Bu soruyu sadece öğrencilere sormuyorum. Her gün defalarca kendime de soruyorum. Bir sürü cevap buluyorum ve her bulduğum cevabın doğruluğunu kabul ediyorum: Bir ifade biçimidir yazmak, bir ölümsüzlük arayışı, bilinç altına itibar beklemek… Ya da bir şekilde elde edilmiş bir meslek…
Bu kadar öznel cevapları olan bir sorudan tek bir doğru çıkarmak neredeyse imkansız. Öğrenci arkadaşlarımın, yazar arkadaşlarımın ve benim verdiğim tüm cevapları doğru olarak kabul edebilirsiniz. Ve hatta sizin bu satırları okurken verdiğiniz cevaplar da doğrudur?
Sanırım bu soruya en iyi yanıtı Margueritte Duras verecektir. Duras, insanın neden yazdığını ve nasıl olup da yazamadığını hiçbir zaman bilemeyeceğini söyler… Neden yazdığına dair bir fikri olmasa da yazmasaydı hayatının nasıl olacağını dair bir fikri vardır. Yazmak adıyla Türkçeye çevrilen kitabında şöyle der: “Yazmamış olsaydım, sağaltılmaz bir alkol bağımlısı olurdum.” Bu o kadar kötü bir şey değil gibi ama şöyle devam ediyor: “Yazmak hayatımızda birçok şeyi değiştirir.”
En azından benim değiştirdi ve kalemi eline aldıktan sonra tüm hayatı baştan sonra değişmiş birçok insan tanıyorum.
Yazmak öncelikli olarak dille kurduğumuz ilişkiyi değiştirir. Kelimeler başka anlamlar kazınıyor. Sıradanlıktan uzaklaşırlar ve yazan kişi kısa bir zaman sonra sözcükleri üzerinde hakimiyet kurmaya başlar. Günlük dil karşısında edilgen insanlarız hepimiz. Düşüncelerimizi dil belirler. Bildiğimiz kelimeler kadar yaşar, kullanmadığımız kelimeler kadar özgür düşünebiliriz. Daha fazlası imkansızdır. Ama bir dile hakim olmak yaşamı ve düşünceyi de kontrol altına almak demektir. Bu da hayatın kontrolüdür.
Kendi hayatınızı kontrol ederseniz kendi hayatınızın da kahramanı olursunuz.
Örneğin ben bir ailenin en küçük çocuğu olarak dünyaya geldim. Ailemin istediği okula gittim, babam elektrikçi olamadığı için lise tercihim elektrik bölümüydü. Daha sonra babamın kasasında oturacağı bir elektrikçi açmam bekleniyordu. Ailemin benden beklediği mucize bu olacaktı. O yüzden yaşadığım kasabada bir elektrikçi kalfası olmuştum. Ustalığıma az vardı…
Geriye dönelim, efsanelerde kahramanlar mucizeyi gerçekleştirip yaşamın seyrini değiştirir ama gerçekte kahramanlık mucizeye sırtını dönmektir. Bunu yazarak yaptım ben. Doğduğum gün bana sunulan hayatı ve gerçekleştirmem gereken ödevleri yok saydım.
Kendi gerçeğimin peşinden gittim. Yani yazının peşinden…
Yazmak insana tüm bunları sağlar.
Ve kahraman olmak için yazabilirsiniz.
Instagram
X
Facebook
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio