onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Hayata Çiçek Dürbününden Bakmaya Devam mı Edeceksiniz?: Kurban Psikolojisi

etiket Hayata Çiçek Dürbününden Bakmaya Devam mı Edeceksiniz?: Kurban Psikolojisi

İrem Yalçın
12.01.2025 - 22:36

Çiçek dürbünü veya kaleydoskop içine bakıldığında renkli desenler görülen, çocukluğumuzu hatırlatan nostaljik bir nesnedir. Desenler ışığın yansımasıyla elde edilir ve dürbün hareket ettirildikçe değişir.

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Dürbünün içi siyah ya da koyu renkle boyalıdır, içinde 60 derecelik eğimle birbirine bitişik üç ayna bulunur.

Dürbünün içi siyah ya da koyu renkle boyalıdır, içinde 60 derecelik eğimle birbirine bitişik üç ayna bulunur.

Aynaların arasında renkli cam parçaları, tüyler, pullar, boncuklar gibi çeşitli malzemeler bulunur. Biz buradaki nesneleri sürekli şekil değiştiren çokgenler olarak görürüz. Popüler kültürde televizyonda kamera hilesi olarak bulanıklaştırma efekti olarak da kullanımı yaygındır. 

Tıpkı o çiçek dürbününün içine baktığımızda gördüğümüz şekillerin var olan nesnelerden farklı olması gibi küçüklüğümüzde olayları algılayış şeklimiz veya hatırladıklarımız farklı olabilir ya da çocuk zihni ile verdiğimiz tepkiler, savunma mekanizmaları şu anki ile aynı olmaz. Çocuklarda olayları algılama ve yorumlama yetişkinlere göre daha somut bir çerçevede gelişir. Problem çözme yeteneği ise ebeveyn tutumlarına bağlı olarak değişiklik gösterir.

Aşırı koruyucu ebeveyn tutumu

Aşırı koruyucu ebeveyn tutumu

Aşırı baskıcı ya da koruyucu ebeveyn tutumları çocuklarda problem çözme becerisinin önünde engel oluştururken, demokratik ebeveyn tutumları gelişimine katkı sağlar. Çok basit bir örnek üzerinden devam edelim:

Çocuğunuz kapıyı açmak için yürümeye başlıyor. Siz bir anda kaygı veya korkuyla kapıya elinin sıkışacağını dokunmamasını söylüyorsunuz. Burada çocuğunuzun sizden öğrendiği tek şey kaçınma tepkisi ve korku olacaktır. Yani problemle nasıl baş edeceğini değil, problemden nasıl kaçınacağını öğretmiş olacaksınız. Peki, hayatında açması gereken bir sürü kapıyla karşılaştığında ne olacak? Kaçınacak, karar alamayacak, yetişkin olduğu halde size sığınacak ya da sizi suçlayacaktır. 

Bazı olaylar yaşanmadan çocuklarınız için önlem almak istiyor olabilirsiniz. Ancak siz nasıl yaşayarak öğrendiyseniz onların da o şekilde öğrenmesine izin vermeniz gerekir. 

Otoriter ebeveyn tutumu 

Otoriter tutumu benimseyen ebeveynler çocukların kendilerinin belirledikleri kurallar çerçevesinde davranmasını yani temelde itaat etmesini isterler. Çocuklar kurallara uymadıkları takdirde ceza alacaklarını bilirler. Böylelikle çocuğun kendine olan güveni azalır ve kendi bireyselliğini oluşturması, ailesinden ayrışması zorlaşır. Bu şekildeki tutumlarda sevgi koşula bağlanır ve çocuk ailesinin isteğini yapmadığında sevilmeyeceğine dair inanç oluşturur. Bu da çocuğun kişilik gelişimini olumsuz yönde etkiler. Böyle bir tutumla karşılaşan çocukların bir kısmı boyun eğer. Bir kısmı da saldırganlaşma ve kontrolsüzlük eğilimi gösterir. Yetişkinlik döneminde de onun için “tanıdık” olan otorite figürlerine ihtiyaç duyarlar. 

Aşırı hoşgörülü ebeveyn tutumu 

Bu tutumu benimseyen ailelerde çocuk merkeze alınır. Kuralsızlık hakimdir. Etrafa zarar verdikleri halde çocuklara herhangi bir kısıtlama getirilmez. Çocukların tüm talepleri karşılanmaya çalışılır. Bir süre sonra bunun bir problem olduğunu fark ettiklerinde aşırı sert cezalarla önlem almaya çalışırlar. Böylelikle iki uçlu keskin bir tutarsızlık oluşur ve çatışmalar başlar. Sorun çocuğun isteğinin yapılması ile çözülür ve döngü devam eder. Yetişkinlik döneminde de başkalarının sınırlarına saygı duymayan, topluma uyum sağlayamayan ve bir diğerinden sürekli hizmet bekleyen bir bireye dönüşürler.

Dengesiz/kararsız/tutarsız ebeveyn tutumu

Dengesiz/kararsız/tutarsız ebeveyn tutumu

Bu profile seanslarda oldukça sık rastlıyoruz. Anne-babanın çocuk yetiştirme tutumları farklılık gösterdiğinde aralarındaki anlaşmazlığın çocuklara yansıması bu şekilde oluyor. Bir taraf otoriter bir tutum sergilerken, diğer taraf hoşgörülü bir tutum sergileyebiliyor. Bir tarafın olumsuz dediği bir duruma diğer taraf olumlu yanıt verebiliyor. Bu tutumu benimseyen ailelerde disiplin vardır. Ancak çocuk disiplinin ne zaman ve nerede uygulanacağını bilemez. Disiplin ve kurallar anne babanın ruh haline göre şekillenir. Yetişkinlik dönemlerinde kendi duyguları yerine diğerlerinin duygularını ön plana alan ve diğerlerinden yola çıkarak onaylanma çabasına giren bireylere dönüşme ihtimalleri yüksektir.

