Fotoğraf: Osman Orsal / Reuters
Kitapta Gezi eylemlerinin ülkenin birlik ve bütünlüğünü hedef aldığı, hükümetin politikalarından rahatsız olan bazı iş çevrelerinin eylemleri kışkırttığı vurgusu yapılıyor. Ayrıca eylemlerin Türk finans sistemini olumsuz etkilediği ve doların protestolardan sonra devamlı arttığı ve TCMB'nin son dört yılın en büyük rezerv kaybını yaşadığı da belirtiliyor.
Eylemlerde hayatını kaybeden Ali İsmail Korkmaz, Berkin Elvan, Abdullah Cömert, Ahmet Atakan gibi isimlerden ise hiç söz edilmiyor.
Kitabın ilgili bölümünde anlatılanlar şöyle:
'İstanbul Büyükşehir Belediyesinin 16 Eylül 2011 tarihinde kabul ettiği Taksim Yayalaştırma Projesi ile Tarihi Topçu Kışlası'nın İstanbul'a yeniden kazandırılması kararlaştırıldı. Bu çerçevede 4 Ekim 2012'de yol genişletme çalışmaları başlatılarak bazı ağaçların yerlerinin değiştirilmesi ve sökülmesi söz konusu oldu. Buna karşı çıkan bazı kesimler, Gezi Parkı'nda oturma eylemi düzenledi ve park içinde çadırlar kurdu. Bu eyleme karşı 29 Mayıs 2013 sabahı polis müdahalede bulundu. Polisin bu müdahalesi sonrasında gelişen olaylar, hükûmeti zor durumda bırakırken kamuoyunda eylemcilere dair bir mağduriyet algısı oluşturdu. Medya organlarının olayı haberleştirmesi ve sosyal medyada çok sayıda takipçisi bulunan bazı gazeteci ve sanatçıların mesajlarıyla parktaki kalabalık hızla arttı. Eylemler 31 Mayıs gecesi Ankara ve İzmir'de de görüldü. Eylemciler 1-2 Haziran'da şehirlerin belirli bölgelerinde toplanarak yolları kapattı, kamu binaları, banka ve dükkânlara zarar verdi. Bu eylemler ilk anda İstanbul'daki Gezi Parkı eylemlerine destek olmak için yapılırken sonrasında mevcut iktidara karşıtlık özelliği kazandı. 1-15 Haziran 2013 tarihleri arasında güvenlik güçleri ile eylemciler arasında çatışmalar yaşanırken hükûmet yetkilileri, eylemcilerin temsilcileri ile görüşmelerde bulundu. Bu görüşmelerde kendilerine Taksim Dayanışma Platformu adını veren bir grup şu taleplerde bulundu:
• Gezi Parkı, park olarak kalmalıdır.
• Bazı illerin (İstanbul, Ankara, Hatay) valileri ve emniyet müdürleri görevden alınmalıdır.
• Gaz bombası vb. materyallerin kullanılması yasaklanmalıdır.
• Gözaltına alınanlar serbest bırakılmalı ve haklarında soruşturma açılmamalıdır.
• Taksim ve Kızılay başta olmak üzere Türkiye'deki tüm meydanlarda toplantı, gösteri ve eylem yapma yasağına son verilmelidir.
• Hükümet, üçüncü havalimanı ve üçüncü köprü gibi projeleri iptal etmelidir.
Yapılan bu görüşme, eylemcilere dair kamuoyunda hâkim olan 'örgütlü olmayan genç göstericiler' algısını yıkmıştır. Gösterilerin Gezi Parkı'nın korunmasından ziyade çok sayıda projeye, ülkenin birlik ve bütünlüğüne karşı yapıldığını ortaya çıkarmıştır. Güvenlik güçlerinin 15 Haziran 2013'teki müdahalesiyle park alanı boşaltıldı ve eylemlerin etkisi giderek azaldı. Gezi Parkı Olayları, organizasyonundan yürütülmesine kadar her aşamasıyla arka plandaki güçlerin gerçek niyetlerinin gün yüzüne çıkmasını sağladı. Bu olayların başlamasında her ne kadar vatandaşların çevre duyarlılığı etkili olduysa da sonradan hükûmetin ekonomik alanda ve demokratikleşme alanında attığı adımlardan hoşnut olmayan kesimlerin yönlendirmesiyle olaylar farklı bir boyut kazandı. Süreç, bu kesimlerin 'yaşam tarzına müdahale edildiği' (alkol yasağı, 3 çocuk, dindar gençlik, eğitimde 4,-4+4 sistemi vb.) iddiaları üzerinden yürüdüğü için bu istekler masum ve haklı görünen talepler olarak sunuldu.
Türkiye'nin son yıllarda dış siyasetteki etkin yapısı, iç siyasetteki toplumsal barışı sağlamaya yönelik politikaları ve ekonomik verilerdeki yükselişin sürece etki ettiği söylenebilir. Aynı zamanda hükümetin politikalarından rahatsız olan bazı iş çevreleri, medya organları aracılığıyla halkı kışkırtmaya çalışmışlardır. Gezi Parkı eylemlerinde farklı sermaye gruplarının iş birliğinin ve yabancı istihbarat güçlerinin etkisi olsa da eylemcilerin büyük kısmı, bu etkilerden habersiz olarak kendi istekleri doğrultusunda eylemlere katılmışlardır.
Taksim Gezi Olayları döviz kuru, faiz oranları, borsa endeksi ve TCMB rezervlerine dolayısıyla Türk finans sistemine etki etmiştir. 2013 Mayıs ayından sonra döviz kuru devamlı artarken faiz oranları son dört yılın en yüksek seviyesine ulaşmıştır. TCMB, son dört yılın en büyük rezerv kaybını yaşamıştır.'
Yorum Yazın
Gezi parkı eylemlerinin müfredatta işi ne? Ukrayna - Rusya savaşını da yarına yetiştirin o zaman. Savaşın yağ ticaretine etkisi diye. Kendilerine yol fetişi ... Devamını Gör
128 +++ milyara kilif bulmaya calisiyorlar...
Gezi eylemleri esnâsında mêmurlara "vur!" emri veren çoğu müdürün bugün FETÖ sanığı ya da firârisi olması gibi ayrıntılar var mı peki arada??
Çocukken "Tarih kitapları neden 2. dünya savaşı ile bitiyor. " Derdim. Ne kadar isabetli bir kararmış. İktidara gelen, kendisine militan yetiştirme sevdasına... Devamını Gör