onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
TV
Değme Dizilere Taş Çıkartan Dizi: 18 Madde ile '7 Numara'

etiket Değme Dizilere Taş Çıkartan Dizi: 18 Madde ile '7 Numara'

15.10.2014 - 22:15 Son Güncelleme: 16.10.2014 - 13:50

1. Sıcaklığın, sevginin, samimiyetin fotoğrafı.

1. Sıcaklığın, sevginin, samimiyetin fotoğrafı.

Hangimiz böyle bir evde yaşamak istemedik ki?

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

2. Sıfır, bir değer değildir.

2. Sıfır, bir değer değildir.

+ 'Sıfır bir değer değildir. Bir sayı bile değildir. Anca başka bir sayının yanına gelince değer yaratır. Tıpkı sevda gibi. Sevdanın da tek başına bir değeri yok. İlle de biri olmalı. Sıfır ne kadar çoksa sayı o kadar çoğalır, sevda ne kadar çoksa insan o kadar çoğalır, büyür.'

- 'Sen ne güzel şeyler söylüyorsun böyle Haydar. '

+ 'Biri dese ki sevdamı al, kendine ekle, bir ömürle çarp sonra sonsuza eşitle. Yine değeri sıfır mı olur senin için?'

3. Evlilik yıl dönümlerine tencere tavayla gitmektir Ballıoğlu ailesi olmak.

3. Evlilik yıl dönümlerine tencere tavayla gitmektir Ballıoğlu ailesi olmak.

- 'Vahit emmi, evlilik nasıl bir şeydir?'

+ 'Evlilik dağdaki keçi yolu gibidir evlat.'

- 'Anlamadım.'

+ 'Şimdi bir dağ düşün yalçın mı yalçın. Sivri kayaları var. İşte doğar doğmaz bizi 'hadi bu dağı aş' diye eteklerine bırakıveriyorlar.'

- 'Hayat yani?'

+ 'Aferin! İlk başlarda iş kolay. Ama yükselmeye başladıkça dağ sarpa sarıveriyor... Dimdik kayaların, uçurumların arasında kalıveriyorsun. Gücün azalıyor... Derken senin gibi bir yolcu daha çıkıyor. Yoldaşınla omuz omuza, can cana verip bir keçi yolu açıyorsun kendinize. Artık tek başına değilsin. Biliyorsun ki artık o yolu iki kişi yürüyeceksin... Dağ yine yalçın. Ama artık yürümek zevkli. Nefesim tükenecek diye korkmuyor insan. Çünkü yanında kendi nefesin gibi bir nefes daha var... Anladın mı?'

- 'Her evlilik sizinki kadar mutlu mudur?'

+ 'Yoldaşına bağlı. Biz Zeliha'mla yan yana yürürken, dikenleri değil çiçekleri derdik, canımız yanınca ağladık, bir yandan türkü söylemeyi bildik. Ben 'pes' deyince o 'hadi' dedi, o yorulunca ben sırtımda taşıdım.'

- 'Peki geçim sıkıntısı insanı mutsuz etmez mi?'

+ 'Bilmiyorum. Biz mutluluğu ne parada ne handa bulduk evlat. Bak bugün deniz kenarında zeliha'mla beraber çekirdek çıtlatıp, çay içerken, mutluluk da bizimle masada oturuyordu sanki. '

4. Haydar'ın sevdiği gibi sevilmek istersin.

4. Haydar'ın sevdiği gibi sevilmek istersin.

“Bu sevdanın sonu yok Haydar' demiştin bana. Unuttun mu? Doğruymuş. Bu sevda sonsuz emmioğlu. Ucu bucağı yok. Hatta onun Armağan’a bile ihtiyacı yok. Nereye gitsem Armağan benimle. Ben tepeden tırnağa Armağan kestim zaten. Aynada kendime baksam yeter karşımda hep onu görüyorum. Böyle daha iyi emmioğlu bir gün çekip gittiğini görmektense hep benimle kaldığını yaşamak daha iyi.'

5. "Dağlar daşlar, kurtlar kuşlar, gavlini tutmayanı, cadılar dürtüşler"i hepimiz ezberlemeye çalıştık.

5. "Dağlar daşlar, kurtlar kuşlar, gavlini tutmayanı, cadılar dürtüşler"i hepimiz ezberlemeye çalıştık.

Recep: 'Küçükken beni, Haydar'ı, Satılmış'ı falan toplar, film çevirmecilik oynardık.'

Haydar: 'O Kadir İnanır ya da Yılmaz Güney olurdu.'

Recep: 'Ya da burslü'.

Zeliha Yenge: 'O da kimmiş?'

Recep: 'Burslü burslü. Hani şu Çinli karetacı. İşte o olurdu, film icabı önüne çıkanı döverdi.'

Zeliha Yenge: 'Nası filmmiş bu böyle, her önüne çıkanı dövmek? Siz napıyordunuz peki?'

Haydar: 'Önüne çıkıyorduk.'

6. ''Herhalde galüba sanursam.''

6. ''Herhalde galüba sanursam.''

''... acep Recep?''

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

7. ''Müsrüflük!''

7. ''Müsrüflük!''

''Aksaray'a sırtını verdün müydü''

''Ucuzcu marketi''

8. Hangi sevgilisi, kaçıncı cildin kaçıncı sayfasında ezbere bilirdi.

8. Hangi sevgilisi, kaçıncı cildin kaçıncı sayfasında ezbere bilirdi.

Cansu,Rüya ve Ayten bir bankta oturmaktadır. Armağan yanlarına gelir ve;

Ayten: 'N'oldu? Kötü bir şey mi oldu?'

Cansu: 'Yoo, hiçbir şey olmadı. Tam tersine herşey yolunda.'

Rüya: 'Evet, evet. Hayat güzel. Genciz, güzeliz, sağlıklıyız, pozitif düşünüyoruz.'

Ayten: 'Herşeyi iyi yanıyla görüyoruz.'

Cansu: 'Mahkeme kararıyla ön adlarımızı Pollyanna olarak değiştirmeye karar verdik.'

Ayten: 'Ama bizi karıştırmamak için bana Pollayanna, Rüyaya Pol, Cansuya da Po diyebilirsiniz.'

Cansu: 'Sensin en kısaca.'

9. Evin fırıldağı, en ufacığı ve en eşek şakacısı.

9. Evin fırıldağı, en ufacığı ve en eşek şakacısı.

Cansu çalan bir telefonu açar, telefonda Yusuf Güdük vardır.

Cansu: 'Kimi aramıştınız beyefendi? Ayten olabilir mi? Haa,hayır öyle mi.. e o zaman yanlış numara.'

Yusuf Güdük: 'Orası neresi ki gardaşım?'

Cansu: 'Burası Kraliçe Elizabeth'in gardolabı.'

Yusuf Güdük: 'Allah Allah, sen kimsin ya?'

Cansu: 'Ben Kraliçenin sekreteriyim, not bırakacaksınız sizi banyo küvetine bağlayım.'

Yusuf Güdük: 'Ya ne diyon gardaşım, cepten konuşuyom ha bire yazıyor zaten. Orada Recep Ballıoğlu bulur mu aslanım?'

Cansu: 'Ayy üzgünüm, hiç kalmadı. Ama buzdolabına bir bakayım. Belki bir parça ayırmışlardır.'

10.

10.

Haydar: 'Üşüdün mü? Titriyorsun.'

Armağan: 'Bütün bunların yaşanması gerekiyor muydu, ha?'

Haydar: 'Bana neden kızdığını söyle armağan.'

Armağan: 'Çünkü o zavallı kızın canını yaktın.'

Haydar: 'Canını yakmak için ne yaptım?'

Armağan: 'Onu bu gece neden yalnız bıraktın, ha? Neden?'

Haydar: 'Sana bakmaya çıkmıştım.'

Armağan: 'Bana mı?.İnanmıyorum. orada sana deli gibi aşık ve yardıma ihtiyacı olan bir kız varken sen bana bakmaya çıkmıştın, ha? Öyle mi?'

Haydar: 'Evet. Benim de yardıma ihtiyacım vardı. O çocuğa 'evet' dedin mi?'

Armağan: 'Bu seni neden ilgilendiriyor?'

Haydar: 'Çünkü 'evet' demeni istemiyorum.'

Armağan: 'Bak Haydar.'

Haydar: 'Dedin mi? Cevap ver.'

Armağan: 'Demedim ama demeyeceğim anlamına da gelmez.'

Haydar: 'Ben... Seni seviyorum Armağan!'

Armağan: 'Ne?'

Haydar: 'Seni seviyorum dedim. Seni doğduğum, nefes aldığım günden beri, toprağa sıcağı avuçladığından beri, ağacın dibine oturup yaktığım türkülerden beri seviyorum. Hiç görmeden bildiğim, görünce tanıdığımsın. Yanımda yokken sen bende varsın, yanımda varken ben sende yok oluyorum. İşte söyledim Armağan. İki yıllık sessizliğimin mührünü söküp attım. Gerisi sana kalmış.'

(Armağan gitmek ister, Haydar onu kolundan yakalar.)

Haydar: 'Dur, bir şey demeden yollamam seni.'

Armağan: 'Sana ne diyeyim, bilmiyorum.'

Haydar: 'Bana neden kızgın olduğunu söyleyeceksin.'

Armağan: 'Söyledim ya. İclal'e acı çektirdin.'

Haydar: 'İclal benim onu kardeş gibi sevdiğimi biliyordu.'

Armağan: 'Sana duyduğu aşk hoşuna gidiyordu. Sana dokunması, sana sarılması.'

Haydar: 'Hayır, rezzan hocam içindi. peki sen niye beni İclal'e doğru ittin?'

Armağan: 'Ben vicdanımın sesini dinledim.'

Haydar: 'Diğer bacılar dururken niye en çok sen bağrına bastın?'

Armağan: 'Çünkü çok çaresizdi.'

Haydar: 'Sen İclal'i kıskandın.'

