Dünyanın Farklı Ülkelerinden İlk Kez Duyacağınız En İlginç Gelenekler
Dünyanın farklı ülkelerinde, farklı topluluklarda birbirinden ilginç gelenek ve kutlamalar mevcut. Birçoğu hepimize ilginç gelse de, o topluluğa ait insanlar için bu gelenekler kültürlerinin devam etmesi için büyük önem taşıyor.
Bu içeriğimizde dünyanın en ilginç geleneklerine, kutlamalarına ve alışkanlıklarına şahit olacaksınız. İşte ağızları açık bırakan en ilginç gelenekler ve alışkanlıklar.
(⚠️Rahatsız edici görseller bulunmaktadır.⚠️)
1. Endonezya'daki Dani kabilesi üyeleri, sevdikleri birisini kaybettikten sonra parmaklarını kesiyor.
Endonezya ormanlarının derinliklerinde yaşayan Dani kabilesi üyeleri, sevdiklerini kaybettiklerinde yas göstergesi olarak parmaklarının yarısını kesiyor. Bu gelenekle ölen kişinin ruhunun uzak tutulduğuna inanılıyor.
Yas acısını simgeleyen parmak kesme ritüeli, sevdiğini kaybetmenin acısının sadece kalpte değil bedenle de gösterilmesi amaçlanıyor. Bu gelenek, yasaklanmasına rağmen kabilede devam ettiği düşünülüyor.
2. Amazon ormanlarında genç erkekler, güçlerini kanıtlamak için ellerini 'mermi karıncalarına' ısırtıyorlar.
Evet, yanlış duymadınız. Brezilya'nın Amazon bölgesinde genç erkekler için gerçekleştirilen bu ritüel, ölüm tehlikesini içinde barındırıyor.
Genç erkekler, güçlerini ve dayanıklılıklarını sergilemek için ellerini 'mermi karıncaları'yla dolu eldivene sokuyorlar. Bu karıncaların sokma derecesi o kadar şiddetli ki, adeta silahla vurulmuş etkisi yaratıyor. Karıncaların ısırığının acısı, doğrudan sinir sistemine etki ediyor. Acı 18 saat sürüyor ve acıya mide bulantısı ile kusma eşlik ediyor.
Bu ritüel sırasında kabile üyeleri ilahiler söylüyor. Elini karınca dolu eldivene sokan kişi ise, şişmiş ellerinin acısıyla kavranamaz ve acısını belirtecek bir ses çıkaramaz.
Eğer bu ritüelden başarıyla geçerse, kabile lideri bile olabilir.
3. Ölülerin yaşadıkları hayatı kutlamak için cansız bedenlerle dans.
Bu geleneğe 'Famadihana' adı veriliyor. Madagaskar'ın Malgaş halkının bu cenaze töreni 'kemiklerin döndürülmesi' anlamına geliyor. Cenaze töreninde insanlar, ölmüş atalarının bedenlerini mezardan çıkarırlar, yeni bir kefene sararlar ve cansız bedenleri baş üstünde taşıyarak müzik eşliğinde dans ederler.
Ölen kişinin yaşadığı hayatı kutlamak amacıyla bu gelenek gerçekleştiriliyor.
4. Japon Budist rahiplerin kendilerini canlı canlı mumyalatması.
Bu olaya 'Sokushinbutsu' deniliyor. Başta Japonya olmak üzere Güneydoğu Asya'daki Japon Budist rahipler, henüz canlıyken kendilerini mumyalatırlar.
Kendilerini mumyalatan rahipler, yavaş yavaş aç kalarak aydınlanma arayışına girerler. Bu süreçte, yavaş yavaş kendilerini öldürmüş olurlar.
5. Evlenecek çiftlerin üzerine herkesin göreceği şekilde yiyeceklerin dökülmesi.
İskoçya'nın ve Kuzey İrlanda'nın kırsal kesimlerinde evlenecek çiftlere 'karartma' geleneği uygulanıyor. Gelin ve damat, evlenmelerinden birkaç gün ya da birkaç hafta önce yakınları tarafından üzerlerine yapışkan özellikli yiyecek ve içecek dökülür. Çürümüş yiyecekler, unlar çiftlerin üzerine dökülür ve bu, pek çok kişinin görmesi için açık bir alanda yapılır.
6. Günahlardan arınmak için yanaklarına ve dillerine sivri cisimler sokuyorlar.
Tayland'ın Phuket şehrinde gerçekleştirilen festival, dokuz gün sürüyor. Bu dokuz gün 'arınma' olarak adlandırılıyor.
Vegan festivalinin son gününde dindar pek çok kişi, kendilerini ve toplumu günahtan arındırmak için vücutlarının çeşitli yerlerine sivri cisimler sokuyor. Böylece kendilerini Tanrı'ya kanıtlamış oluyorlar ve ruhlarını arındırdıklarını düşünüyorlar. Ortaya korkunç görüntülerin çıktığı bu festivali izlemek büyük cesaret istiyor.
7. 25 yaşına kadar evlenmeyen genç kadınların üzerine tarçın dökülüyor.
Danimarka'nın yerlilerinin tarçın geleneğini hiç duydunuz mu? Eğer 25 yaşına kadar evlenmemiş bir Danimarkalı kadınsanız, arkadaşlarınız ve aileniz geleneklere göre başınızdan aşağı tarçın dökecek. Tarçının iyi yapışması için ise suyla ıslatacaklar.
Bu gelenek yüzyıllar öncesine dayanıyor. Baharat satıcıları seyahat edip bekar kaldıklarını düşünüyorlardı çünkü hiçbir zaman bir yere yerleşecek kadar uzun kalmıyorlardı. Bu gelenek, yüzyıllar öncesinin baharatçılarından kalmışa benziyor.
"8. Ayakların güzel ve küçük olması için korkunç zulüm."
Çin'de yüzyıllar önce güzel görünme uğruna kadınların bebeklikten itibaren ayakları bağlanırdı. Genellikle kız çocuklarına 5 yaşından itibaren bu uygulama gerçekleştirilirdi.
O dönemde küçük ve ince ayaklar soyluluk ve güzellik sembolü olarak kabul ediliyordu. Güzellik adına kadınlara bu zulüm çocuk yaşta başlıyordu. Geleneklere göre, kadınların ayaklarının şekillenmesi için küçük yaştan itibaren ayakları sıkıca bağlanırdı.
Ayakları güzel olmayan kadınların evlenemeyeceğine inanılırdı.
Bu korkunç gelenek 103 yıl önce yasaklandı. Geriye, neredeyse yürüme yetisini kaybeden kadınların fotoğrafları kaldı.
9. Ölümü unutturmamak için Ölüler Günü.
Meksika'da kutlanan bu geleneksel festival, ölüleri anmak için yapılıyor. Başlangıcının Azteklere dayandığı biliniyor. Aslında Ölüler Günü, Cadılar Bayramı'yla sık sık karıştırılıyor. Ancak Ölüler Günü'nün amacı korkutmak değil, ölenlerin unutulmamasını sağlamak.
Bu gelenek 2008'de UNESCO Kültürel Miras Listesi'ne eklendi.
10. Noel Baba'nın zıt ve kötü karakteri: Krampus
Genellikle Almanya ve Avustralya'da Krampus, bir gelenek haline gelmiştir. Noel'den önceki gece, iyiliği ve çocukları mutlu edişiyle bilinen Noel Baba'nın tam zıttı ve kötü hali olan Krampus, sokaklara çıkar. Başta çocuklar olmak üzere yetişkinleri korkutur.
Krampus olarak meydanlara çıkan kişiler, oldukça korkutucu ve şeytanı andıran kıyafetler giyer.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Test
Gündem
Magazin
Video
Bu içerikler de ilginizi çekebilir:
Türkiye’deki Bu Orman Dünyada Tek: Sadece Özel İzinle Girilebiliyor
Yorum Yazın