Eski Halini Daha Önce Görmediğiniz Kobra Murat'ın Hayat Hikayesiyle İlgili İlginç Detaylar
Eski Halini Daha Önce Görmediğiniz Kobra Murat'ın Hayat Hikayesiyle İlgili İlginç Detaylar
Eskiden ne kadar da farklıymış Kobra Murat değil mi?
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Son dönemde özellikle sosyal medyada epey bir hayran kitlesi olan bir fenomen o. Daha önceden televizyon ekranlarında gördüğümüz şovlarda ve katıldığı programlarda seyretsek de, yeni nesilin apayrı bir sevdiği karakter Kobra Murat.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Onun hayatına şöyle bir bakalım dedi. Daha önce belki de hiç görmediğiniz fotoğraflarıyla bu Roman Prensi'nin tam adı Murat Divandiler. Yanındaki de sevgili eşi Emine.
Ataları Selanik ve Bulgaristan'dan göçmüş. Osmanlı zamanında saraylarda düğünler, eğlenceler düzenleyen Roman atalarından gelen bir gen mirası var.
Meslek hayatı da böyle başlamış zaten. Roman düğünlerinde kim ne elbise giyecek, ayaklar altına kaç metre kırmızı halı serilecek, o halının üstüne kaç deste gül yaprağı dökülecek hepsi onun organizasyonundaymış.
Ancak tabii bulunduğu noktaya gelene kadar da büyük bir sefaletin zorluğunu da yaşamış. Allah vergisi bir resim çizme yeteneği ona daha çocukken gelmiş. Elbise tasarlamak, bir şeyler dikmek hep hayali olmuş ancak sermayeyi bir türlü bulamamış.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Küçücük bir dükkanda başkalarının elbisesini yamayarak, fermuarları tamir ederek yavaş yavaş başlamış kesip biçmeye. Önce mahalledeki bir nineye namaz elbisesi dikmiş kadının isteğiyle. Fakat kadın, Kobra'nın dükkanına geldiğinin farkında değil tabii. O namaz elbisesi olmuş size parlak, fistolu, allı pullu adeta bir saray avizesi.
Romanların o şatafatlı zevkini celbetmiş bir anda. Bir gün kapıdan içeri çok zengin ama memnun etmesi zor bir kadın girmiş. Düğün için "Bana öyle bir elbise yap ki, kobra yılanının ağzından çıkayım. Herkes beni konuşsun, bana baksın" demiş. Murat Abi de başlamış çalışmaya.
Masaya bırakılan bir çanta dolusu paranın hakkını vererek gerçekten kobralı bir tasarım yapmış kadına. Ancak kadının tek şartı, Murat'ı da tasarımcı olarak o düğüne götürmek ve kendisini tanıtmakmış. Bunun için de imajını değiştirmesini istemiş.
Hakkaten de uzun deri ceketi sırtına atıp, güneş gözlüklerini de taktıktan sonra gitmiş düğüne Murat Divandiler. O gün cebinden çıkarttığı kartvizitlerini yerlere saçmış düğünde. İşte o gariban Roman çocuğu, olmuş size bir anda Roman Prensi Kobra Murat.
Tabii bir süre sonra ünlülerin de dikkatini çekmiş. Gülben Ergen'in sabah programına katıldığında yerlere dekor olarak samanlar, çiçekler konmuş Roman hayatının simgeleri olarak. "Kaldırın bunları" diyerek, ötekileştirilen ve hayatları belli kalıba sokulan Romanlar'ın imajını değiştirmiş kendi çabasıyla.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Şatafata olan düşkünlüğü ise tamamen Roman kültürünün bir parçası. Evindeki altın kaplamalı eşyalar, yepyeni televizyona yapıştırdığı taşlar onun karakterinin yansıması. Her yer pasparlak, pullu ve simli...
Oğlunun nişanında gelini için yaptırdığı altın ayakkabıların, gümüş tahtların ihtişamı ise epey bir süre konuşulmuştu. Bakar mısınız lütfen!
İki oğlu, bir kızı olan Kobra Murat, çocuklarının hepsine evlerini ve yazlıklarını almış. Çünkü kendi açıklamasıyla onun bütün zenginliği çocukları ve ailesi.
Şimdilerde ise modacılığa ve tasarıma ara vermiş. "Dükkanda 17 bin tane kıyafet var, hepsini 21 saat uyumadan elimde diktim. Orada boş boş duruyor. Bunlar çöpe gitmesin, bir vakıf veya dernek yardıma ihtiyacı olanlar için değerlendirsin" diyor.
Çok renkli ve çok doğal bir insan Kobra Murat. Kültürünü yaşatmak için elinden geleni yapan bir Roman, evine ve çocuklarına düşkün bir aile babası, herkesin hayatında bir kere ortamına girmek istediği bir eğlence bombası. İyi ki varsın hocaaaamm!
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Armağan Çağlayan ve Kobra Murat'ın muhteşem söyleşisi için şöyle buyurun
Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
Eğer bu içeriği oluştururken 196sekiz in YouTube videosunu kullandıysanız kaynak olarak videoyuda ekleseniz etik olarak daha doğru olmaz mı? Tüm içerik orada... Devamını Gör
Ben bu adamı seviyorum ya terbiyeli efendi hiç değilse
programda da basa basa söyledi, o zaman bıçkın mahalle delikanlısıydım diye. anlamadığım, hadi imaj değişir eyvallah, o eda hal tavır nasıl öyle feminenleşti... Devamını Gör