Görüş Bildir
Haberler
Ermenek Faciasında Ustabaşı: 'Müfettişler Gelmeden Tehlikeli Yerleri Kapatıyorduk'

Ermenek Faciasında Ustabaşı: 'Müfettişler Gelmeden Tehlikeli Yerleri Kapatıyorduk'

ATKN
04.08.2015 - 14:26

Karaman'ın Ermenek İlçesi'nde geçen 28 Ekim'de 18 işçinin yaşamını yitirdiği maden faciasıyla ilgili 3'ü tutuklu 16 sanıklı davanın dün başlayan üçüncü duruşmasına bugün de devam edildi. Duruşmada tanık olarak ifade veren ustabaşı Mehmet Öndür, 'Müfettişler gelmeden önce tehlikeli yerleri kapatıyorduk. Gidince geri açıyorduk. Müfettişlere, maden sahasını küçük göstermek için barajla bir bölümünü kapatıyorlardı. İşçileri de müfettişlere göstermiyorlardı' dedi.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Ermenek Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın dün başlayan üçüncü duruşmasının ikinci celsesine bugün devam edildi. Dün aralarında kurtarılan işçilerin de bulunduğu 20 tanık dinlendi. Bugün de 20 tanığın dinlenmesi planlanıyor. Duruşmaya tutuklu sanıklar Has Şekerler Madencilik Şirketi sahibi Saffet Uyar, Ermenek Cenne Linyit Kömürü İşletmesi Müdürü ve hissedarı Abdullah Özbey ve aynı şirketin teknik nezaretçisi Ali Kurt, tutuksuz sanıklardan maden mühendisleri Cemile Karaca ve Nuray Yetiş, taraf avukatlar ile ölen madencilerin aileleri katıldı.

'200 metrelik alan kapatılıyordu'

Faciadan bir önceki vardiyada çalışan İbrahim Öner, MİGEM tarafından yapılacak denetimler önce kaçak galerilerin kapatıldığını ve müfettişlere gösterilmediğini öne sürdü. Öner 'Müfettişler gelmeden önce gösterilmeyecek bacaları (galeriler) kapatıyorlardı. O bacaların önlerini barajlıyorlardı. Neredeyse 200 metrelik bir alanın önüne baraj yapılıyordu. 200 metreyi müfettişler görmüyordu' dedi.

Bu sırada söz alan tutuksuz yargılanan maden mühendisi Cemile Karaca, müfettişlerden kaçırmak için hiç bir zaman galerin barajlama yapılarak kapatılmadığını ve hepsinin teknik bir nedeni olduğunu ileri sürdü. 

'Kaçış bacaları yoktu'

Tutuklu Saffet Uyar'ın avukatı Şeref Han'ın, 'Müfettişler geldiğinde görmemesi gereken şey nedir?' sorusu üzerine Öner, 'Onu mühendis hanımlara sormak lazım. Ne saklanıyordu onların söylemesi gerekir.Ama kaçış bacaları yoktu' dedi.

Facia geliyorum demiş...

Facia geliyorum demiş...

İbrahim Öner'in ardından yine aynı vardiyada çalışan ustabaşı Mehmet Öndür de, faciada yaşamını yitiren şef Recep Çiloğlu'nu kömürü çıkarttıkları yerde gevşeme olduğu konusunda uyardığını ancak onun 'Ohh ohh bol bol kömür geliyor, çalışın çalışın' diye talimat verdiğini belirtti. 4'üncü başyukarı adı verilen bölümde çalıştığını ve aşırı derecede gevşeme olduğunu belirten Öndür, şunları söyledi:

'Oh oh bol bol kömür geliyor, çalışın çalışın'

'Ben 4'üncü başyukarıda çalışıyordum. Aşırı derecede gevşeme vardı. Olaydan bir gün önce de Recep şefe 'kömür kendisi geliyor' diye uyardım. Şef de, '’Oğlum taşa yakın olduğumuzdan gevşeme olur' dedi. Eski ocağa daha 80 metre var diye bize sürekli çalışmamızı söylerdi. Hatta Recep şef, 'Ohh ohh bol bol kömür geliyor, çalışın çalışın' diye talimat veriyordu.'

'Bir an üstüme dağ gelecekmiş gibi hissettim'

Öndür, faciadan önceki vardiya çalışırken kömürlerin kendiliğinden gelmesi nedeniyle çok korktuğunu belirterek, 'O gün çok korkuyordum. Bir an üstüme dağ gelecekmiş gibi hissettim. Kömür kendisi geliyordu' dedi. 

'Müfettişler gelmeden bacalar kapatılıyordu'

Öndür, müfettişlerin denetim için ocağa gelmeden önce üretim haritası dışında kaçak olarak açılan bacaların (galerilerin) kapatıldığını ileri sürerek, 'Müfettişler gelmeden önce tehlikeli yerleri kapatıyorduk. Gidince geri açıyorduk. Müfettişlere, maden sahasını küçük göstermek için barajla bir bölümünü kapatıyorlardı. İşçileri de müfettişlere göstermiyorlardı' dedi. 

Sanık avukatlardan birinin Öndür'e, 'Sen madem tehlikeyi fark ettin niye söylemedin' sorusu üzerine Öndür, 'Abicim o kadar bilsem, ben zaten maden mühendisi olurdum' dedi. 

Aynı vardiya da çalışan işçilerden Mehmet Civelek de, müfettişler gelmeden önce bacaların kapatıldığını öne sürdü. Faciada yaşamını yitiren Şef Recep Çiloğlu'nun ona da eski ocağı 80 metre mesafe olduğunu söylediğini belirten Civelek, 'O gün daha yoğun kömür geliyordu. Arkadaşlarımdan tahkimat yapamadıklarını duydum' dedi. 

Tanık olarak dinlenen işçilerden Süleyman Bilgin de kömürlerin sürekli kaydığını, tahkimatın yapılamadığını ve denetimler sırasında bacaların kapatıldığını, denetimler sonrası yeniden açılıp, çalışmaya devam edildiğini belirtti. İşçilerden Hasan Erdoğan da yine benzer ifadeler kullandı. Mahkeme heyeti 14.00'a kadar duruşmaya ara verdi.

İstenen cezalar

Davada sanıklardan 14'ü, 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma' suçundan 20- 25 yıl hapis istemiyle, diğer sanıklardan 1'i 'Yetkisi olmadığı halde belgelere imza atmak', diğeri de faciayı 'Bildirme yükümlülüğünü ihlal' suçlamasıyla yargılanıyor. Ölen madencilerin aileleri ile 1-2 yaşlarındaki çocuklarının da bulunduğu 62 kişinin şikayetçi olarak yer aldığı davada, aralarında aynı madende çalışan işçilerin de olduğu 45 kişi tanık olarak bulunuyor.

Geçen 15 Haziran günü başlayan ve 3 gün süren ilk duruşmada hakkında tutuklama kararı çıkan Has Şekerler Madencilik Şirketi'nin daimi nezaretçisi maden mühendisi Yavuz Özsoy'un hala tutuklanmadığı ortaya çıktı. Özsoy, yaklaşık 3 ay tutuklu kaldıktan sonra, tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edilmişti.

DHA

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
1
0
0
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda
Reklam