Sümer uygarlığından bu yana bilinmektedir ve bu organın sembolü olan çam kozası, bu uygarlıklar tarafından çeşitli şekillerde resmedilmiştir. Bu resimleri Buda heykellerinde, Mısır hiyerogliflerinde ve Mısır uygarlığının ölüm tanrısı Osiris’in asasının tepesindeki çam kozalağı şeklinde görmekteyiz. Bu şekil ayrıca, Sümer tanrıları heykellerinde, Asur krallıklarında, Yunan tanrıları heykellerinde de dikkat çekici bir şekilde resmedilmiştir.
Vatikan’da üzerinde çam kozalağı heykeli bulunan bir çeşme vardır. Papa’nın yanından hiç ayırmadığı asasının tepesinde, Mason localarında, hatta Hitler'in masasında aynı sembol görülür. Güney Amerika yerlileri halen Epifiz Bezi'ni aktive etmek için bir şaman liderliğinde ayinler düzenlenmekte ve DMT yüklemesi yapmaktadırlar.
Bir bezelye tanesi büyüklüğünde olan bu mini organ, hormonların hepsini düzenleyerek bedenin tüm fiziksel sistemini yönetir. Epifiz Bezi; DMT (Dimetiltriptamin), melatonin ve serotonin gibi önemli maddelerin vücutta üretimini sağlar. Aynı zamanda ruhsal anlamda farkındalığımızı, bilinçlilik halimizi düzenler. Sağlığımız üzerindeki etkisi; duygusal ve zihinsel sağlık için gerekli olan hormonları salgılamasıdır.
Epifiz Bezi'nin yaşam sürecinde en çok aktif olduğu zaman, gece üç suları olarak nitelendirilir. Ancak insanlarda Epifiz Bezi'nin doğum ve ölüm anında inanılmaz derecede yükseldiği söylenmektedir. Kadim kültürlerde insanlar, Epifiz Bezi'ni ruh ve beden arasında bir köprü gibi kullandıklarından uzmanlaşmışlar. Günümüz toplumlarında ise Epifiz Bezi çocukluktan sonra (11 yaşından itibaren) kireçlenmeye başladığından yaratıcılığımız ölüyor, bağışıklığımız düşüyor, kilo almaya başlıyoruz, hastalanıyoruz, kansere yakalanıyoruz. Bunu önlemek için doğru beslenmemiz, doğru terapileri almamız ve özellikle uykumuza dikkat etmemiz gerekiyor.
'Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio'
Yorum Yazın