Demirtaş: 'Ağrı'daki Çatışma Bir Telefonla Önlenebilirdi'
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş Habertürk televizyonuna konuştu. Ağrı'daki çatışma hakkında, 'geçmişte bu tür çatışma ihtimalleri olduğunda hükümetten bizi ararlardı. Biz de girişimlerde bulunurduk. Birçok yerde bu tür şeyleri önledik. Diyadin'de de bu yapılabilirdi ama bu defa dertleri başkaydı, oradan cenazeler çıksın istediler' dedi.
Demirtaş'ın açıklamalarından öne çıkan satır başları şöyle;
Kürt siyaseti farklı isimlerle seçime girdi. Kürt siyaseti ilk defa bu seçime parti olarak giriyor. Neden?
-- Öncelikle seçim dönemi başlıyor ben bütün partili arkadaşlarıma diğer partilerde aday olan arkadaşlara başarılar diliyorum, hayırlı uğurlu olsun. Seçim beyannamelerimizi açıkladık. Umud ediyorum ki Türkiye bu seçim dönemi son derece huzurlu bir kampanya süreci ile bütün partilerin kendilerini ifade etmesinden sonra özgür bir iradeyle sandık başına gidecek, tercihini sandıkta yansıtacak ve ortaya çıkacak sonuç tüm Türkiye için hayırlı olacak diyerek başlamış olayım.
'HDP SADECE KÜRT SİYASİ HAREKETİNDEN OLUŞMUYOR'
Tabiiki Türkiye'de bir Kürt siyaseti hareketi gerçeği var. 1990-91 yılından bu yana Halkın Emek Partisi ile birlikte demokratik siyasette kendi rengi ile var olmaya çalışan bir siyasi hareket. Dönem dönem parti olarak da seçime girildi geçmiş yıllarda, bağımsız adaylıklarla da seçime girme yöntemi denendi. Ama geldiğimiz noktada biz HDP'yi tek başına Kürt siyasi hareketinin kendisi olarak tanımlamıyoruz. İçinde elbette Kürt siyasi hareketi de var. Ama sadece Kürt siyaset hareketinden oluşmuyor. Halkın Emek Partisi ilk kurulduğu dönemde 1991 yılında da buna benzer bir arayışla bir parti oluşturulmaya çalışılmıştı. O dönem arkadaşlarımız o zor koşullarda Türkiye'nin bütün farklı siyasi yelpazesini aynı amaç etrafında Türkiye'de demokratik çözüm, demokratik birliktelik ve barışçıl yöntemlerle siyasi yapılanma adına bir araya getirmişti. Belli oranda başarı da elde edildi. Belki parlamentoda büyük bir grup kurma şansları olmadı ama DEP ile birlikte parlamentoda temsilet imkanı da sağlandı. Fakat o günden bugüne hepimizin Türkiye'deki barıştan, özgürlükten, demokrasiden, emekten yana bütün güçlerin ortak bir arayışları vardı. Zaman zaman seçime emek, demokrasi, özgürlük bloğu şemsiyesi adı altında emek hareketlerinin sendikal hareketlerinin, kadın hareketlerinin desteklediği adaylarla da girdik. Fakat ilk defa bir parti çatısı altında buluşturmayı başardık. Yani Türkiye'nin bütün farklı renkleri Türkiye'nin gerçeği dediğimiz Türk'ü de Kürt'ü de sol sosyalisti de demokrasiden özgürlükten yana İslamcısı da Alevisi de kadın hareketi, çevre hareketi, gençlik hareketleri, Türkiye'de ben de bu birlikten yanayım, bir arada özgürce yaşamadan yanayım diyen bir partileşme hareketi ilk defa bu boyutta partisini kurmuş oldu. HDP onun partisidir.
'AKP 'PARTİ KAPATMA' MADDESİNİ DESTEKLEMEMİZİ İSTEMEDİ'
AKP'nin Anayasa yapmak istemediğinin farkında sayın Cemil Çiçek. Parti kapatma maddesine destek vereceğimizi söyledik. Paketin tamamına karşıydık. Ama parti kapatma maddesini desteklemek istiyoruz dedik. Çünkü en çok mağduruyuz parti kapatmanın. Bana dendi ki; 'Siz destek verirseniz AKP'nin içinde milliyetçi kanat oy vermeyebilir. Bizim içimizdeki 20 küsür milliyetçi vekil oylamada hayır oyu kullanabilir dolayısıyla anlıyoruz siz bu maddeyi desteklemek istiyorsunuz fakat desteklerseniz böyle bir kaygımız var madde çıkmayabilir' dendi açıkça.
Biz buna rağmen sembolik olarak 5 arkadaşımızı görevlendirdik ve 5 oy verdik. Ve bunu da ilk defa söylüyorum, alenen açık yapmadık ki, beyefendilerin içindeki milliyetçi kanat bu maddeyi düşürmek için uğraşmasın. Ne oldu peki? Onlar oy vermediği için o madde düştü. O milliyetçi dedikleri AKP'li milletvekilleri, kendileri mi organize etti, bilerek mi yaptılar, yanlışlık mı oldu bilemem. Ama o günden beri çıkıp ısrarla 'bunlar oy vermedi' diyorlar çıksınlar söylesinler. Bunu söyleyen arkadaş da o dönem Bakan'dı. İddia ediyorum, yüzyüze konuştuk bunu. Biz o maddenin çıkması için uğraştık, çıkmaması için değil! Kusura bakmasınlar maddeyi düşürenler kendileridir.
AĞRI'DAKİ OLAYLAR
Benzer şeyler geçmişte de yaşatıldı. Zaman zaman yaz aylarında çeşitli şenlikler düzenlenir. Bunların amaçları da farklı olabilir. Birçok yöre kendi arasında buluşup bunu yapıyor. Bu şölenlerde de buna benzer haberler bize ulaştı. Böyle olaylarda geçmişti hükümetten bizi aradılar ve müdahale etmemizi istediler. Filan yerde şenlikler olacak ve oraya silahlı kişilerin gelebileceğini söylediler. Biz de oradaki şölende 'öyle şeyler yaşanmasın' diye gerekli şeyleri söyledik. Diyadin'de de bunu söyleyebilirlerdi. Biz istihbarat aldık ve HDP'nin gücü varsa kullansınlar deseler bunu kullanabilirdik, elimizden geleni yapardık. Aldın istihbaratı madem sen neden oraya 15 jandarma göndermek yerine bir telefon açmıyorsun da bunu yapıyorsun. Geceden pusu attırıyorsun, 'ya vuruluruz ya da vururuz hesabı' yapıyorsun.
PKK SİLAH ZORUYLA OY TOPLUYOR İDDİASI
İnsan öldürmeye gitmiyorlar ki propaganda yapacaklarmış Vali'nin açıklaması bu! PKK'lılar oradaki HDP'lilere silah zoruyla oy verin baskısı yapacağız diyorlar. Böyle bir şey mümkün mü?
'CENAZENİN ÇIKMASINI İSTEDİLER'
Yaşanan çatışmayla ilgili kayıtlar var. Nedir derdiniz? Oradan cenaze çıkmasını istesinler. Diyelim ki 15 cenaze gitse, HDP sokağa çıkamaz hale gelecek diyorlar.
O saatlerde Erdoğan canlı yayında anlatıyor bunu. Savaş muhabirliği yapıyor. Orada seçmen huzurunda bir Cumhurbaşkanı propaganda yapıyor. Bir cumhurbaşkan kendisine gelen bilgiyi neden halkla paylaşıyor. Çok yanlış görüyorum.
Ne yapacaklardı her yerde parti binalarımız taşlanacaktı. Biz ölümler olmasın derken heryerde parti binalarımız taşlandı. Genelkurmay da açıkladı ölümler olmasın diye partililerimiz oradan yaralıları çıkarmıştır.
1915 OLAYLARI: İTTİHAT VE TERAKKİNİN SOYKIRIMIDIR
1,5 milyon Ermeni insan ölmüş. Kürt de ölmüş, Türk de ölmüş, büyük acılar yaşanmış. 'Ama'sız, 'Ancak'sız 'Onlar da şunu öldürdü', 'Onlar da şuna ihanet etti' diye söylemeden diyelim ki '1,5 milyon insan katledildi. Bu büyük bir acıdır. Bu Türk'ün suçu da değil. Kimse Türk milletini de suçlamıyor. Ben Türk milletini suçlayan bir Ermeni de görmedim.Bir ittihat terakki ekibi var, o ekip böylesi bir karar veriyor, siyasi olarak sorumluluğu ona aittir. Ve biz 100 yıldır Türkiye toplumu olarak bunun vebalini, günahını bir şekilde üstümüzden atmaya çalışıyoruz. Bu, ittihat terakki döneminde yaşanmış bir soykırımdır. Niye bu Türkler yapmış gibi bir panikle, korkuyla hareket ediyor ki? Çıkacak bu konuda objektif bir çalışma yürütecek bir heyet oluşturacak 'hakikat ve geçmişle yüzleşme komisyonu' kuracak, geçmişte yaşanan tüm travmaları acıları birer birer ortaya dökecek. Ve bundan ne utanacak, ne gocunacak, ne sıkılacak ne korkacak.
Kaynak: HABERTÜRK