Final Sahnesiyle Ağzımızı Açık Bırakan Yargı Dizisinin İlk Bölümünde Neler Oldu?
Bir savcı ve avukatın aynı dava için verdikleri hukuk mücadelesini, büyük bir gizemin çözülmesini merakla izleyeceğimiz dizi Yargı, ilk bölümünü seyirciye sevdirdi. Show TV'nin yeni dizisi her şeyi vaat ediyor: Kalite, gizem, merak, sürükleyicilik, iyi oyunculuk, iyi yönetmenlik ve sağlam bir senaryo.
Bakalım ilk bölümde neler olmuş? Hemen ardından tahminlerimiz de geliyor...
Bizi heyecanlandıran yeni sezon işlerinden biri 'Yargı' dizisiydi. İlk bölümü yayınlanan dizi, daha ilk dakikalarda seyirciyi yakalamayı başarıyor.
Pınar Deniz ve Kaan Urgancıoğlu kimyası, muazzam derecede iyi bir çift yaratıyor. Bunu Aşk 101 dizisinde görmüştük, bu dizide de şahane sonuç alındığını gözlemledik.
Ama onlarla sınırlı kalmıyor, dizi şahane bir kadro derinliği sunuyor.
Üstelik diziyi yazan ismin Sema Ergenekon olması ve yönetmenliğini de Ali Bilgin'in üstlenmesi, ekran başına hapsolacağımızı da bize önden kabul ettiriyor.
Gelelim ilk bölüm neler olduğuna... Dizinin esas karakterleri disiplini ve dürüstlüğü kendine düstur edinmiş etik Savcı Ilgaz ve işini çözebilmek için her yolu mübah gören korkusuz Avukat Ceylin.
Ceylin, müvekkilinin dosyası ile ilgili bilgi toplamak için savcının odasına ses kaydı açık şekilde telefon bırakıyor. İzlerken bu ne cüret diye şok olduk diyebiliriz.
Ceylin buna inanamasa da, savcı ona ders vermek için anında gözaltı yaptırıyor. Onu bütün gece nezarethanede tutuyor.
Savcı ise dizinin konusunu da oluşturan olay yerine intikal ediyor. Genç bir kız öldürülerek çöp kutusuna atılmış. Yanında birkaç parça da eşya bulunmuş.
Birkaç dakika sonra, olay yerinde bir arada gördüğümüz Metin Müdür'ün de babası olduğunu fark ediyoruz. Baba polis, oğlu savcı, küçük oğlu ise serseri.
Çınar, annesi öldükten sonra hayata küsmüş. İsyankar, ipe sapa gelmez bir çocuk olmuş. Şimdi de aileyi büyük bir derdin içine sokmuş durumda. Babasından çaldığı kredi kartı, sabah olay yerinde ölü bulunan kızın yanında çıkıyor! Yani Çınar çok büyük bir belaya bulaşmış.
Bu kitabın içinde de bir sürü altın saklıyor. Mavi kurdeleli bu altınların ne olduğu, kime ait olduğu, nereden geldiğini bilmiyoruz.
Kendi babası ve abisi onu anında alıp davaya atanan savcıya götürdü. Çınar çok şanssız. Hem ailesinin eğer suçluysa onu korumaya hiç niyeti yok, hem de Savcı Pars, Ilgaz'dan nefret ediyor.
Ilgaz, daha o gün sabah Pars'ın hakime kız kardeşinden ayrılmış. Kız kardeşini üzdüğü için Ilgaz'a müthiş öfkeli. Eyvah eyvah...
Çınar ifadesinde olay gecesi evde olduğunu söyledi. Ama babası onun gece 3.20'de eve gizli gizli girdiğini, dışarıda olduğunu biliyordu.
Dedik ya, korumaya hiç niyeti yok. Tek yapabileceği oğluna bir avukat bulmayı önermek.
Şimdi Çınar'a gözü kara, Pars'ın arkasından dolanabilecek, belki katil olan birini savunabilecek biri lazım: Ceylin. Onu gözaltından çıkardı ve bu teklifi yaptı. Ceylin de büyük bir keyifle kabul etti.
Çınar'ın yalanını ortaya çıkaran Metin Müdür idi. Ceylin, babası ve abisinin bu dürüstlüğü sebebiyle müvekkilini koruyamamaktan korkmaya başladı.
Haklıydı da. Çünkü Metin Müdür ikinci bombayı patlattı. Maktulün üzerinden çıkan erkek kıyafetlerinin Çınar'a ait olup olmadığını bilmediğini söylemesini istemesine rağmen, Metin Müdür direkt "Olabilir." diyerek Çınar'a ikinci darbeyi vurdu.
Keşke bütün polisler, savcılar böyle dürüst ve ilkeli olsa, hiç dert kalmaz.
Babası, oğlu Ilgaz'ın dürüstlüğü ve iyiliğinden ne kadar emin ise, Çınar'a karşı da o kadar temkinli. Oğlunun odasında uyuşturucu da buldu, hadi bakalım!
Daha önce de kullanmış, binlerce yeminden sonra bıraktığına inandırmış. Ama aslında bırakmadığı böylece ortaya çıkmış oldu.
Yorum Yazın
böyle orijinal bir dizi çıkması süper.. konu resmen kafa karıştırıcı.. aslında Türkiye'deki hukuk sisteminin kısa bir özeti gibi... eğer tek sezonluk yaparla... Devamını Gör