onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Ercan Altuğ Yılmaz Yazio: Motivasyon ve Akış Döngüsü = Oyunlaştırma

etiket Ercan Altuğ Yılmaz Yazio: Motivasyon ve Akış Döngüsü = Oyunlaştırma

Ercan Altuğ Yılmaz
11.05.2021 - 15:30 Son Güncelleme: 12.05.2021 - 12:35

“Her insan bir cevherdir, eğer işlenirse mücevher olur “der ruh mimarı Mevlana.

Kendi potansiyelini keşfetmek uzun süreli ve ince içsel işçilik gerektirir. Tamamı dışarıdan yapılanmaz, hepimizin avantajlı olduğu eğilimler vardır ama içimizi derin kazımadıkça göremeyiz. Bununla beraber içiniz de istek yoksa bir şeyi yapabiliyor olmanız o şeyi seçmeniz için tek başına yeterli neden değildir.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

İşini severek yapmak kendini gerçekleştirmenin dünyaya katkı sağlamanın anlam duygusuyla örülü bir hayat yaşamanın en temel koşullarından biridir.

Sürdürülebilir motivasyon kendini gerçekleştirme sürecinde çok önemli bir bileşendir. Edward Deci ve Richard Ryan tarafından geliştirilen öz belirleme teorisine göre iyi oluş hali için motivasyon mekanizmasını yetkinlik (competence), bağımsızlık (autonomy), ilişki/bağlantı kurma ihtiyacı (relatedness) olarak üç temel unsur gereklidir. Yaptığımız işi bir arabayı sürmek gibi düşünelim. Bu arabayı başarı ile hareket ettirebilmek, sürebilmek yetkinlik (competence), arabanın direksiyon hakimiyetinin sizde olması kontrol otonomi (autonomy) ve araba ile ulaşacağınız bir varış noktanızın olması anlam ilişki (relatedness) duyguları olarak tanımlayabiliriz.

Bu duygular motivasyonu uzun süre tetikler. Kendini gerçekleştirmeyi başaranlar bu teoriye göre baktığımızda “işi ustalıkla yapıyorum”, “ kontrol bende”,  “dünyaya katkı sağlayabiliyorum” duyguları tetiklendiğinde motivasyon süreleri yeterli uzunlukta ve içseldir. Motivasyon eksikliği neyi isteyip neyi istemediğimiz konusundaki netliği bulamadığımızdan kaynaklanabilir. İçsel motivasyon ile yapılan iş sizden bir parça gibidir. Size ödül verilmesine ihtiyacınız yoktur. Çabanız ilginin yanında kendiliğinden yeşerir. Bu da mutluluk ve başarıyı birlikte getirir. İnsanların anlam arayışının kısa özeti budur.

İçsel motivasyon uğraş içinde olduğumuz süreci daha sürdürülebilir kılmaktadır. Çünkü kişi doğasıyla uyumlu yol alır. Akıntıya karşı kürek çekmez. İçsel motivasyonda farklı olarak dışsal motivasyon da kişiyi harekete geçiren içteki istek değil, dıştaki ödül ya da cezadır. “Yapayım da bitsin”,”bitsin de kurtulayım” duygularını hissettirir. İş kişinin gözünde büyüdükçe büyür. Kendini gerçekleştirme kavramıyla örtüşmez. Mutsuz ve başarılı /başarısız olursunuz. 

Dışsal motivasyonun zaman zaman işe yaradığını da belirtmek gerekir. Bazen ‘yapamazsın’, ‘çalışamazsın’, ’başaramazsın’ sözleri kişide hırs oluşturup motivasyon yaratabilir. İçinizde yeni bir fikrin kıvılcımları çıkmaya başladığında hatta fikrinizin kıvılcımları arttığında benliğinize yayılan mutluluk hissini yaşamak anlatmaktan daha keyifli ve heyecanlıdır. Fikirler sözler birbirini kovalarcasına zihninizden dilinize dökülür. İşte bu motivasyonu yakaladıktan sonra sürdürülebilir olması için en önemli olan şey akıştır.  İçsel motivasyonun sürdürülebilir olmasındaki önemli etken akıştır. Kişi kendini akışta hissettiği zaman odaklanmanın tam hazzını yaşamaktadır. 

Peki nedir bu akış? Akış birçok kaynakta başarı ve mutluluk bilimi olarak yer alır. Kişinin yaptığı iş ile bütünleşmesi zamanı ve mekanı unutup yaptığı işin içinde kaybolması olarak tanımlanır. Yukarıda anlattıklarımızdan yola çıktığımız da akışı tam bir içsel motivasyon olarak adlandırabiliriz.

Akış teorisini geliştiren psikolog Mihaly Csikszentmihalyi ekibi ile birlikte dünyanın birçok bölgesinde işini içsel motivasyonun doruğunda yapan insanlar ile görüşmeler yapmış.

Geliştirdiği teoreminin akışın gerçekliğinin ve sürekliliğinin neler olduğunu tespit etmeye çalışmışlar.

Geliştirdiği teoreminin akışın gerçekliğinin ve sürekliliğinin neler olduğunu tespit etmeye çalışmışlar.

Kişinin uğraş alanı içinde akışa girdiği zaman tam odaklandığı ve net bir şekilde işini yaptığı, zihninin açık ve geribildirimler ile beslendiği, zaman olgusunun ortadan kalktığı ve zorlansa dahi yapabilmenin mümkün olduğuna inandığı görüşmeler gözlemler sonrasında tespit edilmiş. Yapılan işte insanın kendini değerli hissetmesi, yapılan işten alınan hazzın kazanılan ödülden daha mutlu ettiği yapılan görüşmelerden sonra tespit edilmiş. 

İşte bunların hepsi kişinin akışta olduğunu hissetmesi olarak tanımlanmıştır. Akış insanın yaptığı iş ve beceri düzeyi arasındaki dengeyi oturtmasıdır. İşin zorluk derecesi ile o işi yapma becerimiz bu ikili arasındaki denge içsel motivasyonumuzu tetikleyen önemli bir kıvılcımdır. Kişi hiç zorlanmadığında ya da çok zorlandığın da akış hali zorlaşıyor. Buradaki kilit nokta kişinin kapasitesinin biraz üzerinde zorlanmasıdır. Bu kişiyi akışta tutmak için önemli bir husustur.

Kişi kapasitesinin biraz üzerindeki iş ile uğraşırken gösterdiği performans motivasyon çıtasının en yüksek olduğu andır. Beceri düzeyinin biraz üzerindeki uğraş ve sonucundaki denemeler kişiyi akışta tutmaktadır. İşin kolaylığı yetkinliğin ve yeteneğin altında olması kişiyi isteksizliğe ilgisizliğe sürükler. Aynı zamanda yapılan işin çok zor olması seviye ve yeteneğin üzerinde olması kaygıyı hatta tükenmişlik duygusunu da tetikleyebilir.

Birçok oyunda oyun tasarımcıları oyunları basit, orta, zor olarak seviyelendirir. Kişi /oyuncu çabucak yapıp bitireceği ya da yapamayacağı kadar zor olan hiç bir uygulama için zaman ve para harcamaz. Bu yüzden süreç içinde yapılabilir döngülerle süreklilik sağlanırken kapasitenin üzerinde olan döngüler de geri bildirimler ile süreci destekleyerek kişinin yapabiliyorum hissi canlı tutulur akış sağlanır. Biraz zorlanarak başarabileceğimiz zorluk düzeyleri kişinin /oyuncunun motivasyonunu canlı tutar.

Hangi sektörde olursanız olun bir işi yaparken kişinin kendi içine dönmesi, duygularını kazıyarak altına bakması gerekir. Altta yatan duyguların anlattıkları esas olandır. Yaptığınız iş kapasitenizin çok mu altında, beceri ve yetkinliğinizin çok mu üzerinde, sizi çok mu zorluyor? Gerginlik, kızgınlık, sıkılma hissi mi veriyor? Yeni bir şeyler öğreniyor musunuz? Sürekli tekrar eden bir döngüde misiniz? Bunların hepsi size akışta denge ilkesi ile ilgili ipuçları verir. 

Herkesin uğraş alanındaki veya yaşamsal alandaki akış alanı farklıdır. Kimi müzik dinlerken, kimi birçok parçayı dağıtıp tekrar bir araya getirirken, kimi yeni bir şeyler keşfederken, kimi dans ederken, kimi bir dağa tırmanırken akıştadır. Ama bu kendiliğinden ortaya çıkan bir durum değildir. Kişi ne zaman akışta olduğunu deneyerek yaşayarak bulur ve öğrenir.

İnsanın kendi akış alanını keşfetmesi kendisine verdiği değerdir. Kişi birçok alanda kendini deneyimleyebilir. Farklılıklar, farklı deneyimler akışta olduğu alana katkı sağlayacak öğrenmelere olanak sağlayabilir. Sunulan seçeneklerin yanında kendi seçeneklerinizi dikkate almanız akışa girmek için zemin hazırlar. Zaman zaman kendinize tekrarladığınız sözcükler içsel konuşmalar yapmak performansınızı arttıran bir strateji olarak kullanılabilir.

Akış her yaşta önemlidir. Çocuklar da serbest oyun akışa girmek için uygun ortam sunar. Serbest oyun çocuğun doğal olarak neye yöneldiğini gözlemleme fırsatı sunar. Sürekli olarak verilen yapılandırılmış oyunlarda çocukların akışı yaşama olasılığı düşüktür. Akışa giren çocuk serbest oyunda kendine ait bir alanda istediğimi yapabilirim duygusunu yaşar. Çocuk kendine ait bu alanda istediğimi yapabilirim keşfedebilirim duygusunu yaşar ve zamanı unutur. Yoğun bir şekilde ve içten odaklanır. 

Yetişkinlerde de bu böyledir. Kendilerini keşfetmeleri, zamanı unuttukları yoğun odaklanabildikleri anları akışta olmaları için bulmaları gereklidir. Bir zihin taraması yapalım en son kendinizi iyi hissettiğiniz ve sizin için anlam ifade eden anları hatırlamaya çalışın. Belki asıl anlam ve motivasyonunuz orada gizlidir.

İnsanın akışta kalabilmesi için yaptığı iş ve beceri düzeyi arasındaki dengeyi sağlamasından bahsettik. Kişinin kapasitesinin üzerindeki işleri yaparken motivasyonunu yüksek tutması için yaptığı işi küçük küçük bölümlere ayırması çok önemlidir.

İnsanın akışta kalabilmesi için yaptığı iş ve beceri düzeyi arasındaki dengeyi sağlamasından bahsettik. Kişinin kapasitesinin üzerindeki işleri yaparken motivasyonunu yüksek tutması için yaptığı işi küçük küçük bölümlere ayırması çok önemlidir.

Önümüzdeki işi küçük parçalara bölmek motivasyonu arttıran bir etken olmak ile beraber kişiyi akışta tutan en etkili yöntemlerdendir. İş sonunda küçük puzzle parçalarının bir araya getirdiği kocaman resmi gördüğünüzde bu işi nasıl yaptığınıza dair yaşadığınız şaşkınlık bir sonraki işin-aşamanın motivasyonunu da beraberinde getirmektedir. 

Kendini gerçekleştiren potansiyelini yeteneğe dönüştüren kişilerin hayatlarına baktığınızda hayatlarındaki anlam arayışının keşfettikleri akış ile ortaya çıktığını ve başarılarının buna bağlı olduğunu görebilirsiniz. Kişi kendini yaptığı işten ayrı hissetmediğin de yaptığı işi umursar. Umursamak yaptığınız işle bir olmaktır. Akışta olan kişi yaptığı işle bütünleşir.

Motivasyon ve akış terimlerinin karşılığını bulduğu en güçlü kavram olan oyunlaştırmadan tam da burada söz etmeliyiz. Son dönemlerde gittikçe popüler olan oyunlaştırma kavramı içsel motivasyon ve akışı anlatan güçlü bir metafor olarak kullanılabilir. Oyunlaştırmanın uygulandığı alanlarda ortaya çıkardığı olumlu etkiyi ve yayılma sürecini kelebek etkisi hızı olarak tanımlayabiliriz. 

İşte bu etki göz önüne alınmalı ve oyunlaştırma artık bir bilim olarak ifade edilmelidir. Oyunlaştırma içsel motivasyonu destekleyen doğru akış kurguları ile insan topluluklarında motivasyonu tetikleyen verimli ve etkili çalışmayı en üst seviyelere çıkaran uygulandığı alanda üretim ve verimi arttıran bir yöntem tasarımıdır. Bireysel olarak ya da topluluklar üzerinde doğru tasarlanmış oyunlaştırma kurguları kişileri ve kitleleri içsel motivasyon ile akışta tutar. Oyunlaştırma içinde kişilerin kendilerini ifade ettikleri oyuncu tipleri, içsel motivasyonlarını tetikleyen çalışma –üretim (oyunlaştırma) kurguları sürekli akış içinde oldukları görev ve seviyeler yer alır.

Oyunlaştırma merak edilmesi araştırılması gereken geniş bir bilgi yelpazesine sahiptir. Tüm sektörlerde hızlıca yayılmaya kullanılmaya başlana içinde oyunun mekaniklerini barındıran bu mekanikleri gerçek hayatta motivasyon ile harmanlayan bir yöntemdir. “Başarı da mutluluk gibidir. Peşinden koşarak yakalanmaz. Bu kişinin kendini daha büyük bir amaca adamasının hesaplanmamış bir yan etkisi sonucu olarak ortaya çıkar.” Victor Frankl bu sözü ile başarılı ve mutlu olmayı şu şekilde özetleyebiliriz. 

Bir işte çok başarılı olmak için, o işi en iyi yapanlar arasında olmak uzmanlıktır. Uzmanlık sebatla tutkuyla çalışmaktır. Bir alanda yorulmadan içten gelen motivasyon ile çalışmak, çalışırken çalışıyormuş gibi hissetmemek tutku duyduğun alan için zamanın nasıl geçtiğini fark etmemek akış haline girmektir. Mutluluk ve başarıya ulaşmak akış da doğru yolu bulmak için oyunlaştırma bir formül aynı zaman da çözüme götüren güçlü yöntemlerden biridir.

Bu yazı Gamfed Türkiye Gönüllülerinden Yeliz Demir’in katkılarıyla yazılmıştır.

Twitter

Instagram

Linkedln

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
9
3
0
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın