Gebelikte Bulanti Ve Kusma
Gebelikte Bulanti Ve Kusma
Hamilelerin yaklaşık %90’ında çeşitli düzeylerde bulantı ve kusma şikayetleri saptanırken ciddi bulantı sebebi ile aşırı zayıflama, beslenme yetersizliği ve sıvı-elektrolit dengesizliklerine yol açan ‘ ’hiperemesis gravidarum ’’ tablosu hamilelerin %2’den daha az bir kesiminde gözlenmektedir.
Hamilelik dönemindeki bulantılarının sebebi henüz tam olarak saptanamamıştır. Beta HCG hormon seviyesindeki yükselme bir risk faktörü olarak görülüyor olmasına rağmen bu hormonun aşırı yükseldiği her kişide bulantının gözlenmemesi, daha farklı faktörlerin de etkili olabileceğini düşündürmektedir. Bu etkenler arasında gastrit, helikobakter pilori enfeksiyonu, reflu rahatsızlığı, kalıtsal ve psikososyal faktörler sayılabilmektedir.
Hamilelik döneminde bulantı sorunu yaşayanlarda düşük oranları diğer anne adaylarına göre daha azdır. Üstelik bebeklerin nörolojik gelişimsel parametrelerinin de iyi seyir ettiği gözlenmiştir. Bu sebeple aşırı şiddetli bulgular dışında bebeğin bu durumdan olumsuz etkilenmediği düşünülmektedir. Hiperemesis olarak isimlendirilen ciddi vakalar yaşandığında hastaneye yatış ve sıvı elektrolit tedavileri gereksinimi doğabilir. Psikososyal etkenler hamilelik bulantılarının seyrini etkiliyor olsa da psikolojik çökkünlük genelde tekrar eden bulantıların sonucunda oluşmaktadır. Gerekli görüldüğü durumlarda psikiyatrik yardım talep edilmelidir. Hamilelik bulantılarının tedavisinde bir çok yöntem denenmiştir. Bazı yöntemlerin kısmen etkili olduğu saptanmıştır. Pridoksin, dimenhidrinat, metoklopropamid, klorpromazin, ondansetron gibi ilaçlar uzman doktorun gerekli gördüğü durumlarda yararlı olabilmektedir. Akupressure yönteminde bilek içindeki en üst kıvrımdan yaklaşık üç parmak genişliğindeki uzaklıkta bulunan nokta olan ve p6 noktası olarak da adlandırılan bölgeye basınç uygulanarak bulantı azaltılmaya çalışılır. Bunun için Seaband gibi araçlar kullanılması olumlu sonuçlar doğurmaktadır. Akupunktu r sınırlı da olsa bazen fayda sağladığı saptanmıştır. Zencefil kapsülleri de bazı hastalarda kısmen de olsa yarar sağlayabilir. Çok gerek görülürse mide asit salınımını azaltıcı etkisi olan ilaçlar kullanılabilir.
Gerekli görülen durumlarda hastalar hastaneye yatırılarak damar yolu ile serum (sıvı- elektrolit) tedavisi alabilirler. Bu hastaların ortalama yatış süreleri yaklaşık iki haftadır ve taburcu olduktan sonra tekrar yatırılma oranları %25 olarak saptanmıştır. Bu şiddetli hastalarda bile genelde hamileliğin ilerlemesi ile düzelme görülür. Hamileliğin ilerlemesine rağmen şikayetleri devam eden hastalara daha detaylı incelemeler yapılmalıdır.
Yorum Yazın