Medya şiddeti her zaman aynı risk seviyesini taşımaz. Şiddetin nasıl sunulduğu, izleyicilerin tepkilerini etkileyebilir. Örneğin, şiddetin gerçek yaşamla benzerlik göstermesi ve izleyicinin karakterlerle özdeşleşmesi, şiddet içeriğinin etkisini artırabilir. Ancak, şiddet eylemini gerçekleştiren karakterin özellikleri de önemlidir. İzleyiciler, kendilerine benzer görünen (yaş, cinsiyet, ırk) veya güçlü, çekici ve karizmatik olarak tasvir edilen saldırgan karakterlerle daha fazla özdeşleşebilirler.
Saldırganlığın gerekçelendirilmesi ve sonuçları
Gözlemsel öğrenme teorisine göre, şiddet eylemleri gerekçelendirildiğinde, izleyiciler kendi saldırgan tepkilerinin de uygun olduğuna inanabilirler. Deneyler, gerekçelendirilmiş şiddetin izleyicilerin saldırganlık eğilimlerini artırdığını gösteriyor. Ayrıca, şiddetin ödüllendirilmesi, saldırgan davranışları taklit etme olasılığını artırabilir. Ödüllendirilmiş şiddet içeren medya içerikleri, izleyicilerde saldırgan davranış riskini artırır. Bazı araştırmalar, şiddetin olumsuz sonuçlarını gösteren kan ve vahşet gibi sahnelerin izleyicinin saldırganlık seviyesini artırabileceğini öne sürüyor. Tekrarlanan maruz kalma, izleyiciyi bu tür sahnelere karşı duyarsızlaştırabilir ve şiddet düşüncelerini artırabilir.
Ebeveynlerin etkisi
Ebeveynlerin, çocuklar üzerindeki medya şiddetinin etkilerini düzenleyen önemli moderatörler olma potansiyeli vardır. Ebeveynler, çocukların izledikleri içerikleri yorumlayabilir ve şiddetin gerçekçiliği, gerekçelendirilmesi gibi faktörler üzerine tartışmalar yaparak, çocukların medyadan kötü etkilenme olasılığını azaltabilirler. Ebeveynlerin çocuklarının televizyon izleme alışkanlıklarını aktif bir şekilde denetlemelerinin, çocukların medya şiddetinden daha az olumsuz etkilenmelerini sağladığı ifade ediliyor. Ayrıca, ebeveynlerin televizyon şiddetinin uygunsuzluğunu çocuklarıyla tartışmalarının veya şiddet içeren programlara erişimi kısıtlamalarının, çocukların saldırganlık eğilimlerini azalttığı tespit edilmiştir.
Medyadaki şiddet içeriği
Son otuz yılda yürütülen birçok araştırmada, televizyon programlarındaki şiddetin miktarı sistematik olarak incelemiştir. Bu araştırmaların en kapsamlısı olan Ulusal Televizyon Şiddet Araştırması verilerine göre, Amerika’daki televizyon programlarının %61'inin şiddet içerdiği tespit edilmiştir. Televizyondaki şiddet sahnelerinin çoğu, şiddeti özendirici ve hafife alan bir şekilde sunulmaktadır. Şiddet içerikli sahnelerin %44'ünde, saldırgan karakterler, emsal alınacak çekici özelliklere sahip şekilde tasvir edilmiştir. Şiddet içeren sahnelerin %75'inde ise şiddet için herhangi bir ceza ya da kınama gösterilmemiştir. Özellikle çocuk programlarında, şiddetin çoğu gerçekdışı bir şekilde sunulmaktadır. Video oyunlarındaki şiddet oranı, televizyon programlarına veya filmlere göre daha yüksektir, ancak video oyunlarındaki şiddet eylemlerinin sayısına ilişkin kesin veriler mevcut değildir. Erkeklerin şiddet içeren medyaya ve genellikle “adalet sağlama” şiddetine daha fazla ilgi duyduğu bildirilmiştir.
Araştırmalar, şiddet içerikli video oyunlarının oynanması ile saldırganlık eğiliminde artış arasında bir bağlantı olduğuna dair kanıt sunmaktadır. Deneysel çalışmalar, kısa vadede şiddet içerikli video oyunlarının saldırgan düşünceleri, duyguları, davranışları, fizyolojik uyarılmayı artırdığını ve yardımsever davranışları azalttığını göstermiştir. Şiddet içerikli video oyunlarına tekrar tekrar maruz kalmanın gerçek dünyada saldırgan ve şiddet içeren davranışlarla bağlantılı olduğu ortaya konulmuştur.
Sonuç olarak, medyadaki şiddet içeriğinin yaygınlığı ve çocukların bu içeriklere erişim yolları, çocukların şiddet davranışları üzerindeki etkisini anlamak açısından önemlidir. Medyada şiddetin eğlence unsuru olarak kullanılması, çocuklar üzerinde uzun vadeli etkiler yaratma potansiyeline sahiptir ve bu etkilerin nasıl ortaya çıktığını anlamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.
Son zamanlardaki medya şiddetinin gençler üzerindeki zararlı etkilerini azaltmaya yönelik çabalar şu şekillerde ortaya çıkmıştır:
- Medya şiddetinin miktarını ve çocuklar için erişilebilirliğini azaltma girişimleri.
- Çocukların medya erişimini ebeveyn gözetimi ve kontrolü ile destekleme ve kolaylaştırma.
- Ebeveynleri ve çocukları medya şiddetinin potansiyel tehlikeleri hakkında eğitme.
- Çocukların şiddeti taklit etme olasılıklarını azaltacak şekilde düşüncelerini değiştirme.