Günlük Hayatımızda Gayet Normal Olduğunu Düşünmemize Rağmen Aslında Beynimize Zarar Veren Davranışlar
Özellikle sosyal medyanın etkisiyle son yıllarda oldukça normalleştirdiğimiz belli davranışlar aslında biz farkında olmasak bile beyin sağlığımıza hiç iyi gelmiyor! Detaylar için buyurun... 👇
1. Milyonlarca insan gibi siz de motivasyon bulamamaktan şikayetçi olabilirsiz. Bunun suçlusunu bilim açıkladı: dopamin!
Hal böyle olunca sadece zevk aldığımız aktiviteleri tekrarlamak, sürekli daha mutlu olmak istiyoruz. Peki kendimizi dopamin bağımlılığından nasıl kurtarabiliriz?
2. Harvard Üniversitesi'nin 80 yıldır sürdürdüğü bir çalışmaya göre gerçek mutluluğun en temel yolu, insan ilişkilerinde yatıyor.
Yeni bağlantılar, arkadaşlar, takipçiler derken sanal dünyadaki ilişkilerin yavaş yavaş gerçek hayattaki insan ilişkileriyle aynı önemi taşımaya başladığına şahit oluyoruz. Ancak asıl mutluluk hayatımızdaki insanlarla kurduğumuz gerçek bağlarda, paylaştığımız anılarda yatıyor.
Kendinizi bu sanal dünyadan koparıp insan ilişkilerinizi ilerletmek için şunları deneyebilirsiniz;
Sosyal medyayı sadece gerçek hayatta görme şansınız olmayan insanlar için kullanın.
Sanal dünyada harcadığınız vakti yeni insanlarla tanışmaya, çevrenizde olmasına rağmen çok iletişime geçmediğiniz kişilerle konuşmaya ve hatta yabancılarla bile sohbet etmeye ayırın.
Eğer internette tanıştığınız birisine ilgi duyuyorsanız onlarla gerçek hayatta tanışın, yapamıyorsanız telefonda konuşun.
Ailenizi unutmayın! Beraber yemek masasına oturun, vakit geçirin, gününüzden bahsedin. En yakınımızdaki insanların değerini bazen fark edemiyoruz...
3. Her gün masa başında çalışanların dikkatine! Günlük hayatınıza biraz olsun hareket katmayı unutmayın.
Son yıllarda evde ve masa başında çalışan insanların sayısı arttıkça hareketsizlik yüzünden karşılaştığımız sorunlarda artıyor.
Diyabetten depresyona kadar birçok farklı soruna sebep olabilen hareketsizlikten kurtulmak için birkaç önerimiz var;
Mümkünse belirli aralıklarla ayağa kalkıp esneme hareketleri yapın.
Su şişenizi masanızın bir ucuna koyun, böylelikle su içmek için hareket etmiş olursunuz.
Ayrıca su şişenizi hep yarısına kadar doldurursanız bittikçe tekrar gidip almak için ara verebilirsiniz.
Evden çalışıyorsanız ayakta çalışma masalarına bir göz atabilirsiniz.
Telefonla konuşurken bir yere oturmak yerine ayağa kalkıp yürüyün.
4. Müziği ne sıklıkla dinlediğinize, hangi yükseklikte açtığınıza dikkat edin.
Çoğumuzun günlük hayatı müziksiz geçmiyor ancak çok yüksek sesle dinlenen müziğin ileriki yaşlarda duyma sorunları yaratabileceğini unutmayın....
Kulaklık yerine hoparlörle müzik dinlemeye çalışın.
Yürüyüş yaparken müzik yerine etrafınızdaki sesleri dinlemeye çalışın, anı yaşayın.
Müziğin sesini sonuna kadar kısıp sonra yavaşça birkaç tık yükseltin. Gürültüye değil, gerçek müziğe odaklanın.
Kendinizi sürekli müzik dinlemeye alıştırmayın. Müzik dinlemeye zaman ayırın veya sadece belirli işler yaptığınız zaman açın.
Ayrıca çalışırken hep aynı şarkıyı dinlerseniz dopamin bağımlılığınızı beslemek yerine kendinizi işe daha odaklanmış hale getirebilirsiniz.
5. Ve son olarak sosyal medyada uykusuz kalmanın normalleştirilmesine aldanmayın, her gün en az 7 saatlik uykunuzu alın!
Final haftası uykusuz kalmalar, kahve bağımlılığı, sabaha kadar dizi izlemek gibi olayları görmeye hepimiz artık sosyal medyadan alışkınız.
Hatta hatırlarsanız TikTok'ta çıkan göz altı halkalarını gösterme akımı bize böyle alışkanlıkların "havalı" olarak algılandığını bile göstermişti...
Uykusuzluğun ciddi bir hormon dengesizliğine, kısa dönem hafıza ve tansiyon problemlerine neden olabileceğiniz unutmayın.
Öncelikle kendinize günlük bir uyku saati belirleyin ve düzenli olarak takip edin.
Uyumadan önce en az bir saat elektronik cihazlara bakmaya ara verin.
Perdelerinizi çekin, tüm ışıkları ve sesleri kapatın, yatak odanızı kesintisiz bir uyku için hazırlayın.
Son olarak kendinize meditasyon veya günlük yazmak gibi bir uyku öncesi alışkanlığı edinin.
Sağlıklı günler! ❤
Yorum Yazın
SJW olmak