Hukukçular Eleştiriyi de Yasaklayan Kararı Değerlendirdi: 'Tek Kelimeyle Sansür'
Ankara 6. Sulh Ceza Hakimliğinin kararında, 'soruşturma tamamlanıncaya kadar, soruşturma kapsamı hakkında yazılı, görsel ve sosyal medya ile internet ortamında her türlü haber, röportaj, eleştiri vb. yayınların yapılmasının yasaklandığı' belirtildi. Karara hukukçular tepki gösterdi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yaşanan terör olayı ve canlı bombaya ilişkin sürdürülen soruşturmaya yönelik Ankara 6. Sulh Ceza Hakimliği'nin kararında, 'soruşturma tamamlanıncaya kadar, soruşturma kapsamı hakkında yazılı, görsel ve sosyal medya ile internet ortamında her türlü haber, röportaj, eleştiri vb. yayınların yapılmasının yasaklandığı' belirtildi.
► Ankara Katliamı Hakkında 'Her Türlü Haber, Röportaj, Eleştiri vb. Yasak'
Kararı Hürriyet'e değerlendiren hukukçuların görüşleri şöyle:
"Medyaya 3 maymun kararı"
Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yaman Akdeniz:
“Medyaya 3 maymun kararı bu. Basın ve ifade özgürlüğüne en sert müdahalelerden biri olarak tarihe geçer. Tek kelimeyle de sansür. Kararı mantık çerçevesinde değerlendirmek mümkün değil. ”
► 12 Madde ile Basında 'Devlet Baskısı' ve Yüz Yıllık Tarihi
"Halk gerçekleri öğrenmekten yoksun kalıyor"
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto: “Yayın yasakları kamuoyunun haber alma hakkını kısıtlayan kararlar. Halk gerçekleri öğrenmekten yoksun kalıyor. Bu kararları da çok kolay alıyorlar. Katliam olayı gerçekten ürkütücü ama halk da bilmek istiyor. Kimdir ölenler, kimlikleri belirlendi mi? Bunları haber yapacaksınız ki kamuoyu öğrenebilsin. Kamuoyunun elinden alınıyor bu. Bunu öğrenemiyorsunuz. Biz dava açmayı düşünüyoruz. Bugün hukukçu arkadaşlarla konuştum. Muhtemelen bu yasağın kaldırılması için mahkemeye başvuracağız. Bu yasaklamaların Türkiye’ye bir şey getirmediği açık. Tam tersine fısıltı gazetesini getiriyor. Fısıltı gazeteleriyle çok daha yaygınlaşacak. Duyuyoruz bazı telefonlar geliyor insanlara. Sokağa çıkmayın, metroya binmeyin diye. Söyleyip duruyoruz. Bir korku iklimi yaratılıyor. İnsanlar bu korku ikliminde nasıl yaşar.”
"Halka bilgi soruşturmanın gizliliği bozulmadan verilmeli"
İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Prof. Dr. Ersan Şen: “Soruşturmanın gizliliği, selameti ve şüphelilerin suçsuzluk/masumiyet karinelerinin korunması esastır. Ancak bu esas, halkın haber alma ve verme hakkının önünü tümü ile de kapatamaz. Kamuoyunu ilgilendiren, kamuoyuna mal olmuş veya halkın gelişmelerden haberdar olma hakkı adına, soruşturma dosyaları ve gelişmeler hakkında bilgilendirmenin savcılık makamı ve adli kolluk marifeti ile yapılması gerekir. Gerçeklerle ilgili halka bilgi verilmesi, soruşturmanın gizliliği ile korunan amaç bozulmadan sağlanmalıdır. Çatışan bu iki menfaatten birisinin feda edilmesi veya zayıflatılması, demokrasi ve hukuk adına doğru olmayacaktır. Soruşturmanın gizliliği ile amaçlananın dışına çıkıp yasağı ihlal edenler hakkında ise, elbette ilgili ceza normlarının tatbiki yoluna gidilmelidir.”
Türk Ceza Hukuku Derneği: Yayın Yasağı Sansürdür
Türk Ceza Hukuku Derneği, Ankara’daki bombalı saldırının soruşturmasıyla ilgili her türlü eleştiri, yorum, röportaj ve benzeri yayınının yasaklanmasını hukuka aykırı bularak sansür olarak değerlendirdi.
Türk Ceza Hukuku Derneği, yaptığı açıklamada şöyle dedi:
“Anayasanın 28. maddesine göre basın hürdür, sansür edilemez. Devlet, basın ve haber alma hürriyetlerini sağlayacak tedbirleri alır. Yargılama görevinin amacına uygun olarak yerine getirilmesi için kanunla belirtilecek sınırlar içinde hâkim tarafından verilen kararlar saklı kalmak üzere olaylar hakkında yayım yasağı konamaz. Bu durumda henüz olayla ilgili açılmış veya devam eden bir ceza davası bulunmadığına göre Ankara’da meydana gelen katliamla ilgili her türlü haber, röportaj, eleştiri yayınlarının yasaklanması sansürdür ve hukuka aykırıdır.”
Ankara 6. Sulh Ceza Hakimliği, dün Ankara’da 99 kişinin öldürüldüğü bombalı saldırı soruşturmasıyla ilgili her türlü eleştiri, yorum, röportaj ve benzeri yayını yasakladı.
Karar, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından 14 Ekim’de medya kuruluşlarına “ivedi” ibaresiyle bildirildi.