Fosilleşmiş İnsan Dışkılarının Geçmişten Günümüze Getirdiği Değerli Bilgiler
Prensesler bile kaka yapar. Fakat herkesin kakası eşit midir? Eğer taşıdıkları değer açısından bakacak olursak, cevabımız hayır olurdu. Günümüze kadar gelen fosilleşmiş kakalar, geçmişe ışık tutmamıza yardımcı oluyor.
Gelin, hangi kakanın günümüze hangi değerli bilgiyi taşıdığına bir bakalım.
Evet, herkes kaka yapar. Fakat kaka deyip geçmeyin!
Dışkı, insan vücuduna dair çok önemli bilgiler taşıyor. İshal veya kabız olduğunuzda aslında normal çalışan bir sindirim sisteminin değerini anlıyorsunuz.
Fakat dışkının önemi, yalnızca vücudumuzun sağlığıyla ilgili bilgiler taşımanın ötesine geçiyor.
Zamanla fosilleşen bazı dışkılar, 'koprolit' adı verilen bir maddeye dönüşüyor.
Koprolitler ise insanların hangi yiyecekleri tükettiklerinden tutun da yaşadıkları çağda hangi parazitlerin olduğuna kadar çok önemli bilgilere ışık tutuyor.
Gelin, bugüne kadar fosilleşen dışkıların bize gösterdiği gerçeklere bakalım.
Fosilleşen insan dışkıları, antik dünyada bağırsak parazitlerinin oldukça yaygın olduğunu ortaya çıkardı.
Öyle ki Kudüs'teki bazı dışkılar incelendiğinde 'gezgin ishali' adı verilen hastalığa sebep olan parazitlere rastlandı.
Bu parazitlerin o dönemler yaygın olan pişmemiş veya az pişmiş etlerden meydana gelebileceği aktarılıyor. Tabii kötü hijyen koşullarının da parazitlerin yayılmasında etkili olduğu bir gerçek.
Amerika'ya ilk yerleşen insanların 13 bin yıl önce geldikleri düşünülüyordu. Fakat dışkılar, ABD'ye gelen ilk insanların tam 14 bin 500 yıl önce geldiğini ortaya çıkardı.
Science Dergisi'nde yer alan bir makalede, 2012 yılında keşfedilen fosilleşmiş dışkıların “Batı Yarımküre'deki doğrudan tarihlendirilmiş en eski insan kalıntıları (DNA)” olduğu belirtiliyor.
Stonehenge inşaat işçileri, kış aylarında etlerle donatılmış ziyafetler çekmişlerdi.
Neolitik Çağ'da inşa edilen Stonehenge, o devirde yaşayan insanların bıraktığı tek şey değildi. İnsanların fosilleşen dışkıları, inşaat işçilerinin parazit ve solucan yumurtalarıyla dolu az pişmiş et yediklerini gösteriyordu.
Tabii bu, onlar için bir ziyafet demekti.
Porto Riko'da analiz edilen dışkılarda, insanların mısır patates, acı biber, yer fıstığı, pamuk ve tütün yediği görüldü.
İnsanların pamuğu nasıl yediği tam olarak bilinmiyor. Kimi araştırmacı, pamuk yağının tüketildiğini düşünse de pamuk yağının acı bir tadı olduğunu da belirtmek gerek.
Kimi araştırmacı ise pamuk yenmediğini, pamuk lifleriyle dokuma yapan kadınların ham ipleri hazırlamak için tükürüklerini kullandıklarını iddia ediyor.
Günümüzde sahip olduğumuz beslenme rutinimizde, geçmiş yıllarda olduğundan tam 20 ila 30 kat daha az lif var.
M.S. 1150 ve daha öncesine tarihlendirilen fosilleşmiş dışkılarla yapılan analiz, o devirde insanların armut, çeşitli tohumlar, sağlıklı unlardan zengin beslenme alışkanlıklarına sahip olduğunu gösteriyor.
Öyle ki günümüzde lifli gıdaların tüketim oranı geçmiş yıllara bakıldığında oldukça düşük.
Atalarımız sadece lifli gıdalarla beslenmiyordu. Günlük yemekleri içerisinde insan eti de vardı.
Orta Taş Devri'nde insanların yamyam olup olmadıklarına dair tartışmalar sürüyor. Fakat İspanya'nın Alicante kentindeki bir mağaranın derinliklerinde 9 bin ila 12 bin yıl öncesine tarihlenen dışkı fosil, insanların yamyam olduklarını kanıtlar nitelikte.
Öyle ki bazı insan dışkısı fosillerinde insan kemikleri bulundu. Bu kemiklerde ısırıklar, sıyrıklar göze çarpıyordu.
Yorum Yazın
Pamukla belkide temizlik yaptilar