Armağan: 'Madem böyle düşünüyorsun, onu niye eve getirdin?'

Haydar: 'Söyle armağan. İclal'i kıskandın değil mi?'

Armağan: 'Hayır!'

Haydar: 'Kıskandığın için vicdanın seni ayıpladı değil mi?'

Armağan: 'Hayır!'

Haydar: 'Kendinden sakladığın hayaletler İclal gelince hortlamadı mı?'

Armağan: 'Hayııır!.. Evet, evet kıskandım, evet kıskandım.'

Haydar: 'Niye peki?'

Armağan: 'Çünkü sen benimdin, benim parçamdın onun değil.'

Haydar: 'Sana son defa soruyorum, bir daha da sormayacağım. 'Benim bir parçamsın' ne demek Armağan?'

(Armağan tekrar gitmek ister, Haydar yine tutar ve soruyu tekrarlar.)

Haydar: 'Ne demek armağan?'

Armağan: 'Kabul etmekten deliler gibi korktuğum, kırk kilide vurup sakladığım herşey demek. Yitirdiğim çocukluğumdan saklı kalan masumiyet demek. Bir türlü yol bulup da yüreğimden dilime gelmeyen o cümle demek. Ben de seni seviyorum haydar demek, ben de seni seviyorum demek.'

(Yağmur yağar, sarılıp ağlarlar, yan yana iken yaşadıkları hasret bitmiştir artık.)

11. Sürekli bunalıma giren şa'y'ir ruhlu kızımız.

11. Sürekli bunalıma giren şa'y'ir ruhlu kızımız.

Asiye, Cansu, Ayten ve Rüya masada ''harekat'' adını belirlemek için masada toplanmışlardır.

Ayten: 'Düğün harekatı için aramızda bir parola belirleyelim. Harekatın kod adı olsun.'

Cansu: 'Tamam, ne olsun.. Rüya bul bir şey.'

Rüya: 'Buldum, ''Yeşil giysili çayırlarda yaklaşan bahar rüzgarıyla soyunan gelincik çiçeğinin nazlı şarkısı'' harekatı.'

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

12. Nohta, bitti!

12. Nohta, bitti!

'Azlaaanım, Graliçam.'

''Nohta, bitti.''

''Çok şeref yaptım aslanım hanfendi, sanırsam birbirimize çok yakışacaz.''

13. Hepiniz mefaat edeceksiniz aslanım!

14. Vahit emmi

14. Vahit emmi

' Zeliha, milenyum çağındasın. Dünyayı güveç tenceresinden görmekten vazgeç.'

15.

15.

Zeliha: 'Bak Vahidim, bunlar böyle kardeş kardeş hep bürlük yaşamaya pek alıştılar. Artık birbirlerinden de kopamazlar. Gel, bu kardeşleri birbirinden ayırmayalım. Onların hepüsü bizim eve sığar. '

Vahit: 'Enüne olarak mı, yoksa diküne olarak mı? '

Zeliha: 'Suğaruz, suğaruz. '

Vahit: 'Tabii, eğer hepimiz yan yana ayakta durursak, suğaruz ama mazallah uyumak falan gerekürse naaparız diye düşündüm bir an. '

Zeliha: 'Hee... E canım, biz de nöbetleşe uyuruz, nolacak?' 

Vahit: 'Ah, tabii ya, tabii.'

Zeliha: 'Yaa. Hem nası şenlikli olur, bi düşün.' 

Vahit: 'Zeliha... Her gadunun fantezülerü vardur diyerekten şu son söyledüklerine gızmıyom. '

Zeliha: 'Sağol. '

Vahit: 'Oldu ama şenlük anlayaşumuzda çok temel farklulukla vaa. Bilmem anlatabilebildüm mü?'

16. Felaket tellalı Zelüha Yenge!

16. Felaket tellalı Zelüha Yenge!

'Olmaz diyen olurunu bulunca olmazı oldurur da, olur olmaz yerde olmuyo diye olmazlanmak olmaz.'

'Sabit ortada yok, ya sarhoş şoförün biri kaldırıma çıkıp 30 kişi arasından onu duvarla araya sıkıştıraraktan ezdiyse, ya cankurtaran trafiğe takılarak zamanında gelmeyince bunu tüplü taksiye koydular da taksi hastaneye yetiştirecem diyerekten acelesinden önündeki kamyona çarpıp da, tüpü patlayıp da, havaya uçup da bin bir parçaya ayrıldıktan sonra parçalar her bir tarafa dağılıp ayrıldıysa.'

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

17. Tarık Arkın'ımız..

17. Tarık Arkın'ımız..

'Geeel vatandaş geeel. Erkek aktörlerin giydiği çoraba gel. Cüneyt Arkın, Tarık akan, ben! 3 tanesi 1 lira gel!'

18. Meryem

18. Meryem

Meryem: 'Seni seviyorum Rıfkı.'

Recep: 'Recep Meryem.'

Meryem: 'O kim Recai?'

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
161
104
77
3
2
2
0
Yorumlar Aşağıda chevron-right-grey
Reklam