Hakan Fidan Milletvekili Adaylığı Başvurusunu Geri Çekti
AK Parti'den milletvekili olmak için MİT Müsteşarlığı görevinden istifa eden Hakan Fidan, partiye yaptığı adaylık başvurusunu geri çekti.
Eski MİT Müsteşarı Hakan Fidan, AK Parti'ye yaptığı milletvekilliği adaylık başvurusunu geri çekti.
Fidan yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
'Gördüğüm lüzum üzerine, bugün itibariyle 25'inci Dönem milletvekili genel seçimleri aday adaylığı başvurumu geri çekmiş bulunuyorum. Ülkeme ve milletime hizmet yolunda, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da tevdi edilen her vazifeyi hakkıyla yerine getirmenin gayreti içinde olacağım. Bu vesileyle, destek ve itimatlarından dolayı, Sayın Cumhurbaşkanımıza, Sayın Başbakanımıza ve aziz milletimize şükranlarımı arz eder, saygılar sunarım.'
Fidan Davutoğlu'na söyledi, Davutoğlu Erdoğan ile görüştü
Başbakanlık kaynakları, Aljazeera'ye Hakan Fidan'ın adaylığını geri çekme düşüncesini Başbakan ile paylaştığını, Başbakan'ın da bu talebi Cumhurbaşkanı ile görüştüğünü belirtti. Söz konusu görüşmelerin bugün değil, daha önce yapıldığı öğrenildi.
Erdoğan karşı çıkmıştı: ‘Fidan'ın Adaylığına Olumlu Bakmıyorum’
Fidan, AK Parti'den milletvekili adayı olmak için 7 Şubat'ta MİT Müsteşarlığı görevinden istifa etmiş, 20 Şubat'ta da AK Parti'ye adaylık başvurusu yapmıştı.
Hakan Fidan'ın adaylığına Cumhurbaşkanı Erdoğan, karşı çıkmıştı. Erdoğan, Fidan'ın adaylığını açıklamasının bir gün sonrasında, Güney Amerika ziyareti öncesi gazetecilere yaptığı açıklamada, Fidan'ın adaylığı için, 'Olumlu bakıyor muyum, bakmıyor muyum? Açık sözlüyüm ben, bunu da açık sözlü olarak değerlendirmek isterim. Ben adaylığına olumlu bakmıyorum. Bunu çok açık, net söyleyeyim.
Bunu Sayın Başbakan'a da söyledim. Adaylığını kabul etmek Başbakan'ın kendi takdiridir, benim ona karışmam mümkün değildir' ifadelerini kullanmıştı.
'Belki bazı vaatlerde bulunulmuş olabilir, orasını bilemem'
Erdoğan, Güney Amerika'ya giderken de uçakta, gazetecilere şunları söylemişti:
“MİT sıradan bir kurum değildir. Sıradan bir insanı da kolay kolay getiremeyiz oraya. MİT’in başında son derece güvenilir bir kişi olmalıdır. Nitekim ben oraya son derece güvenilen, hatta ‘sır küpüm’ olarak görebileceğim birini getirmiştim. Dolayısıyla bu makama gelmiş olan bir kardeşimizin milletvekili adayı olmak ya da onun ötesinde bazı görevleri kafasında planlamak gibi bir durumu olabilir. Ya da ona belki bu tür bazı vaatlerde bulunulmuş olabilir, orasını bilemem. Ama ben kendisine açık ve net olarak ‘ayrılmanı doğru bulmuyorum’ dedim. Senin göreve devam etmen gerekir çünkü burası rastgele bir yer değil. Siz gidersiniz, sizin yerinize bir başkası gelir, o ayrı mesele. Bunu normal bir memuriyet olarak görebilirsiniz. Ama bu öyle bir makam değil.'
Erdoğan, aynı açıklamasında, paralel yapıyla mücadeleye vurgu yapmıştı:
'Dolayısıyla doğru bulmuyorum ama kendileri artık yorulduklarını söyleyerek, burada daha fazla devam edemeyeceklerini söyleyerek. maalesef böyle bir adım atmayı uygun buldular ve bu adımı attılar. Bundan sonraki süreç Sayın Başbakan’a ait olan bir süreçtir. Yerine kim gelecekse Sayın Başbakan teklif yapar. Biz de onar ya da onamayız. Kimin geleceği çok önemli, çünkü bizim paralel yapıyla mücadele esnasında neler yaşadığımız, neler çektiğimiz, her şey ortada. Böyle bir ortamda böyle bir tabloyla karşı karşıya kalmayı ben asla doğru bulmam.'
'Elbette kırgınlık söz konusudur'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hakan Fidan'ın adaylığına karşı olduğunu son olarak 4 Mart'ta, tekrarlamış, Suudi Arabistan dönüşü uçakta bir gazetecinin “Hakan Fidan meselesinde kırgın olduğunuzu söylemiştiniz. Hâlâ aynı hissiyatta mısınız?” sorusuna şu yanıtı vermişti:
“Biz devlet yönetiyoruz. O konuya ilişkin kanaatimi daha önce de söyledim. Kanaatlerimizi ifade etmiş olmamıza rağmen istifa edip, adaylık söz konusu olmuş ise elbette bir kırgınlık söz konusudur. MİT sıradan bir kurum değildir. Devletin en önemli kurumudur. Devletin Milli İstihbarat Teşkilatı zayıfsa, o devletin ayakta kalması mümkün değildir. Şimdi biz onu böyle bir göreve getirdik. Getiren de benim. Madem öyle, ayrılırken de, eğer müsaade edilmiyorsa orada kalması ve ayrılmaması gerekirdi. Dolayısıyla tabii ki kırgınım.”