Gidişat İyi Değil: Türkiye'de Doğurganlık Hızındaki Düşüş İçin Kırmızı Alarm!
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye'de doğurganlık hızı 11 yıldır aralıksız düşüyor, bu durum ülkenin demografik yapısında köklü değişikliklerin habercisi. TÜİK Başkan Yardımcısı Furkan Metin, bu düşüşün sürmesi halinde Türkiye'nin yaş ortalamasının hızla yükseleceği konusunda uyarılarda bulunuyor. Metin, 'Türkiye, 1990'lı yıllarda 20 yaşındaki genç gibiydi. Doğurganlıktaki düşüş bu şekilde devam ederse yaklaşık 40 yıl içerisinde ortanca yaşımız 45'in üzerine çıkabilir,' diyerek 45 yaşındaki bir Türkiye'nin enerjisinin 90'lı yıllardaki genç Türkiye ile aynı olmayacağını vurguluyor.
Detaylar 👇
Kaynak: AA
Türkiye'nin doğurganlık hızı ne durumda?

Doğurganlık hızındaki gerileme, 2014 yılından itibaren belirgin bir şekilde ivme yaşadı. TÜİK araştırmasına göre, 2001'de 2,38 çocuk olan 'toplam doğurganlık hızı', 2014'te 2,19'dan başlayarak sürekli düşüş gösterdi. 2018'de 2'nin altına inen bu oran, 2024'te 1,48'e kadar geriledi. Bu rakam, nüfusun kendisini yenileme düzeyi olarak kabul edilen 2,1 seviyesinin oldukça altındadır.
Uzmanlar, bu düşüşün devam etmesi halinde Türkiye'nin Avrupa Birliği ortalamasının da altına düşebileceği uyarısında bulunuyor. Furkan Metin, oranın 1,4'e düşmesiyle 'yüksek alarm' seviyesine ulaşıldığını ve Türkiye'nin geçen yıl itibarıyla 'çok yaşlı ülkeler' sınıfına dahil olduğunu belirtti. Gelecek 25 yılda yaşlı nüfus oranının %25'in üzerine çıkabileceği öngörülüyor.
Doğurganlık hızındaki düşüşün temel riskleri neler?

Doğurganlıktaki düşüş ve yaşlı nüfusun artışı, beraberinde işgücünün azalması, sosyal güvenlik sistemine artan yük ve sağlık harcamalarının yükselmesi gibi ciddi sosyoekonomik sorunları getiriyor.
TÜİK Başkan Yardımcısı Metin, sezaryen doğum oranlarında Türkiye'nin dünya genelinde ilk sırada olduğunu ve insanların geç evlenmesiyle birleşen bu durumun, 2 ve 3 çocuk sahibi olmayı zorlaştırdığını belirtiyor. Ayrıca yalnız yaşayan hane sayısındaki artışa dikkat çekerek, ilerleyen yaşlarda yalnızlığın ve çocuk sahibi olmama pişmanlığının ortaya çıktığını ifade ediyor.
Durumun tersine çevirmek için "topyekün bir seferberlik" gerektiği savunuluyor.

Milli Savunma Üniversitesi Deniz Harp Okulu Dekanı Prof. Dr. Cemalettin Şahin ise, Cumhuriyet'in ilk yıllarında nüfusu artırmaya yönelik politikaların uygulandığını hatırlatarak, günümüzde ise durumun tersine döndüğünü ve 'topyekün bir seferberlik' gerektiğini savunuyor.
Şahin, konut mimarisinin 1+1 ve 2+1 evlerden uzaklaşarak çocuklar için daha uygun hale getirilmesi ve eğitim sürelerinin kısaltılması gibi yapısal değişikliklere ihtiyaç duyulduğunu dile getiriyor. Nüfus artışının ekonomik kaygılardan değil, kültürel bir mesele olduğunu belirterek, 'Şu anda Türkiye gittikçe yaşlanan bir ülke' ve geleceğin iyi görünmediği uyarısında bulunuyor.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!





Yorum Yazın