zarrab, 'Zafer Çağlayan ve İranlılar arasında birçok toplantı yapıldı, ben de katıldım' dedi.
Zarrab, Halkbank'ın da dahil olduğu İran Ulusal Petrol Şirketi'nden yetkililerle bir toplantı düzenlendiğini toplantıya Halkbank adına Süleyman Aslan ve Hakan Atilla'nın katıldığını ancak İran Petrol Bakanı'nın toplantıda bulunmadığını iddia etti. Gazeteci Klassfield bu görüşmeler için, 'Zarrab'ın 'Bu İran Ulusal Petrol Şirketi'nin Hindistan'daki parasını Halkbank'taki hesabına aktarmanın ilk adımıydı' dediğini paylaştı.
"Hindistan'ın aldığı petrol ve gazın parası da Halkbank üzerinden"
Zarrab, sadece Türkiye'nin İran'dan aldığı doğalgaz ve petrolün değil, Hindistan'ın aldığı petrol ve gaz ödemelerinin de Halkbank üzerinden geçirildiğini söyledi.
Zarrab daha sonra Hindistan'dan Halkbank'a para transferi için kullandığı yöntemleri açıklamaya başladı. Davayı takip eden gazetecilerden Zavadski'nin iddiasına göre, hakim, 'Hindistan'daki parayı Halkbank'a nasıl getiriyorsunuz' sorusu üzerine Zarrab, Hindistan'daki şirketin ilk adım olarak Halkbank'ta hesap açtığını, Hindistan'daki ham petrol alıcısı firma parayı direkt olarak Halkbank hesabına gönderdiğini söyledi. Daha sonra söz konusu fonun başka bir Türk bankasına aktarıldığını ve kendisinin bu parayı altın karşılığı alarak, uluslararası ödeme talimatlarını gerçekleştirdiğini belirtti.
"İran'dan gelen petrol parasını Zarrab'ın kurduğu sistemde dolaşıma sokmak için 10 aşama var. Ne zaman kafalar karışsa, Zarrab 'ben size bir anlatayım' diyor, kalkıp geçiyor tablonun karşısına"
Savcılık Zarrab'a Özgür Eker adlı bir kişiyle yaptığı telefon görüşmelerinin dökümünü sordu. Zarrab ise bu görüşmenin İran'ın parasının Hindistan'dan Halkbank'taki hesaba, Halkbank'tan da Arap Türk Bankası'na aktarmak amacıyla yapıldığını ifade etti.
Zarrab araya neden Arap Türk Bankası'nın sokulduğunu ise 'Paranın çıkış noktasını saklamak' diye açıkladı.
Zarrab paranın niçin Türk lirası cinsinden transfer edildiğini, “Eğer dolar olsaydı, para Arap Turk Bankası’na gitmeden önce ABD’ye gitmesi gerekirdi. Eğer euro olsaydı, Avrupa’ya gitmesi gerekirdi. Türk lirası olduğu için, Türkiye’de kalabildi' ifadeleriyle açıkladı.
Reza Zarrab, Süleyman Aslan'ın aldığı riskten dolayı rahatsız olduğunu, ve geleceğini garanti altına almak istediğini söyledi. Zarrab ayrıca Aslan için, 'Zafer Çağlayan gibi o da para istiyordu' iddiasında bulundu.
Davada Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın adının geçtiği belirtiliyor. Aktarılan bilgiye göre, Zarrab ifadesinde 'ticaretin başlatılması için' Erdoğan'ın onay ve talimat verdiğini Zafer Çağlayan'dan öğrendiğini söyledi.
Davayı takip eden gazeteci Cüneyt Özdemir, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın adının geçtiği kısma şöyle açıklık getirdi 📹
Özdemir, tanık sandalyesinde oturan Zarrab'ın ifadesinde, Erdoğan'ın adının geçtiği kısmı ilginç bulduğunu belirtiyor ve şöyle devam ediyor:
'Benim ilgimi şu çekti. Savcı bazı şeyleri kayda geçirmek istiyor. Mesela orada bir konuşma var, 'Bir de Ziraat ile Vakıf Bankası'nın da bu işe girmek istediğini' söylüyor, bu işe girmek istediğini iddia ediyor diyeyim. 'Kim emir vermiş?' diye soruyor. (Zarrab) 'Başbakan emir vermiş' diyor. Şimdi burası da çok ilginç... Burayı açmaya çalıştı savcı. Peki 'Sen bunu nereden biliyorsun?' diye soruyor. Zarrab da 'Zafer Çağlayan bunun onayını almış, bana söyledi' dedi. Savcı peki o dönemin başbakanı kim?' diye sordu. Şimdi diyorum ya, bazı şeyleri, burada, bu mahkemede özellikle kayda geçirmek istiyorlar. Yüksek sesle 'Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dır' dedi Reza Zarrab. Belki de ilk kez ağzından böyle bir şey çıktı. Mesela sonra yok... Ama bu kayıtlara geçti mi? Geçti. Ama sonrasında bir soru daha, sen nereden biliyorsun? Yok.
