onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Güçlü Figürlerde Duygusal Düzenleme Zayıflığı: Mourinho Örneği ve Davranışların Psikolojik Analizi

etiket Güçlü Figürlerde Duygusal Düzenleme Zayıflığı: Mourinho Örneği ve Davranışların Psikolojik Analizi

Mourinho’nun Okan Buruk’un burnunu sıkmasının altında Freud bile var. 

Teknik direktörlük kariyerinde sayısız başarıya imza atmış, “The Special One” lakabını hak etmiş bir figür: José Mourinho. Ancak başarılarının yanı sıra zaman zaman sınırları zorlayan tavırlarıyla da dikkat çekiyor. En son Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk’un burnunu sıkmasıyla gündeme gelen Mourinho’nun bu davranışları, yalnızca mizah ya da öfke patlaması değil; çok daha derin bir psikolojik zemin üzerine oturuyor olabilir.

Peki, bu tarz güçlü figürlerin duygularını bastırıp zamanla uygunsuz şekillerde dışa vurmalarının ardında ne yatıyor? Mourinho’nun örneği üzerinden açıklayalım.

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Tek Bir Hareket, Çok Katmanlı Anlam

Tek Bir Hareket, Çok Katmanlı Anlam

İster teknik direktörler, yöneticiler, politikacılar olsun, toplum özellikle lider pozisyonundaki bireylerden daima güçlü durmalarını, duygusal zayıflık göstermemelerini bekler. Bu kişiler, duygusal olarak “zırhlı” olmalıdır. Ne üzülmeli ne sinirlenmeli ne de dağılmalıdırlar.

Bu beklenti, zamanla bu figürlerin duygularını bastırmasına neden olur. Ancak bastırılan her duygu, tıpkı yüksek basınç altındaki bir kap gibi içeride birikir. Bir noktada ise bu kap çatlar. Bastırılan öfke, hayal kırıklığı ya da utanç gibi duygular aniden, çoğunlukla uygunsuz ve sembolik tepkilerle dışa vurulur: örneğin bir rakibin burnunu sıkmak, bağırmak ya da fiziksel itişme gibi.

Bu tür davranışlar, aslında o psikolojik zırhın çatlamasıdır. İçeride biriken her şey, en savunmasız anda açığa çıkar. Mourinho’nun Okan Buruk’a yönelik burun sıkma hareketi, hem bilinçli bir üstünlük kurma çabası hem de bastırılmış psikolojik süreçlerin sonucu olabilir.

  • Rakibini küçümseyerek psikolojik üstünlük kurma

  • Dürtü kontrolünde zorlanma ve stres patlaması

  • Rakibi provoke ederek oyundan düşürme

  • Çocukluk döneminden gelen otorite çatışmalarını yeniden canlandırma

  • Duygusal regülasyonda güçlük

  • Duygular bastırıldığında kaybolmaz; sadece ertelenir. Gün içinde yaşanan stres, kızgınlık, kırgınlık ya da değersizlik duyguları birikir. Eğer kişi bu duygularla yüzleşmez, onları çözümlemezse; tepkiler küçük ama anlamlı mikro patlamalarla ortaya çıkmaya başlar.

Bu mikro patlamalar bazen iğneleyici bir söz, alaycı bir gülüş, bazen fiziksel temas ya da mimiklerle ifade bulur. Mourinho’nun Okan Buruk’a yönelik teması da bu bağlamda bir “mizahi temas” gibi görünse de, arkasında ciddi bir duygusal regülasyon eksikliği olabilir. Bu tür sembolik tepkiler, bir anlamda kişinin bilinçdışı birikiminin dışavurumudur. Her zaman kelimelerle değil, bazen jestlerle konuşuruz – özellikle bastırdığımız duygular söz konusuysa.

Bu nedenle duygularını bastırmayı bir savunma mekanizması olarak kullanırlar. Ancak bu bastırma hali, bir süre sonra sürdürülemez hale gelir ve şu tür davranışlar ortaya çıkar:

  • Saldırganlık

  • Alaycılık

  • Kasıtlı sınır ihlalleri

  • Pasif-agresif tutumlar

Mourinho’nun davranış repertuarı bu maddelerle oldukça örtüşüyor. Burnu sıkmak gibi alaycı ama fiziksel bir eylem, sadece stresin değil aynı zamanda güç kaybı hissinin de dışavurumu olabilir.

Freud’a Göre Mourinho’nun Bilinçdışı Konuşuyor Olabilir!

Freud’a Göre Mourinho’nun Bilinçdışı Konuşuyor Olabilir!

José Mourinho’nun zaman zaman sınırları zorlayan davranışları, sadece karakterinin “farklı” olmasıyla açıklanamaz. Freud’un kuramları üzerinden bakıldığında, bu davranışlar:

  • Dürtüsel ve ilkel tepkilerin (id) baskın olması,

  • Toplumsal normların baskılanması (süperego eksikliği),

  • Mantıklı dengeleme mekanizmasının devre dışı kalması (ego zayıflığı),

  • Çocuklukta otorite figürüyle yaşanmış çözülmemiş çatışmalar (baba kompleksi),

  • Erken gelişim dönemlerinde saplanma (anal ve fallik fiksasyon) gibi çok katmanlı psikolojik yapıların bir sonucu olabilir.

Mourinho, bir maç sırasında rakibinin burnunu sıktığında sadece sınırları aşmıyor. Aynı zamanda kendi iç dünyasındaki çatışmaları, güç arayışını ve bilinçdışı birikimlerini dışa vuruyor olabilir.

Narsistik Savunma ve Benliğin Yüceltilmesi

Freud’un psikanalitik kuramında narsisizm, bireyin kendi benliğine yoğun bir sevgi duymasıyla ilişkilidir. Bu sevgi, özellikle dış dünyadan gelen tehditler karşısında benliğin korunması için devreye giren bir savunma mekanizmasına dönüşebilir. İşte bu bağlamda narsistik savunma, bireyin kendilik değerini yüceltmek ve kırılgan egosunu korumak için sıra dışı, dikkat çekici ya da norm dışı davranışlar sergilemesidir.

Burnu sıkmak gibi alışılmadık bir davranış, aslında bir futbol maçından sonra olması beklenen teknik ve oyuna dair yorumların önüne geçerek, tüm dikkatleri kendi üzerine çekme çabası olabilir. Bu durum, 'ben hâlâ buradayım, oyunun da medyanın da merkezinde benim' mesajı taşıyabilir. Yani oyun değil, Mourinho konuşulsun istenir. Freud’a göre, bu tür davranışlar, bir narsistik libidonun dışa vurumu olabilir. Yani birey (burada Mourinho), benliğini yüceltmek, kırılganlıklarını örtmek ya da egosunu tatmin etmek adına toplumun normlarına aykırı veya beklenmedik eylemlerle sahneye çıkar.

Bu tip davranışlar bir çeşit 'grandiyöz benlik' (büyüklük fantezisi) oluşturma çabasıdır. Kişi, sıradanlığın ve eleştirinin tehdidi altındaysa, kendini önemli, eşsiz ya da kuralların üstünde gösterecek davranışlara yönelir. Mourinho'nun geçmişteki “Ben özelim” söylemi de buna bir örnektir. Kendi imajını sürekli diri tutmak adına kuralları çiğnemesi ya da sahne dışı kalmaya tahammülsüzlüğü, bu savunma mekanizmasının bir yansımasıdır.

Ek olarak, Mourinho’nun rakipleriyle temasları, Freud’un anal dönem kuramıyla ilişkilendirildiğinde, çocuklukta gelişen “kirletme” ve “kontrol” temalarıyla örtüşür; anal dönemde çocuk çevresini dışkı yoluyla kirleterek ilk kez sınırlarını test eder ve bu deneyim kişilik gelişiminde belirleyici olur. Mourinho’nun rakip teknik direktörlerin kişisel alanına fiziksel müdahalelerde bulunması, bu dönemin yetişkinlikteki yansıması gibi okunabilir; kendi alanını korurken, başkasının alanını bozarak kontrol kurmaya çalışır. Aynı zamanda, futbolcularıyla aşırı kontrollü ilişkiler yürütüp rakiplerine karşı kaotik davranması, anal dönemin “tutma-bırakma” dengesizliğinin bir dışavurumu olabilir; böylece Mourinho hem düzenli hem de düzensiz yanını kullanarak gücünü hissettirmeye çalışmasının yansıması olarak yorumlanabilir. 

Tüm bu analizler, Mourinho’nun saha kenarındaki alışılmadık davranışlarının sadece birer anlık öfke ya da ego patlaması olmadığını, bilinçdışı süreçlerin sahaya nasıl sızdığını gösteriyor. Onun fiziksel teması, sınır ihlalleri ve kontrol takıntısı; yalnızca futbolun değil, aynı zamanda insan psikolojisinin de karmaşık ve çok katmanlı doğasını gözler önüne seriyor. Belki de Mourinho’nun asıl oyunu, yalnızca sahada değil, zihinlerde oynandığını göstermekte. 

Instagram

Facebook

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/video-white Video
category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video
category/test-white Test
DMP tracking codeDMP tracking codeDMP tracking code
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
0
0
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda chevron-right-grey
Reklam