Eski Çin’de Cinselliğin Temelini Oluşturan ve Boşalmayı Bir Yenilgi Olarak Kabul Eden Taocu Seks Nedir?
Seks herkes için başka bir anlam taşırken kökeni eski Çin'e dayanan Taocu seksin amacı kişiye o anki sağlığından daha iyisini inşa etmesine yardımcı olmak ve akabinde ölümsüzlüğe giden yola ulaşılacağıydı.
Eski Çin’de cinselliğin temelini oluşturan ve boşalmayı bir yenilgi olarak kabul eden Taocu sekse biraz yakından bakalım.
Taoist seks ya da başka bir adıyla "Özlerin Birleşmesi" Eski Çin'de cinselliğin temelini oluşturan anlayıştır.
Çin tıbbı, Han Hanedanlığı'na kadar uzanan, seksi ruhsal bir uygulama olarak görme ve bir şifa biçimi olarak işlevsel cinselliği teşvik etme geleneğine sahipti. Taocular, seks sayesinde ömrü uzatmanın mümkün olduğuna inanıyorlardı.
Çin felsefesi, her şeyin dinamik bir denge içinde yin ve yang'dan oluştuğu öğretisi çevresinde gelişir.
Vücudumuz beslenme ve madde için yin'e, enerji ve hareket için yang'a bağımlıdır. Yin enerjisi bizi dünyaya, yang enerjisi ise bizi cennete bağlayan şeydir. Seks, yin ve yang'ı birleştirmenin ve böylece cenneti ve dünyayı birleştirmenin bir yolu olarak görülür.
O dönemin öğretisine göre seks esnasında erkek, kadını memnun ederek yin enerjisi kazanır ve bu yin enerjisinin onun yaşam gücünü yenilediği söylenir.
Taocu sekse göre erkeklerin yin enerjisini boşalarak kaybediyorlardı. Bu sebeple de erkeklerin orgazmını kontrol altında tutabilmesini öğütlüyor ve birçok Taoist de çok kısa cinsel birleşmelerin çift arasındaki enerji ve uyum için kötü olduğuna inanıyordu.
Kadınlar yang enerjisini ise adet döngüleri sırasında kaybediyorlardı.
Bu nedenle de kadınlar için cinsel enerjiyi geliştirmeye yönelik Taocu uygulamalar, adet döngüsünü kontrol etmekle ilgiliydi.
Bu enerjik değiş tokuşun bir şifa yöntemi olduğuna inanan Taocular, belirli hastalıkları iyileştirmek için ayrıntılı cinsel pozisyonlar geliştirdiler.
Onlar için dokunma; beden, zihin ve ruhu iyileştirmenin bir yolu olarak görüldü.
Dokunarak gerçekleşen Yin ve yang'ın bu birleşiminin ruhsal bir boyutu olduğu düşünülüyordu. Yin ve yang, cennet ve yeryüzü, tutku ve yakınlığın dinamik dengesine odaklanarak aşıkların benliği aşabileceklerini ve partnerlerin kendi ruhları ile bağlantı kurabilecekleri söylendi.
Yorum Yazın