Dilek Doğan Davasında İlk Duruşma: Sanık Polis 'Tetiğe Basmadım' Dedi
İstanbul'un Sarıyer ilçesine bağlı Armutlu Mahallesi'nde 18 Ekim'de düzenlenen operasyonda polis tarafından vurulan Dilek Doğan, vurulduktan tam bir hafta sonra 25 Ekim'de tedavi gördüğü Okmeydanı Eğitim ve Araştırması Hastanesi'nde yaşamını kaybetmişti. Dilek Doğan'ın öldürülmesine ilişkin açılan dava İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı çevresinde geniş güvenlik önlemi alan polis adliye önünde duruşmaya girmek isteyen gruba müdahalede bulundu. 22 kişi gözaltına alındı. Dava başlamadan önce İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin bulunduğu koridor da karıştı. Duruşmada ifadesi alınan sanık polis 'Tetiğe basmadım' dedi. Mahkeme, 'kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi' suçundan 26 yıl hapis istemiyle yargılanan sanık polisin tutuklanması talebini reddederek, duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.
Dilek Doğan'ın öldürülmesine ilişkin davanın ilk duruşması öncesinde adliye önünde gerginlik yaşandı. Duruşmaya girmek isteyen bir grup ile polis arasında arbede yaşanırken, polis göstericilere boyalı mermi atarak müdahale etti.
22 kişi gözaltına alındı
CHA'nın verdiği bilgiye göre adliye önünde 22 kişi gözaltına alındı.
Dava başlamadan önce İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin bulunduğu koridor da karıştı.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Özel Harekat Şube Müdürlüğü'nde polis memuru Y.M'nin yargılandığı duruşma öncesi sıkı güvenlik önlemlerinin alındığı koridorda, özel güvenlik görevlileriyle davaya katılmak isteyen avukatlar ve izleyiciler arasında tartışmalar yaşandı.
‘Patlamanın kendi silahımdan geldiğini anlamadım’
Radikal'den İsmail Saymaz'ın haberine göre, duruşmada ilkin sanık polis Y.M.’nin ifadesi alındı. Y.M., canlı bomba olduğu iddia edilen Hatice Ruken Kılıç’ı bulmak üzere Doğan Ailesi’nin evine gittiklerini kaydetti. Y.M., kendisinin beş kişilik özel hareket biriminin sorumlusu olduğu, yanlarında arama için gelen sekiz polisin daha bulunduğunu belirtti. Evin kapısında ağabey Mehmet Doğan ile karşılaştıklarını, bu kişinin “Ailem uyuyor. Annem hasta, sizi görürse telaşlanır. Önceden haber versem olur mu?” dediğini anlattı. Bunun üzerine birlikte eve girdiklerini, içerideki odada Dilek Doğan ile karşılaştıklarını öne sürdü. Ağabeyi Mehmet’in Dilek’in varlığından söz etmemesi nedeniyle kuşkulandıklarını ve bu nedenle kimlikleri istediklerini belirtti. Bu süreç içinde Mehmet’in kendilerine hakaret ettiğini ve sözlü şekilde taciz ettiğini savunarak, şöyle konuştu:
“Benim uyarmama rağmen arama yapan polislerin bulunduğu odaya girmek istiyordu. Arkadaşlarımın belinde silahları vardı ve açıktaydı. Ben de Mehmet’in önüne geçmek için silahımın namlusu ve kabzasından tutarak, geriye doğru ittim. Mehmet’in arkasında anne ve babası da vardı. Dilek solumda, banyo kapısının önündeydi. Bu esnada aile, üzerime ellerini attılar. Kendimi geri çekerken patlama oldu. Ben kendi silahımın bile patladığını düşünmedim. Tetiğe basmadım.”
Y.M., vurulmasından önce Dilek Doğan’ın kendisini eliyle ittiğini ileri sürdü. Vurulduktan sonra Dilek’i hastaneye götürmek istediklerini ancak aile tarafından engellendiklerini savundu.
Doğan ailesinin ifadeleri ise şöyle:
Baba Metin Doğan da polisler geldiğinde Dilek’in kapı ağzında olduğunu, annesini uyandırıp “Sakin ol, heyecanlanma, arama yapıp gidecekler” dediğini anlattı. Polise karşı hakaret veya fiziki bir müdahalede bulunmadıklarını belirten Doğan, “Canlı bomba aradıklarını söylediler. Canlı bomba çekmecede veya kitapların arasında mıdır?” dedi. Dilek’in polislere kibar davrandığını vurgulayan baba Doğan, “Polis Y.M. bir iki kez evden çıkıp geriye geldi. Son gelişinde oğlum Mehmet’e ‘Ben sana ne dedim, ben sana ne dedim? Ne diyorsam o’ diyerek içeri girdi. O an patlama oldu” dedi.
Ağabey Mehmet ise evdeki arama sırasında polislere hakaret etmediğini anlatarak, “Ben Ankara’daki canlı bomba saldırısını eleştirdim. ‘Yüzü aşkın insan öldü, oradaki canlı bombayı bulamadınız’ diye konuştum. Sanırım, beni susturmak için ‘Ben sana ne dedim’ diyerek, içeriye girdi. O esnada ya kolu ya da ayağı kapıya çarptı ve silah ateş aldı. Namlunun ucu, Dilek’in kalp izasına bakıyordu” dedi.
Anne Aysel de polis Y.M.’nin çok sinirli davranışlar gösterdiğini kaydederek, “Dilek’i dört yaşındayken İstanbul’a getirmiştim. Bugüne kadar evimize onlarca kez polisler geldi. Ancak biri bile Dilek’e dokunmamıştı. Bu polis ise deli gibi dolaşarak dışarı çıktı. Biz hakaret etmedik. Hakaret etsek hepimizi vururdu. Öyle bir ruh hali vardı. Döndüğünde, ‘Ben sana ne dedim’ diyerek içeriye girdi ve patlama oldu” diye konuştu.
Dilek Doğan'ın vurulma anı polis kamerasında
Doğan davası Avukatlarından Halkın Hukuk Bürosu’ndan Günay Dağ, operasyonlarla ilgili bilgi verirken özetle şunları aktarıyor:
“Sabaha karşı 4:00’te, 14 kişilik bir ekip. 5’i içeriye giriyor. Özel TİM’in başında Dilek Doğan’ı öldüren polis var. Polislerin elleri eve girişlerinden, Doğan’ın öldüğü ana kadar tetikte. Silahların emniyetleri açık.” Dağ, ailenin polise bir mukavemet durumu olmadığından da söz ediyor: “Sadece evde bulunanların doğal refleksleri var. Sabah evi basılan her aile aşağı yukarı bu tepkileri verir.
"Suça suç eklendi"
Ne var ki polis, silah kullanıyor. Dava dosyasına giren görüntüler açık. Fakat o vurulduktan sonra da aramaya devam ediliyor. Annesi Aysel Doğan bu konuda tarafımıza şunları aktarıyor: “Kızım önüme düştü. Polis kanlı ayaklarıyla arama yapmayı sürdürdü.” Av. Dağ, şu bilgileri veriyor: “Dilek vurulduğu anda orası artık bir olay mahalli oldu. Kapanmalıydı. Ancak arama devam etti bir suç daha işlendi. Dilek’i vuran TİM komutanı, arama tutanağını da imzaladı. Diğer polislerin artık şüpheli olan polis Y. M. ile ilgili işlem yapmaları gerekiyordu. Ancak bunu yapmadılar.”
'Deliller de karartıldı'
Ancak yaşananlar bunlarla da sınırlı kalmıyor. Delillerle iç içe olan polisler, olay mahallinde bazı değişiklikler yapıp, ev eşyalarının yerlerini değiştiriyorlar. Dileği vuran mermi çekirdeğini de alıyorlar.
20 Nisan'a ertelendi
Dilek Doğan’ın avukatları sanığın “kasten insan öldürmek”ten tutuklanmasını, hazırlık aşamasında toplanamayan delillerin toplanmasını, olay yerinde keşif yapılmasını, polis teftiş kurumundan yapılan işlemlerin tümünü ve polisin ifadelerini, olay yerinde olan ekibin telsiz konuşmalarını ve olay yerindeki fotoğrafların istenmesini talep etti.
Mahkeme olay yeri keşif talebini ve sanığın tutuklanması yönündeki talebi reddederek duruşmayı 20 Nisan tarihine erteledi.
Ne olmuştu?
25 yaşındaki Dilek Doğan, evlerinde arama yapan polis tarafından vurularak ağır yaralanmıştı.
Dilek Doğan'ın annesi Aysel Doğan, yaşananları şöyle anlatmıştı:
'Polisler eve ayakkabı ile girdi. Kızım da 'galoş giyin, sonra girin' deyince tartışma çıktı. Silah sesi duydum ve kızım yere yığıldı. Kızımız vurulduktan sonra polislerle itiş kakış yaşadık. Sonra hastaneye getirdik kızımı. Benim kızım canlı bomba değil. Canlı bomba olsa evde mi yatar, neden vurdular?'
Baba Doğan ise 'Evimize 4 polis ayakkabılarıyla girdi. Kızımı vuran polise 'galoş giyin' dedik. Onlar da 'giymeyiz' dediler. Sonra silahı bize doğrulttu. Bir anda kızımı vurdular. Kızımı öldü zannettim. Polisler panikleyip dışarı kaçmaya başladılar. Evde kesinlikle bir çatışma olmadı. Kızımız vurulduktan sonra polislerle itiş kakış yaşadık. Benim beş tane çocuğum var. Dilek benim tek kızım. Umarım sağlığına kavuşur' sözleriyle yaşananları aktarmıştı.
Emniyet kaynakları, Dilek Doğan’ın, Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nda 'şüpheli' sıfatıyla kaydının olduğunu açıklamıştı. Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından Ebru Timtik'in ise bu kaydın bulunduğu soruşturmanın, Doğan vurulduktan sonra açıldığını öne sürmüştü. Timtik, “Sabah saat 4'te Dilek vuruluyor. Sonra da soruşturma başlatılıyor. Bu, polisin kendisini kurtarma operasyonu olarak görülebilir” demişti.
Dilek Doğan’ın vurulmasına ilişkin başlatılan soruşturmada, operasyona katılan polislerin ifadesinin alınmasının ardından soruşturma başlatılmıştı.
Yorum Yazın
kıza terörist deyip ölümüne sevinenler. hepiniz kancık beyinsiz vicdansız birer köpeksiniz..
Ölen birisinin arkasından hala muhalefet yapıp onca delile rağmen hala terörist diyebiliyorsunuz artik size hic şaşırıyorum çünkü kim bu devlete karsi koysa ... Devamını Gör
Görsellerden kızın dhkp-c ile olan ilişkisini görebilirsiniz. Ancak ben şunu anlamıyorum aynı muamele sokaklarda polise molotof atan, taş atan, yakıp yıkan, ... Devamını Gör
link ver nerdeki görsellerde var bu