Görüş Bildir
Haberler
Enflasyon 101! Halk Arasında Enflasyon Hakkında Doğru Bilinen Yanlışlar

etiket Enflasyon 101! Halk Arasında Enflasyon Hakkında Doğru Bilinen Yanlışlar

2. Yazımın konusu Enflasyon101.. Yani bugün size Enflasyon ne demek ondan bahsedeceğim. Malum Ekonominin Aslı olarak sadece tanım olarak enflasyonu anlatmayacağım. Aslında enflasyon ne demek, ne işe yarıyor ve neden önemli gibi konulara değineceğim. Halk arasında enflasyon hakkında doğru bilinen yanlışları size kendi dilimde anlatacağım.

Neden mi bu konulara değiniyorum biliyor musunuz? Bir sürü ekonomi yazıları, bir sürü ekonomi programları var ama maalesef hepsi bilimsel ekonomi dili ile konuşuyor. Yani hepimiz ekonomi okuduk, tüm terminolojiye hâkimiz gibi. Bense daha sade hepimizin anlayacağı basit bir ekonomi köşesi olsun istedim, ismi gibi…

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Enflasyon, en temel tanımıyla, günlük hayatta çokça kullanılan mal ve hizmetlerin fiyatlarındaki genel artışı ifade eder.

Enflasyon, en temel tanımıyla, günlük hayatta çokça kullanılan mal ve hizmetlerin fiyatlarındaki genel artışı ifade eder.

Son dönemlerde hepimiz aslında enflasyonla ilgili çokça bilgiye sahip olduk. Çokça fiyatlarda yaşanan artışı gördük, hatta ülke gündeminin en önemli yerine oturttuk kendisini.

Ama enflasyon nasıl oluşur? Ve enflasyonun devamını ne sağlar bunları ne kadar biliyoruz sizce?

Enflasyonunda aslında 3 adet ana sebebi vardır. Bunlar Talep Enflasyonu, Maliyet Enflasyonu ve Yerleşik Enflasyondur. 

Enflasyon kısaca bir fiyat artışı silsilesidir. Yani sizin bugün almak istediğiniz bir X malını, yarın aynı fiyata alamamanıza sebep olur.   “Ee kardeşim olur mu öyle şey?! sabit tutsunlar fiyatları.” dediğinizi duyar gibiyim, ama maalesef durum bizim gibi dışa bağımlı, ithalatçı ülkelerde öyle olmuyor.

Birkaç örneği ele alalım:

Bugün X marka bir televizyon almak istiyorsunuz. Televizyonun ücreti 25.000 TL olsun. (1 usd= 25,00 try olduğunu varsayalım) yani televizyonunuz dolar bazında fiyatı 1.000 usd’dir. Yarın usdtry kuru 30,00 seviyesine çıktığında sizin televizyonunuz TL fiyatı da otomatik olarak (1.000*30,00) 30.000 TL’ye çıkacaktır. Bu gibi durumlarda tüketicinin aklına gelen ilk soru; ‘’Kardeşim sen ithalatçı olarak televizyonu USDTRY kuru belki 15,00 seviyesindeyken aldın, şimdi kur 30,00 tl oldu fırsatçılık yaparak bana yüksek fiyattan satıyorsun.’’ diyebilir ki Türkiye de yaşıyorsak kesin diyecektir.

Bu örnekteki durumun sebebi malı yerine koyamamadan kaynaklı maliyet enflasyonudur. Yani evet ithalatçı belki televizyonu aldığında USDTRY kuru 15,00 seviyesindeydi ve televizyonu 30,00 seviyesinden satarak kar etmiş gibi görünebilir. Ama yarın ithalatçı aynı ürünü ithal etmek istediğine usdtry 30,00 kuru seviyesinden yerine ürünü koyacaktır. Döviz kurundaki artış, maliyetlerin yukarı gelmesine sebep olmaktadır.

Kısaca bir özet geçmek istenirse, enflasyonun oluşmasındaki en önemli sebeplerden biri de bir satıcı, ithalatçı olarak bugün aldığı bir malı yarın aynı fiyattan yerine koyamamaktır. Bu sebeple de satılan mallara enflasyon üzerinde bir zam yapılmaktadır ki yarın bir ürün satıldığında yerine yenisinin konması kolay olsun.

Aynı durum gıda fiyatlarında ve hizmet sektöründe de geçerlidir.

Aynı durum gıda fiyatlarında ve hizmet sektöründe de geçerlidir.

İçinizden şey dediğinizi duyar gibiyim “Evet tamam televizyon, bilgisayar gibi teknoloji ürünleri ithal olarak geliyor ve fiyatları dövize endeksli. Ama bizim ülkemizde üretilen domates, süt, et fiyatlarındaki artış neden durmuyor?”

İşte bunun sebebi de genel olarak yaşanılan maliyetlerdeki artış. Nasıl mı? En alt denklemden başlayalım örneğimize.

Diyelim ki bir süt üreticisisiniz. Hayvanlarınıza aldığınız yemden, aşılarına, sağlık hizmetlerine tüm maliyetleriniz arttı. Ayrıca çalışan iş gücüne gelen asgari ve diğer ücret zamları nedeni ile de iş gücü maliyetleriniz de artmış durumda. Yani siz 1 litre sütü 10 tl satacakken artık 15 tl ye satabiliyorsunuz bu sebeplerden ötürü. Sizin sütünüzü satmak için alan marketin de lojistik maliyetleri ve çalışan ücretleri arttı o da sizden aldığı sütü kar edeceği şekilde ancak 25 tl’ye satabiliyor. Eğer bunu bir restoran veya cafe de tüketmek istediğinizde de işin içine bu sefer kira, tekrar lojistik, tüketim sıklığı ve çalışan ücretlerinin fiyatı giriyor. Ve 15 tl ye mal edilen sütü siz aslında son tahlilde 50 tl’ye satın almış oluyorsunuz.

Yani aslında siz sadece süt tüketiyorsunuz ama tükettiğiniz süt 3 farklı aşamadan geçtiği için 3 kere farklı enflasyonist duruma uğradığı için ülkemizde de üretilse, dövize endeksli bir ürün dahi olması fiyat istikrarının sağlanamaması durumunda enflasyona dur denilememesi mümkün olmamaktadır. Yani döviz kuru, iş gücü, ulaşım, ham maddeler gibi fiyatlardaki artıştan kaynaklı enflasyondur hepsi maliyet enflasyonuna örnektir.

Diğer 2. Bir durum ise talep enflasyonudur. Türkiye’de özellikle son dönemde talep enflasyonunun etkisini çok fazla görmekteyiz. Fiyatlar sürekli artıyor ve artış karşında bugün aldığımız bir ürünü yarın daha yüksek bir fiyattan alacağımızı biliyorsak, bugün almayı tercih ediyoruz. Bu da fiyatların önümüzdeki süreçte daha da yükseleceğini bilmemizden kaynaklı talebi artırıyor, stokçuluğa sebep oluyor. Yani bir sebep sonuç ilişkisi görüyoruz.

Özellikle son dönemdeki konut ve araba fiyatlarındaki artış talep enflasyonuna iyi bir örnek olabilmektedir.

Yerleşik enflasyon ise; enflasyonist sürecin önümüzdeki dönemde de devam edeceğini bilerek çalışan kesimin kendi ücret beklentilerini ve fiyat istikrarını sağlamak için ücretleri, gelirlerini artırmaya yönelik olarak fiyat artışına gitmelerinden kaynaklanmaktadır. Neo Keynesci görüşün belirlediği ücret artışı ve fiyat sarmalı durumu bu şekilde oluşmaktadır aslında.

Ücret-fiyat sarmalında çalışanlar ücret zammı aldıklarında daha fazla mal ve hizmet talep eder, bu da fiyatların yükselmesine neden olur. O yüzden enflasyonun azalması için en önemli yöntemlerden biri fiyat istikrarı ve fiyatları sabit tutma politikasıdır. Her çalışan ücretlerinin artırtılması durumunda yeniden enflasyonist sürecin tetiklenmesi başlamaktadır.

Sabit fiyat politikası Türkiye ekonomisinin uzun vadede enflasyonist süreçten arındırılması için çözüm olabilecek başlıklardan biridir.

Sıradaki yazımda görüşmek üzere,

Sevgi ile kalın..

Instagram

Twitter

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
7
2
1
1
0
0
0
Yorumlar Aşağıda
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın