Enflasyon Bir Hastalık Çare de Sağlıklı Beslenmek: Enflasyonda Yükselişe Çözüm Faiz Artırımlarında Değil mi?
Dünyada enflasyon gerçeği ülkeleri tedirgin ederken, halkları fakir ediyor. Pandemi sonrası büyük derdimiz olan enflasyonda Türkiye'nin rakamsal pozitif, ekonomik ve sosyal negatif ayrışmasıysa dikkatlerden kaçmıyor. Dikkatten kaçacak gibi de değil doğal olarak çünkü gelişmiş ülkelerin çoğunda 30-40 yıllık enflasyon zirveleri görülürken, o zirveler bizim 20 yıllık zirvemizin 10'da biri gibi bir oranda oluyor. Yine de millet olarak dayanıklılığımızla bir Avrupalı ya da ABD'li gibi isyanlarda değiliz. Ancak fakirleştiğimiz gerçeğiyle biz neden bu kadar artış yaşadık sorgulamadan da edemiyoruz
Cumhurbaşkanı Erdoğan dün ABD'de katıldığı bir TV programında kendisinin uzmanlığı olan ekonomiye değinerek, diğer ülkelerdeki durumu şöyle yorumladı👇
Enflasyon aşılamaz bir ekonomik tehlike değildir. Ben ekonomistim. Şu anda yüzde 8, yüzde 9 enflasyonun bile tehdit ettiği ülkeler var. Bizde yüzde 80 var. Biz şu anda 250 milyar dolar ihracatı yakalamış bir ülkeyiz. Benim ülkemde marketlerde raflar boş değil. Ama Amerika'da bile bugün raflar boş, Fransa'da raflar boş, Almanya'da raflar boş.
Sonrasında da bir haber gözümüze çarptı.
'Faizi artırınca enflasyon düşmedi: ABD ve Avrupa ülkeleri umduklarını bulamadı' başlığıyla haberde 👆 bu tablo vardı. Yenişafak haberinde faiz artışlarına ve enflasyondaki yükselişe değiniyordu. Tablo güzeldi ancak biraz eksikti. O da Türkiye'de eleştirilen kısımdı!
O kısmı söylemeden önce, 2021 ve 2022 yıllarında Ağustos ayı enflasyonlarını karşılaştırmamız gerektiğinden biz de öyle yaptık👇
Burada da 👇 2021 ve 2022 yılları faiz oranları karşılaştırması vardı.
Son olarak da hepsini bir tabloda ve grafik halinde vermenin hem görünüm hem de finansal okur yazarlık açısından daha doğru ve kolay olacağını düşündük👇
Tabloda eksik kısım şuydu👇Yüksek faiz ekonomilerde sağlıklı bir unsur olmamakla birlikte yüksek enflasyonda bir ilaç niyetinde kullanılır.
Ekonomilerde "denge" unsuru önemli olduğu kadar Türkiye'de faiz politikalarında eleştirilen kısım da bu denge içerisinde "zamansız" indirimler olmuştu.
İlk tabloda yani haberde ele alınan eksik kısım faiz indirimlerinin başlamasıyla oluşan ortam olmuştu.
Burada gelişmiş ülkelerin enflasyon oranlarındaki yükselişe rağmen Türkiye'deki ayrışmanın karşılaştırılmanın sağlıksız olduğu bir düzeye ulaştığı görülürken, geçen yıl Arjantin'le Türkiye'nin durumunda bu yıla bakmak gerekmesi daha sağlıklı bir karşılaştırma imkanı sunabilir.
Geçen yıl Arjantin'deki enflasyon oranı Türkiye'nin yaklaşık 3 katı olurken, Türkiye 2022'nin Ağustos ayında Arjantin'i geçiyor.
Faiz oranlarındaysa farklılık şu şekilde: Türkiye faiz oranında yaklaşık 1/3 oranında azalışa giderken, Arjantin faiz oranlarını neredeyse iki katına çıkarıyor.
Diğer yandan resesyonun tartışıldığı dünyada büyüyen bir Türkiye olduğu gerçeği var.
Türkiye'nin büyümesinde gelir adaletsizliği problemiyse yadsınamaz düzeyde bulunuyor. Bu gerçek 2 yıl içinde yüzde 36,8'den yüzde 25,4'e gerileyen bir sabit gelirli payını vurguluyor.
Ekonomilerde son dönemdeki tartışmalar ışığında, tartışmaktan ziyade bilim ışığında, yapısal sorunların çözülmesine yönelmenin daha sağlıklı olduğu görülmediğinden her alanda denge unsurlarında sıkıntı yaşanmaya devam ediyor.
Yüksek faiz-düşük faiz tartışmasının ziyade konjonktüre uygun bir biçimde yön çizmenin daha doğru olacağını, bunun da katma değerli üretimden, teknolojiden geçtiğini anlatan ekonomistlerse daha fazla dinlenirse hedeflediğimiz ihracat, kur, enflasyon ve faiz düzeylerine daha çabuk ulaşabileceğimiz görünüyor.
Sağlıklı besleyerek ve yaşayarak vücudu korumak gibi düşünülebilir! Sağlıksız beslenen birinin sıkı spor yapması sorunlara neden olabilir değil mi?
Siz ne dersiniz?
Bu içerikler de ilginizi çekebilir👇
Yorum Yazın