Eski TÜGVA Yöneticisisi: 'Özellikle Adalet Bakanlığı’na Yerleşiyorlar'

1,5 sene TÜGVA’da yöneticilik yapan Tamer Özsoy, vakfın il binalarını belediyelerden bedelsiz olarak tahsis ettiğini, özellikle Adalet Bakanlığı’nda kadrolaştığını, bekçi alımlarında ciddi bir rol oynadığını örneklerle anlattı. Savcılara çağrıda bulunan Özsoy,  'İlk başta beni sonra tüm sorumluları yargılayın' dedi. 

TÜGVA belgeleri tartışılmaya devam ediyor. 1,5 sene TÜGVA’da yöneticilik yapan Tamer Özsoy, vakfın il binalarını belediyelerden bedelsiz olarak tahsis ettiğini, özellikle Adalet Bakanlığı’nda kadrolaştığını, bekçi alımlarında ciddi bir rol oynadığını örneklerle anlattı. Özsoy ayrıca “Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Millet Kütüphanesi’nde çalışanların hepsi TÜGVA referanslarıyla oraya yerleşen kişiler” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan'ın kurucuları arasında yer aldığı Türkiye Gençlik Vakfı'nın (TÜGVA) birçok kamu kuruluşuna, TÜGVA’lı yüzlerce kişiyi yerleştirdiği, vakfın il temsilciliklerini belediyelerden, valiliklerden tahsis yoluyla aldığı belgeler ortaya çıktı.

Belgelerin ortaya çıkmasının ardından vakıf içindeki ilişkiler tartışmaya açıldı. 2018-2019 yılları arasında 17 ay boyunca TÜGVA Van İl Temsilcisi olan Tamer Özsoy, Twitter hesabı üzerinden şu paylaşımda bulundu:

“Geçmişte Tügva da yöneticilik yapmış biri olarak söylüyorum ne yazık ki hepsi doğru. Vatan millet Sakarya diyerek neler yapılıyor neler. Bu daha bir kısmı. Genel merkez de kurulan şirketten haberiniz var mı?”

Gerçek Gündem'den Fırat Fıstık'ın haberine göre, “Paylaşılan belgelerin tamamı doğru. Üstelik bunlar da işin görünen kısmı” diyen Özsoy, “Hemen size bir örnek vereyim. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Millet Kütüphanesi’nde çalışanların hepsi TÜGVA referanslarıyla oraya yerleşen kişiler. Bunu kendim birebir biliyorum. Tanıyorum yani oradakileri. Başkan Enes Eminoğlu, önce bu belgeler sahte dedi ama biraz önce katıldığı yayında ‘İçeriden sızdırılmış’ ifadesini kullandı. Açık bir şekilde AKP Genel Merkez ve onların yakınları üzerinden TÜGVA’ya ayrıcalık tanınıyor. Bir kesime çalışma, bir kesimi tatmin etme durumu var. Ben yönetici olduğumda kendim şahit oldum” diye konuştu.

TÜGVA’nın masraflarının belediyeler, valilikler ve kaymakamlıklar tarafından sürekli olarak karşılandığını söyleyen Özsoy, “Mesela bir şirket var deniyor. Bu da yurt masraflarını karşılamak içinmiş. Evet olabilir ama bu şirkete iş adamları para aktarıyor mu? Belli taahhütler karşılığında neler aktarılıyor, ne kadar para girişi oluyor hepsini açıklasınlar o zaman” dedi.

İl temsilcilik binalarının belediyelerden alındığını belirten Özsoy, şöyle devam etti: “Adalar’daki mevzu çok tartışıldı. TÜGVA Genel Merkezi binası nasıl yapıldı? O kadar para nasıl alındı? Bunları cevaplasınlar. Hemen örnek vereyim, bedelsiz olarak kiralanan Diyarbakır, Kahramanmaraş, Gaziantep il temsilcilikleri var. Yurtları geçtim, buralar nasıl bedelsiz olarak alındı peki?”

Özsoy, TÜGVA’lıların devlette birçok yerde kadrolaştığından bahsederken özellikle Adalet Bakanlığı’na önem verildiğini dile getirdi: “Adalet Bakanlığı’nda 100’ün üzerinde, sadece benim tanıdığım TÜGVA’lı var. Bu isimler vakıf üzerinden buralara getirildiler. Emniyet’te ne kadar var bilmiyorum ama bekçi alımlarında da TÜGVA’nın çok ciddi bir rolü olduğunu biliyorum.”

Tamer Özsoy TELE 1 canlı yayınına bağlanarak açıklamalarda bulundu. 

Belgelerin ortadan kaldırılabileceğini söyleyen Özsoy, bilgilerin buzdağının yüzde 1'lik kısmı olduğunu ifade etti. Özsoy şunları kaydetti:

Van’da yöneticilik yaptık. Çok şey gördüm. Onlardan korkmuyoruz. FETÖ’den çok korktuk. Korku iklimi yaşanmasını istemiyoruz.

Türkiye Cumhuriyeti’nin savcılarına sesleniyorum, ilk başta beni sonra tüm sorumluları yargılayın. Bu konunun üzerine gidilmesi lazım. TÜGVA’da bir sistem vardı. Bu sisteme üyeler kaydediliyordu. TÜGVA istediği kişinin bilgilerini alıyordu. Bir kayıt tutuluyor.

Buzdağının yüzde 1'i. Bence TÜGVA'ya tahsis edilen binaların neden tahsis edildiğinin araştırılması lazım. Buna kimler vesile oldu. Bunların araştırılması lazım. Devamı çıktığında ‘Bu da mı olmuş’ diyeceğiz.

Belgeler ortadan kaldırılabilir. Bundan sonrası gazetecilere düşüyor, büyük pay Türk adaletine düşüyor. Bu konu kapatılacak bir konu değil.

TÜGVA'dan beni arayan olmadı, sosyal medyadan saldırmaya başladılar. ''