"İran ile ticaret üzerinden Zafer Çağlayan'a yüzde 50 ödüyordum"
Mahkemede Zarrab'ın şirketinin, İran petrol ticaretinden alınan ve ödenen paraların gözüktüğü iç muhasebe kayıtlarına bakılıyor. Zarrab bu konuyla ilgili, 'İran ile ticaret üzerinden Zafer Çağlayan'a yüzde 50 ödüyordum ve bu kârın miktarının hesaplanması gerekiyordu' dediği iddiası aktarıldı.
Gazeteci Özdemir aktardı: "Savcı 'Çağlayan ve Aslan'a para verdiğinizi söylüyorsunuz, başka kimseye rüşvet verdiniz mi?' diye sordu. Reza Zarrab 'Hayır, kesinlikle' dedi. Hakan Atilla'ya rüşvet vermediğini ifade etti"
"Muammer Güler’in oğlundan yardım istedim"
ABD'li gazeteci Katie Zavadski'nin aktardığına göre Zarrab, dönemin İçişleri Bakanı Muammer Güler’in oğlu Barış Güler’den yardım istediğini söyledi. Zarrab ayrıca Güler'in bir dönem kendi şirketi için çalıştığını belirtti.
Özdemir, Zarrab'ın ATO'dan, dönemin İçişleri Bakanı Muammer Güler'in imzası bulunan referans mektubu aldığını söyledi.
Zarrab ile Süleyman Aslan arasında geçen bir WhatsApp yazışması: "Sevgili genel müdürüm, gıdayı bugün başlattım. Diğer bir deyişle Zarrab 'gıda ticaretini başladık' diyor."
"İlk kez WhatsApp mesajları yayınlandı ve ses kayıtları dinletildi"
Özdemir: "Reza Zarrab, Hürriyet gazetesinin haberine çok sinirlenmiş. 'Şerefsiz Hürriyet, onlarla uğraşacağım' diye mesaj atmış"
Özdemir'in aktardığı bilgiye göre, Reza Zarrab ve Süleyman Aslan arasındaki WhatsApp yazışmasında önemli bir detay var. Hürriyet gazetesinde 'ABD’li vekiller Halkbank’a yaptırım istedi' başlıklı bir haber manşete taşındı. Özdemir, bu haber sonrası Zarrab'ın çok sinirlendiğini ve 'Şerefsiz Hürriyet, onlarla uğraşacağım' diye yazdığını aktardı. Haberin 'işleri' etkileyip, etkilemeyeceğini sorması üzerine Aslan onu sakinleştirdi ve 'Hamama giren terler' diye yazdı.
Özdemir 'Hamama giren terler' sözlerinin duruşmada çevirisinin biraz güç olduğunu ifade ediyor.
Detayları yukarıdaki videodan izleyebilirsiniz.
Hakim Richard Berman oturumun sonunda "hamama giren terler" diyerek espri yaptı...
Ayrıca Berman, bugünkü oturumun yarım gün süreceğini açıkladı. Duruşma TSİ 17:30'da başlayacak ve 22:00'da sona erecek.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
Hükümet değil çete amk. Mafya yönetiyorlar sanki.
devletten büyük ne tefeci nede mafya vardır.
Zarrab ismi geçen haberler neden hala türkiye internet ağından kaldırılmadı? İşler Birilerinin aleyhine ilerlediğinde kapanır normalde youtube, twitter vs. Y... Devamını Gör
Helalll
diyorlar ki bizim ki ne yaparsa yapsin abdyi savunmam peki guzel kardesim sen karnin sirtina yapismis açbilaç dolanirken alinan rusvetleri senin deponu doldu... Devamını Gör
tayibin göt kılı olmak bunu gerektirir .