Eskiden İnsanlar Neden Olduklarından Daha Büyük Görünüyordu?
Zaman, çok hızlı ilerliyor. Teknolojinin gelişmesinin bunda çok büyük bir etkisi var. Teknoloji sayesinde hayatlarımız da kısa sürede büyük bir değişim geçiriyor. Öyle ki büyükanne ve büyükbabalarınız hatta anne ve babalarınızın anlattığı bazı hikayelere inanmakta zorluk çekiyor olabilirsiniz. Örneğin, dokunmatik telefonlarla büyüyen çocukların tuşlu telefon konseptini bir türlü anlamaması gibi!
Peki zaman, insanların görünüşlerini de değiştirmiş olabilir mi? Eskiden insanlar daha mı büyük görünüyordu?
Eski fotoğraflara baktığınızda aklınızda beliren o soruya bir cevap arıyoruz!
Eskiden insanlar, şimdikinden çok mu daha yaşlı görünüyordu?

Bu soruya eminiz ki birçok insan 'evet' cevabını verecektir. Eski fotoğraflara baktığınızda eski filmleri, dizileri izlediğinizde insnaların yaşlarından yaklaşık bi' 5-10 yaş daha büyük gösterdiğini fark etmişsinizdir. Örneğin 80'li yıllardan kalma bir fotoğrafa bakarken 30'lu yaşlarında olduğunu tahmin ettiğiniz kişi aslında henüz 20'li yaşlarında çıkabilir. Hatta çok fazla geriye gitmeye gerek yok.
Şimdilerde liseye giden gençlerin, sizden çok daha küçük göründüğünü düşünüyor olabilirsiniz. Aynı durum, sizden daha büyük olanlar için de geçerli. 'Ben 18 yaşındayken 30'lu yaşlarda olanlar büyüktü. Ben 30 oldum, o kadar büyük değilim' diyorsanız aslında bütün bunların mantıklı birer sebebi var.
Büyüdüğünüz ve yaşlandığınız gerçeğini kabul etmek istememeniz dışında bir sebep! :)
Yaşam standartlarının gelişmesi en büyük etken.

Yıllar içinde gelişen yaşam standartları, insanların daha 'kolay' bir yaşama sahip olmasını sağladı. Elbette bu noktada herkesin kolay bir yaşamı olduğunu ima etmiyoruz. Eskiden insanlar daha ağır işlerde çalışır, daha kötü koşullarda yaşardı. Şimdilerdeki gibi üniversite okuyup masa başı bir işe sahip olanların oranı oldukça azdı. Çoğu insan açık havada veya olumsuz koşullar altında çalışmak zorunda kalırdı.
Üstelik sağlık sistemleri de bu denli gelişmiş değildi. Bu nedenle insanlar henüz genç yaşta çöküyor, yaşlı bir görünüme sahip oluyordu. Saçlar daha erken dökülmeye, daha erken beyazlamaya başlıyordu.
Teknoloji kendisini kozmetik sektöründe de gösterdi. Cilt bakım ürünleri ortaya çıktı, insanların makyaja olan algısı değişti. Kadınların yaptığı ağır makyajların yerini şimdilerde 'nude' yani doğal tonlar aldı. Eski fotoğraflarda yaşına şaşırdığınız o kadınların yüzünde muhtemelen yaşlarını olduğundan çok daha büyük gösteren makyajlar vardı. Cilt bakımı da ayrı bir mesele. Şimdiki gibi bas bas 'güneş kremi kullanın' diye bağıran influencer tayfa nerede o zaman? Birçok insan yaz güneşinin altında hiçbir koruma olmadan çalışıyor, geziyor, tatil yapıyor ve cildi normalden çok daha fazla kırışıyordu.
Biraz da modadan bahsetmeye ne dersiniz? Eski insanların daha büyük görünmesinin en büyük sebeplerinden biri hiç şüphesiz giydikleri kıyafetlerdi. Vatkalı ceketler, bol desenli gömlekler, ispanyol paça pantolonlar, şalvarlar...Şimdilerde genellikle yaşı büyük olanların tercih ettiği bu modeller, o zamanlar gençler arasında yaygındı. Şimdiki gibi spor kıyafetler, günlük olarak kullanılmazdı. Küçük bir çocuğu bile takım elbise içinde görebilirdiniz! Haliyle insanlar giydikleri kıyafetler içinde daha olgun gösteriyordu. Ayrıca bu durum, bizim onlara olan bakış açımızı da etkiledi.
Bilim de bizimle aynı görüşte!

1965 yılında Amerika ve Kanada'da yaşayanların neredeyse yarısının sigara içtiği belirtiliyor. Bu sayı, son birkaç yıl içinde 7'ye 1, hatta 10'a 1 oranlarına kadar düştü. Aynı durumun dünya genelinde de geçerli olduğunu söyleyebiliriz. Peki bu durum, insanların görünüşlerini nasıl etkiliyordu?
'Sigara cildi' denilen bir gerçek vardı. Sigara, cilde giden kan akışını azaltıyor, kolajen üretimini bozuyordu. Hatta sürekli sigara içenler gözlerini kısmak zorunda kalıyor ve bu bile ciltlerinin daha fazla kırışmasına neden oluyordu! Sigara içmeyenler de kalitesiz havaya maruz kaldıkları için hem cilt sağlıkları hem de genel sağlıkları bozuluyordu. Anne ve baba olma yaşı ise daha küçüktü. Doğum yapan kadınların vücutları doğal olarak değişiyordu. Eski fotoğraflarda teyzeleriniz 'yaşlı' görünmesinin sebebi büyük ihtimalle anne olmaları!
Gelelim bilimin söylediklerine.
2018 yılında yayımlanan '60'lar yeni 50'ler mi?' başlıklı bir makalede bilim insanları 'biyolojik yaş' denilen olguyu inceledi. (Kronolojik yaş, doğum gününüzle birlikte girdiğiniz yaş. Biyolojik yaş ise vücudumuz 'gerçekten' kaç yaşında olduğu)
Araştırmada 1988 ve 1994 yılları arasında doğan bir grup ve 2007 ile 2010 yılları arasında doğan bir grup karşılaştırıldı. Kolestrol, tansiyon, akciğer kapasitesi...Sonuç olarak ise 2007 ila 2010 yılları arasında doğan kişilerin 'biyolojik' olarak daha genç olduğu görüldü. Ayrıca sonuçlarda kadınların erkeklerden aynı yaşlarda olduğu erkeklerden biyolojik olarak daha genç olduğu da görüldü.
Anlaşılan o ki eski fotoğraflara bakıp da 'o zamanlarda insan daha büyükmüş' diye düşünürken hiç de haksız değilmişiz. Bunun birçok nedeni varmış. O zamanlarda insanların bedenlerinde olan yükler, şimdilerde insanların beynine yüklenmiş sanki! Artık bedenlerimiz değil, beyinlerimiz yoruluyor ve yaşlanıyor.
Bakalım ilerleyen yıllarda çocuklarımız, torunlarımız da aynı şeyleri düşünecek mi? Eğer yıllar sonra bu satırları okuyorsanız sizlere de selam olsun! :)
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
https://www.youtube.com/watch?v=XZMNAIzqNx8