Demokratik ebeveyn tutumu 

En sağlıklı ebeveyn örüntüsüdür. Bu tutumda kurallar ve destekleyicilik dengededir. Çocukların bireysel sınırları ihlal edilmez. Deneyerek öğrenmelerine izin verilir. Hem kontrol hem de sıcaklık boyutu yüksektir. Bu tutumda çocukların taleplerini dinleyen ebeveynler yapılması ve yapılmaması gereken davranışları sebepleriyle birlikte açıklarlar. Sevginin ifade edilmesi herhangi bir koşula bağlı değildir. Empati ön plandadır. Problemlerin çözülmesinde açık iletişim kullanılır. Bu tutumu benimseyen ailelerin çocukları yetişkin olduklarında kendi duygularına önem veren, empati kurabilen ve karşısındaki bireylerin sınırlarına saygı duyan, problem çözme becerisi yüksek, özgüvenli bireyler olurlar.

Çiçek dürbününü indirmenin zamanı gelmedi mi? 

Kurban psikolojisi: 

   “ Olumsuz olaylar her zaman beni buluyor!” 

   “ Ne yaparsam yapayım kontrol ben de değil!”

   “ Bu durum değiştirilemez. Çünkü çevremdeki insanlar buna izin vermiyorlar!”

   “ Değiştirmeye çalışsam da değişmeyecek. Denesem de başarısız olacağım.”

Bu söylemler size tanıdık geliyor mu? Genellikle kurban psikolojisinde olma durumunda bireyler; yaşadıkları olayları kişisel algılarlar. Olayların kontrollerinde olmadığını düşünürler. 

3 temel inanç;

Genelleme: Her zaman kötü olaylar yaşanıyor ve yaşanmaya da devam edecek. 

Sorumluluk almama/suçlama: Bu olaylara ben değil bir başkası sebep oluyor. Benim çözüm bulmam mümkün değil. 

Çaresizlik: Ne yaparsam yapayım başarısız olacağım.

İlişkilerde kurban psikolojisi

İlişkilerde kurban psikolojisi

İlişkilerde taraflardan biri kendini kurban rolünde hissediyorsa;

İçinde bulundukları problemden dolayı karşı tarafı suçlamaya başlayabilir. Burada da konu ilişkideki problem olmaktan çıkarak kişiselleştirilir ve suçlayıcılık başlar. Sorunların suçlanan partner tarafından çözülmesi gerektiğine inanılarak bekleme durumuna geçilir. Eğer beklentisi karşılanmazsa açık iletişim yerine pasif saldırganlık gösterilerek karşı tarafın kendini ifade etmeden de onu anlaması beklenir. Yüksek beklentiler karşılanmadığında karşı tarafa dair alacaklılık hissi oluşur ve partnerin mağduriyeti gidermesi beklenir. Böylece problemi çözme sorumluluğu karşı tarafa bırakılır. 

Sahne sizin!: Kurtarıcı ve kurban rolü 

Hayattaki rollerimizi bir tiyatro sahnesi gibi düşünürsek; kurtarıcı rolünü üstlendiğimizde karşı tarafa kalan tek rol kurban rolü değil midir?

Karşı tarafın problemlerine çözüm aramak, yardım etmek bizi mutlu ediyor olabilir ya da bir koşula bağlı olarak sevileceğimizi, onaylanacağımızı düşünüyor olabiliriz. Bu da bizi kurtarıcı rolüne iter.

Karşı taraf bizden yardım talep etmediği halde yardım ediyorsak onun kurtarıcısı olmayı üstleniyoruz demektir. Kendinde var olan enerjiyi başkaları için kullandığından bir süre sonra bu bireyler tükenmiş hissedebilmektedir. 

Burada önemli olan; gerçekten hayatımızda olan insanlar için ekstra çabaya ihtiyacımızın olmamasıdır. Sağlıklı ilişkiler karşılıklı çaba ve sorumluluk ile şekillenir. 

Kurban psikolojisinden uzaklaşmak için: 

1) Farkındalık: İçinde bulunduğunuz durumun farkından olmak, onu değiştirmek için ilk adımdır. Bireyin karar verme, kararlarının sorumluluğunu alma kısmını başkalarına bıraktığını fark etmesi edilgen taraftan etken tarafa geçebilmesi için ilk adımdır. 

2) Kendi gücünü keşfetmek: Çocukluğunda yetiştiği ailenin tutumlarına bağlı olarak zaman zaman yetersiz hissetmiş olabilirsiniz. Ancak burada bireyin davranışsal değişikliklerle kendi gücünü keşfetmesi gerekir. Burada gücünü keşfedebilmesi için hata yapma toleransını kendine tanıyor olması önemlidir. Olumlu ve olumsuz yanlarıyla bireyin kendini kabul etmesi kararlarının sorumluluğunu alması ve standartlarını belirlemesine olanak sağlar. 

3) Anda kalabilmek: Geçmişteki mağduriyet anlarına sürekli dönüş yapıyor olmak bu konuda genelleme yapmamıza neden olur. Çocukluğumuzdaki deneyimlerde verdiğimiz tepkiler yetişkin olduğumuz dönemde verdiğimiz tepkilerle aynı olmayacaktır. Yetişkinlikteki problem çözme becerilerimize odaklanmak bu nedenle önemlidir.

Instagram

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
1
1
0
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda chevron-right-grey
Reklam