Dilek Doğan Davası'nda Reddi Hakim Talebi

Sarıyer'deki evinde polisin silahından çıkan kurşunla ağır yaralanan ve kaldırıldığı hastanede hayatını kaybeden Dilek Doğan’ın ölümüne ilişkin davanın üçüncü duruşması izleyicilere kapalı olarak yapıldı. 

Avukatların 'kapalılık' kararının kaldırılması, sanık polisin tutuklanması ve olay yeri keşfi talebi reddedildi. 

Mahkeme, reddi hakim talebinin incelenmesi için dosyanın bir üst mahkemeye gönderilmesine hükmetti. 

Adliye önünde ve içinde pankart açan ve slogan atan 19 kişi gözaltına alındı. Dava 12 Ekim'e ertelendi.

Dilek Doğan’ın ölümüne ilişkin davanın 3. duruşması İstanbul Adalet Sarayı 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. 

Duruşmaya tutuksuz yargılanan özel harekat polisi Y.M. katılmazken, Dilek Doğan'ın ailesi ve taraf avukatları hazır bulundu.

Kapalı görülen duruşmada Dilek Doğan’ın hayatını kaybettiği olay gününe ait görüntüler izlendi.

“Kapalılık” kararının kaldırılması, sanık polisin tutuklanması ve olay yerinde keşif talebine ret

Görüntülerin izlenmesinin ardından taraf avukatların talepleri alındı. Doğan ailesinin avukatları, duruşmanın kapalı yapılması yönündeki kararın kaldırılması talebinde bulundu. Ancak mahkeme heyeti, kamu güvenliği gerekçesiyle bu talebi reddetti. 

Davanın ikinci duruşmasında mahkeme, duruşma sırasında çıkan gerginliği gerekçe göstererek duruşmanın güvenliğinin kalmadığı iddiasıyla duruşmaların kapalı görülmesine karar vermişti.

Mahkeme olay yerinde keşif yapılması ve sanık polisin tutuklanması talebini de reddetti.

Mahkeme ayrıca şikayetçilerin, mahkemenin taraflı tavır içerisinde bulunduğu, sanığa güvence verildiği ve adli bir kararın bu mahkemeden çıkmayacağı yönündeki beyanlarının reddi hakim niteliğinde olduğu gerekçesiyle bu talebin incelenmesi için dosyanın bir üst mahkeme olan 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesine hükmetti. 

Duruşma, 12 Ekim’e ertelendi.

İstanbul'un Sarıyer ilçesine bağlı Armutlu Mahallesi'nde 18 Ekim'de düzenlenen operasyonda polis kurşunu ile vurulan Dilek Doğan, Okmeydanı Eğitim ve Araştırması Hastanesi'ne kaldırılmıştı.

Dilek Doğan'ın annesi Aysel Doğan, yaşananları şöyle anlatmıştı:

'Polisler eve ayakkabı ile girdi. Kızım da 'galoş giyin, sonra girin' deyince tartışma çıktı. Silah sesi duydum ve kızım yere yığıldı. Kızımız vurulduktan sonra polislerle itiş kakış yaşadık. Sonra hastaneye getirdik kızımı. Benim kızım canlı bomba değil. Canlı bomba olsa evde mi yatar, neden vurdular?'

Baba Doğan ise 'Evimize 4 polis ayakkabılarıyla girdi. Kızımı vuran polise 'galoş giyin' dedik. Onlar da 'giymeyiz' dediler. Sonra silahı bize doğrulttu. Bir anda kızımı vurdular. Kızımı öldü zannettim. Polisler panikleyip dışarı kaçmaya başladılar. Evde kesinlikle bir çatışma olmadı. Kızımız vurulduktan sonra polislerle itiş kakış yaşadık. Benim beş tane çocuğum var. Dilek benim tek kızım. Umarım sağlığına kavuşur' sözleriyle yaşananları aktarmıştı.

Emniyet kaynakları, Dilek Doğan’ın, Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nda 'şüpheli' sıfatıyla kaydının olduğunu açıklamıştı. Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından Ebru Timtik'in ise bu kaydın bulunduğu soruşturmanın, Doğan vurulduktan sonra açıldığını öne sürmüştü. Timtik, “Sabah saat 4'te Dilek vuruluyor. Sonra da soruşturma başlatılıyor. Bu, polisin kendisini kurtarma operasyonu olarak görülebilir” demişti.

Dilek Doğan’ın vurulmasına ilişkin başlatılan soruşturmada, operasyona katılan polislerin ifadesinin alınmasının ardından soruşturma başlatılmıştı.

 İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturması sonunda Dilek Doğan'ı vuran polis Y. M. hakkında 26.5 yıla kadar hapis istemiyle dava açılmıştı. Sanık polis tutuksuz yargılanıyor.