Emret Komutanım! Paylaştıkları Askerlik Anılarıyla Bir Anda Sizi Askerlik Günlerinize Geri Götürecek 13 Onedio Kullanıcısı
Askerlik anıları bir fenomendir.😅 Sizlerden gelen askerlik anılarından 13 tanesini sıraladık. Keyifli okumalar!
1. "...doktor albay tam 3 saat uğraştı parça parça çıkarabildi pamukları"
2. "Zaten fazla su içmem diyerek sadece iki pet su bıraktım, gerisini döktüm..."
Gabar’da yaptığımız 24 günlük operasyonda ise başıma gelenler şöyle: Dönüş yolunda yüküm hafif olsun diye bir gere 'görüntü aldım’ diyerek 300 mermiyi dağa taşa sıktım; ertesi gün helikopter geldiğinde 500 mermi verdiler. (bixi)‘Nasıl olsa yarın gidiyoruz, yüküm hafiflesin' diye çantada ne kadar konserve varsa açıp döktüm. Operasyon uzadı, dört gün aç kaldım.Dönüşte hava kapalıydı. ‘Zaten fazla su içmem’ diyerek sadece iki pet su bıraktım, gerisini döktüm; dönüşte çamurlu dereye kafamı daldırmak zorunda kaldım. Öyle susamıştım.‘İntikalin (tek sıra halinde on’ar metre aralıklar ile yapılan yürüyüş) ön sıralarındagideyim yorulursam bir kaç sıra dinlenme şansı bulurum’ dedim, yüzbaşının arkasına denk gelince onun silahını da taşımak zorunda kaldım.Bütün bu dönüş yolculuğunun yarısını dereden karşıya geçerken ıslanmasın diye çıkarıp birbirine bağladıktan sonra boynuma astığım botların çözülmesi sonucu dereye düşen sağ botum yüzünden, diken ve taşlar arasında bir ayağım çıplak tamamladım.Sonuç;70 kilodan 64.5 kiloya düştüm.Sağ ayak paramparça.Timi yavaşlattığım için 2 hafta çarşı cezası.Operasyonu bitirdiğim için üstün başarı belgesi.(evet hem çarşı cezası, hem başarı belgesi)Bunun bir de gidiş hikayesi var ama başka gün anlatırım...
Yazan: Alp Şahin
3. "1 hafta boyunca herkes UFO görüp sıkmaya başladı..."
Yıl 2011, İzmir Gazi emir hava teknik okullarında kısa dönem askerim, 155 günlük askerlik dönemimde 1 defa çavuş nöbeti tuttum, uzun dönemler malum sevmezler kısa dönemleri, her neyse... Bölüm nöbetim başlar, Trabzonlu uzun dönemlerden İsa diye bir çocuk var, 1-3 nobetcisi çocuk homurdana homurdana techizatini aldı nöbete giderken olacaklara hazır ol dedi, hayırdir falan derken bu garibime sürekli yedek nöbetçi yazıyorlarmis ve yedek patliyormus, 1-3 nöbetinden sonra 3-5 nobetide buna patliyacak benim nöbetçi olduğum gün, olayı anladık. Teçhizatı aldı gitti İsa, bende bekliyorum bolukte birşey olacak diye, 30 dk sonra silah sesleri gelmeye başladı, tugay ayağa kalktı, sak timler hemen olay yerine gittiler İsa ile geldiler, hemen nöbetçi albayın yanına gittik, noldu oğlum anlat dedi albay, komutanım ufo gördüm uzerime geliyordu, sıktım dedi.İfadesini aldılar, gönderdiler, ertesi gün bölük komutanına durumu anlattım... İsa rdm ye görüşmeye gitti ve artık nöbet tutamayacagina karar verildi.O günden sonra o bolukte 1 hafta boyunca herkes ufo görüp sıkmaya başladı tabiki nöbetten düşmek için yapılan dumenler.... Sonrasında verilen techizatlarda bütün askerlere boş şarjörler verildi.
Yazan: Posetabi
4. "...Ankaralı Ahmet gitti koğuşun önündeki garajda duran itfaiye hortumunu aldı tüm herkesi ıslatıyor"
Askerliğimi İzmirde Ege Ordu Komutanlığında Kışla hizmet takımında kısa dönem erbaş olarak yaptım askerlik yapmış olanlar bilir 100 den düştüğün zaman 100 günden aşağı günü kalmış olan askerleri ıslatırsın yine böyle bir zamanda 100 günden aşağı kalan arkadaşlarımızı bildiğin hortumla ıslatıyoruz ve traş köpüğü sıkıyoruz tabi askerdesin eğlenmeden çıldırmadan olmaz iş çığırından çıktı herkes birbine köpük sıkmaya ve birbirini ıslatmaya başladı bir arkadaş vardı Ankaralı Ahmet gitti koğuşun önündeki garajda duran itfaiye hortumunu aldı tüm herkesi ıslatıyor millet deli gibi birbine köpük sıkıyor ıslatıyor her yer ıslandı haliyle biz de ıslandık bağırışmalar o kadar fazlaydı ki ses ta aşağılara kadar gitmiş bunu duyan nöbetçi subay da bir anda noluyor lan burda diye bağırarak gelmesiyle herkes bir anda koğuşun içine kaçmaya başladı kaçarken düşenlerde dahi oldu nöbetçi subayın içeri koğuşa girmesiyle millet korkudan tir tir titremeye başladı kimsede çıt yok ben dedi yapıcağımı biliyorum size gidin nöbetçi komutanınızı çağırın dedi nöbetçi komutan da Allahtan o gün iyi bir asteğmenimizdi nöbetçi subay bunlara sabaha kadar şınav çektir diye emir verdi asteğmenimize asteğmen de beş kişiyi ayırdı siz fırça çekpas alın suları temizleyin dedi o şanslı beş kişiden biri de bendim ben suları temizleme işiyle uğraştım şınav cezasından da yırttım bir nevi ama diğer arkadaşlarım baya sağlam şınav çektiler Allahtan asteğmen iyi biriydi de fazla zorlamadı bu da böyle bir anımız işte okuyan asker arkadaşım varsa selam olsun :))
Yazan: Berkay Erdem Öcal
5. "Adıyamanlıyım deme İstanbulluyum diyeceksin"
sene 2011 bir gün komutan geldi caner sen adıyamanlıydın değilmi dedi ewet komutanım dedim tabi birqzda tedieginim beni aldı alay konutanının odasına hadi bakalım sen bilirsin otur çiğ köfte yoğur dedi bende ufak tefek bir şeyim gücüm yetmez öyle onu güzel yapmaya neyse korka korka yoğurdum tabi aonuç rezalwt komutan bi ton fırça kaydı dedi bundan ao ra tekmil verirken adıyamanlıyım deme istanbulluyum diyeceksin dedi o günden sonra adıyamanlı olmama rağmen lakabım istanbullu kaldı buda böyle bi anımdı
Yazan: Caner ateş
6. "Bir gece nöbetinde fark ettim her şeyi. O çocuk artık bendim."
008'de Eskişehir’de acemiliğimi yapıyordum. Bilen bilir kış aylarında buz gibi olur Eskişehir. Neyse bir Çavuş vardı bizim, başlarda gayet seviyeli biri gibi gelmişti. Sonradan bir tuhaflık fark ettim. Kendi özel işlerini acemi ve pek sessiz bir çocuğa yaptırıyor. Bu da yetmezmiş gibi çocukla her fırsatını bulduğunda dalga geçiyor. Garip bir sürü psikolojisine kapılıp diğer askerler de çocukla dalga geçmeye başladı. Bunun yanında her fırsatını bulduğunda çocuğa nöbet yazıyor bu pek muhterem Çavuş. Sonra bir an geldi ve ben patladım çocuğu koruyan bir şeyler söyledim. Tabii bunun sonuçları olacaktı. Takip eden günlerde hiç tutmadığım kadar nöbet tuttum o Eskişehir ayazında. Dahası her fırsat bulduklarında benimle dalga geçmeye başladılar. Fenası o arka çıktığım çocuk bile. Bir gece nöbetinde fark ettim her şeyi. O çocuk artık bendim.
Yazan: DoğrucuDavut
7. "Bir manzara düşünün tüm kabinlerde sular akıyor, ortalık sel olmuş, taburenin üzerindeki ‘er’ kitap okuyor. Rönesans tablosu gibi."
Askere giderken ailesi ve arkadaşları tarafından “sen herkesi suya götürür susuz getirirsin, senden korkulur” cümleleri ile bir hayli gazlanmıştım. Hayatını bir noktaya getirebilmiş, başarılı olarak tanımlanan bir insanım aynı zamanda. Askerlikte bunların hiçbirinin önemi olmamasına rağmen çok ciddi bir özgüven ve biraz da ego ile çıktım yola. Aptallık bu ya, küçük bir tatil gibi düşündüm 21 günlük süreci, yanıma cep kitapları aldım. Kışlanın ağaçlarının altında okumak için. Bok okursun sen o kitapları diyen de olmadı tuhaftır ki. Komutanlar ve dahil tüm erler benim gibi adamları sevmez. Nitekim beni de sevemediler. İlk iki günün sonunda beni ezmeye and içtiklerini düşünüyorum. Tuvalet ve banyoları yıkama emri geldi. Yine benim gibi sevilmeyen bir erle birlikte o leş tuvaletleri ve banyoyu yıkayacaktım. Oysa benim aklım okuyamadığım o kitaplardaydı. Ne yapsam nasıl bu işten yırtsam diye düşünürken “sen git dinlen, ben hallederim, severim bu işleri” diye yanımdaki elemanı yolladım. O an beynimde yanan ampülle tüm kabinlerin suyunu açtım. Mis gibi temizlik işte. Kendime küçük bir göl yarattım ve oturduğum taburede o cep kitabını okumaya başladım. Yaklaşık bir saat şehirdeki tüm barajı tüketmemiş olma umuduyla sular aktı aktı aktı... Sonrası ‘askeeeeer!’ diye bir ses. Bir manzara düşünün tüm kabinlerde sular akıyor, ortalık sel olmuş, taburenin üzerindeki ‘er’ kitap okuyor. Rönesans tablosu gibi. Meğer duşların altında bir komutanın odası varmış. Adamın suratına şıp şıp şıp sular damlamış ben kitap keyfi yaparken. Sonrası banyonun her bir köşesini diş fırçası ile fırçalamamdı ve beş dakika oturamadığım bir 15 gün. Öyle bir yer ki aklına falan güvenmesin kimse. Bknz: ben ve özgüvenimin başıma açtıkları.
Yazan: Hakan Atak
8. “Çavuşum omzunuzda tüfek var biliyorsun dimi?”
Askerdeyim yıl 2008. Çavuş rütbesinde. Silahlı bir eğitim yaptık. Eğitim bitti, Bölük Astsubayı eğitim sonu konuşmasını yaptı. Emir komutayı bana verdi. Ben de arkadaşları istirahate yollayacağım. Herkes yorgun, ben de yorgunum tabi. Hemen arkadaşları bırakacağım. Tam o esnada tüfeğim nerde dedim kendi kendime. Allah Allah diyorum benim tüfek yok. Neyse söyledim bizim ekibe. Herkes benim tüfeği arıyor ama nasıl arıyoruz yani. Ben tedirginim baya. Silah mı kaybedilir askerde? Başıma gelmeyen kalmaz. Aradık aradık, bulamadık tabi. En son bir çocuk yanıma geldi: “Çavuşum omzunuzda tüfek var biliyorsun dimi?” dedi. Çocuk başından beri farkında da benim o kadar salak olabileceğimi tahmin etmediği için söylememiş, en son dayanamıyor söylüyor yani. Bir baktım ulan harbiden tüfek omzumda. Omzumdaki tüfeği aratıyorum millete yorgun argın. Dedim hiç çaktırma. Millet anlamasın bari omzumdaki tüfeği arattırdığımı. Tüfeği yeni bulmuş gibi yaptık gönderdim herkesi sonra :D
Yazan: tüfekçi
9. "Aşağıya mı incek? Atlıyor. Taktiği falan çözmüş tümden."
Baştan söyleyeyim evet vatanını çok seven 15 bin TL'cik bedel ödeyen tayfadanım. Biliyorsunuz 18 gün falan askerlik yaptık dönüp baktığımda o zamanlar zor geliyordu ama çok da zor değilmiş. Bi' daha olsa bi' daha giderim. Düşünsenize hayattan tamamen koptuğunuz zerre sorumlulluğunuz olmayan tek işinizin verilen emirlere uyup köle taklidi yapmak olduğu bi' yer... Neyse bu 18 günlük vatani görevimde aklımda kalan garip ama komik bi' olay var. Şimdi bizim olduğumuz binada 1000 kişiye yakındık. Bazı uzun dönemler de binanın belirli yerlerinde görevlendirilmişti. Yemekhanede de Emin diye bi uzun dönem vardı. Doğuluydu çok da severdim kendisini sürekli muhabbet ederdik. Ama buna Deli Emin adını takmışlardı önce anlam verememiştim ama sonra anladım ki RDM olarak yapıyormuş askerlliğini. Anlamayanlar için type google:RDM askerlik. Bi' gün bi baktım bu binanın 2. katında pencerede, napıyosun falan derken. Eleman pat aşağıya atladı. Bildiğin atladı lan 2. kattan aşağıya durduk yere random atladı. Lan noldu nolacak falan derken. Yere düştü pat bi yuvarlandı kendi etrafında sonra devam etti. 0 kırık 0 ağrı. Elemanın hayatının bi parçası olmuş yani bu atlama olayı. Adam düz insanlar yani bizim gibi merdiven falan kullanmıyor. Aşağıya mı incek? Atlıyor. Taktiği falan çözmüş tümden. Çok korkmuştuk ama sonra da çok gülmüştük. Bi de diğer tarafta bizim koğuşta poposu pişik olduğu için bebe pudrası sürenler vardı. Bu iki tür insanın aynı yerde 18 gün geçirdiğini düşünün. İşte öyle bi yer askerlik...
Yazan: Bege1
10. "Aldı telefonu elimden gülümseyin dedi gülümsedik fotomuzu çekti telefonumu aldı gitti"
2016 yılında konya karapinarda kisa dönemdim. Ehliyetim e sınıfı oldugu için beni direkt itfaiye aracına verdiler yalnız ortada itfaiye aracı var ama itfaiye binasi yoktu. Yeni yapılıyordu. Dıs cephesi elektrigi suyu falan çekilmişti ve bölüğe bir km falan uzaktaydi. Boş zamanlarımızda gider orada ısıtıcımızı calistirir sicak çayımızı yapar muhabbet ederdik. Telefon yasakti ama herkeste akıllı telefon var. Bir uzman çavuş vardı çok kıl bi adamdi. Telefonunu yakaladığı adamin telefonunu alir terhise kadar vermezdi. Yine karlı bir kış günü itfaiye binasında isitici sobayi yakmışız çay demlemişiz ( çay demlemek de yasakti oyle bir yerde yaptim askerligi) arkadaslarla muhabbet elde telefon falan. Birden içeri o bahsettigim uzmanla yaninda yalaka çavuş girdi. Ben kapinin kenarinda oturdugum icin birtek benim elimdeki telefonu gördü herkes o ara nasil sakladiysa uzman birtek kış kabagi gibi benim elimdeki telefonu gördü. Oo caylar demlenmis, soba yakılmış, telefonlar da şarj edilmiş, gelin bu güzel anin bir fotosunu çekip ölümsüzlestirelim dedi biz de haliyle gülmeye başladık 😊 aldi telefonu elimden gulumseyin dedi gülümsedik fotomuzu cekti telefonumu aldi gitti 😊 sonrasinda bölük astsubayina söylemiş komutan bana iki hafta gecelik altı saat nobet yazmıştı. Hava geceleyin eksi 20 falan oluyordu o soguklarda alti saat nobet tutmustum iki hafta boyunca. hala aklima geldikce o soguk icim bi titrer 😊
Yazan: Ali
11. "Çamurlusun, ıslaksın ve 8 km tırmanman lazım..."
Yıl 2015 eğirdir dağ komando okulunda kursiyer aateğmenleriz. O gün spor kurulu sınavı var kaldığımız bölükten 8 km aşağıdaki tabura yürüdük ve sırayla mekik şınav barfiks bomba koşusu serbest koşu ve son olarak sürünme parkurlarını yaptık. Koşuyu yaparken yağmur yağmaya başlamıştı ve sürünme yapacağımız yer çamur oldu haliyle. Yine de süründük tabi ve bitti nihayet diyerek öğle yemeğinin hayali ile toparlandık. Komutanımız bizi sıraya soktu ve şöyle dedi. Hadi şimdi öğle yemeği için bölüğe marş marş. Çamurlusun, ıslaksın ve 8 km tırmanman lazım, evet hiç komik değildi.
Yazan: Mehmet
12. "Gözlerimi bir kapadım, tam 92 gün açmadım."
Acemi eğitimimi bitirip usta birliğine katıldığım gün bölük komutanının odasına gittim. Öyle kapıya tekme falan atarak da girmedim yani, gayet beyefendi duruşumla selam verip söz hakkı istedim. Sağ olsun kırmadı beni, sanırım tipimi görünce 'dur ya bakayım ne diyecek sığır' dedi. 'Komutanım eğer uygun görürseniz ben askerliğimi elime silah almadan bitirmek isterim...'Keşke demeseydim. Adam bir anda Hulk'a dönüştü, masanın üstünden zıplayıp ışık hızıyla burnumun dibinde bitti; öyle bi nefes alıyor ki 'Neden' diye sorarken.'Şey ben dünya barışını...'Öncelikle birkaç dakika bilincimi yitirdim. Adamın vurduğu yerin iyileşmesi için Türk Tabipler Birliğinden izin almak lazım, öyle tıp biliminden habersiz iyileşemezo darbeler.Beni bahane uyduran örgüt sempatizanı sanınca operasyon bölgesi olduğu için de vatanseverce dövdü.Beni asla dinlemedi; oysa sadece 'olmaz evladım, herkes gibi sen de görevini yapacak ve ülkemizi bla bla...' deseydi kolayca gaza gelir, sağa sola sıka sıka operasyona giderdim. Herhangi bir ideolojiden değil tamamen savaşlara karşı olduğumdan böyle bir cümle etmiştim.Adam beni dövdü dövdü dövdü kendimi kaybedene kadar dövdü ve kendime getirene kadar dövdü. Hayır anlamıyorum da niye dövüyor yani...'Bana bak lan, bu omuzumdaki 3 yıldızı gördüğün zaman ben sana ne dersem onu yapacaksın' dedi ve devamına küfür ekledi. İşte tam o an...'Tamam o zaman ben de şimdi gözlerimi kapatıyorum, o yıldızları da bir daha görmüyorum' diyip gözlerimi bir kapadım, tam 92 gün açmadım.Evet tam 92 güngözlerimi hiç açmadım, ne sabah ne akşam, ne hamamda ne yemekte, ne yürürken ne uzanırken, asla açmadım çünkü İNATÇIYIMDIR. O gun ve devamında çavuştan daha rütbeli tüm komutanlar gerekse döverek, gerekse ceza vererek, gerekse tatlı dille konuşarak gözlerimi açmamı sağlamaya çalıştı ama İNATÇIYIM. Arkadaşlarım gelip 'abi biz üzülüyoruz yeter nolur' dediler açmadım. Sabahlara kadar soğukta açmadım.Ne operasyona çıkabiliyorum, ne nöbet tutabiliyorum, ne eğitim yapabiliyorum. Yemekhaneye, tuvalete, içtimaya falan bile koluma bir asker girip götürüyor beni. Üstelik her gün başka bir askere beni zimmetliyorlar, kova gibi, fırça gibi emanet ediyorlar beni birbirlerine.Sonra beni RDM'ye yolladılar, sonuç yok sağlıklıyım. Hastaneye yolladılar yine olmadı. En son devlet hastanesine gönderildim. Baktılar ettiler, telefonlaşmalar vs. derken sonuç olarak bana 'gözleri görmediği için askerlik yapamaz' raporu çıkardılar. Evet kör raporu, yemin ederim.Geri döndük askeriyeye, nizamiyenin önünde gözlerimi açtım. 3 ay olmuş ikinci kez görüyorum askeriyeyi böyle bir saçmalık yok.Herkes beni tanıyor, 'Kör geldi, kör gözlerini açmış' seslerinden insanları tanımaya çalışıyorum. Bir adam kör olduğunu kanıtladığı gün görmeye başlıyor. Çok matah bir bok yemişim gibi kasıla kasıla komutanın odasına gittim. 'Artık asker değilim' dedim. 'Senin kadar inatçı 2 adam bulsam bana yeter ha' dedikten20 dakika sonra nasıl olduğunu anlamadığım şekilde raporu yırtmış, hastaneye bilgi vermiş ve kamuflajları giyiyordum. O günden sonra toplam 198 gün süren 16 ayrı operasyona katıldım. İki tanesi sınırötesi harekattı, birinde sıcak temas yaşadık. Asla tereddüt etmedim, biri en yakın olmak üzere 8 arkadaşım şehit oldu.İki ayak baş parmağımda kalıcı hissizlik, bel fıtığı, gözlerimde gece görüş dürbünü kaynaklı bozukluk, biraz deforme psikoloji, üç tane üstün başarı belgesi, sol omzumda patlamaya bağlı ufak yaralar, bir tane onur ve teşekkür yazısıyla terhis oldum.Bu da böyle bir anımdır, siz siz olun inatçılığı manitanıza falan yapın, öyle adamınağzına kürekle vururlar, odunla döverler karşılık veremezsiniz...
Yazan: Deli Cenk
13. "Bir gün alt devre bir gün ben geceli gündüzlü nöbetteyiz..."
2003 van çaldıran ilçe jandarma , alt devrelerden onbaşı gelmediği ve bizim teskereci olduğumuzdan, sevgili devreleriminde aramızda okumuş tek adam bu dediğinden beni nöbetçi çavuş yaptılar, bir gün alt devre bir gün ben geceli gündüzlü nöbetteyiz, neyse bir sabah nöbetçi subay beni kepsiz palaskasız alt devrelere mıntıka temizliği yaptırırken gördü, tabii hemen tekmil verdim ve olayı anlatmaya kalmışken o mübarek 1,90cm 100 kg ebatında üniforması bildiğiniz ödüllere dolu nöbetçi subay suratıma bir tokat attı, anam babam gerçekten kuşlar cik cik cik öttü, yıldızlar halaya durdu, iki gün başım ağrıdı
Yazan: Özkan
Siz de anılarınızı "Derby ile Tıraşkadan Askerlik Anıları" sayfamızda paylaşabilir veya daha fazla askerlik anısını bu sayfadan okuyabilirsiniz!
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
At demiş yalanı sikeyim inananı sanki biz askerlik yapmadık amk 😂
2 numaradaki süzme orospu çocuğu. O dağa taşa sıktığın mermileri devlet garibanın kursağından söküp alıyor. Bu orospu çocuğunun göt yalayan versiyonu da siya... Devamını Gör
Yer Hakkari Şemdinli ... sınır karakolu Yıl 2010 Üs bölgesinden dönüyoruz bir tipi bir fırtına her yer bembeyaz ne dağ belli ne yol... Ne gps ne harita.. Tü... Devamını Gör