Görüş Bildir
Haberler
Çarşı Davası'nda Ara Karar: Tutuklama Yok, Dava Nisan'a Ertelendi

Çarşı Davası'nda Ara Karar: Tutuklama Yok, Dava Nisan'a Ertelendi

Ulaş
15.12.2014 - 22:41 Son Güncelleme: 17.12.2014 - 10:37

Can Hasasu / Al Jazeera Türk

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

ARA KARAR AÇIKLANDI

Gezi Parkı olaylarına ilişkin Beşiktaş'ın taraftar grubu Çarşı üyesi 35 kişi hakkında 'Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek' suçundan açılan davanın ilk duruşmasında mahkeme ara kararını verdi.

SANIKLAR HAKKINDAKİ YURT DIŞI ÇIKIŞ YASAĞI KALKTI

Sanıkların savunmalarının ardından avukatların taleplerini değerlendiren mahkeme ara kararını açıkladı. Mahkeme heyeti, duruşmada savunması alınan 27 sanığın yurt dışına çıkış yasağını kaldırırken duruşmalardan vareste tutulmasına karar verdi. Sanıklardan Yusuf Demirci'nin avukatı Volkan Bahadır'ın 'Çarşı' adıyla terör örgütü olup olmadığı hususunda MİT, emniyet, jandarma ve uluslararası örgütlere yazı yazılarak bu konunun sorulması yönündeki talebi reddeden mahkeme, ifadesi alınamayan 8 sanık hakkındaki adli kontrol talebinin devamına ve duruşmalardan vareste tutulması talebinin reddine hükmetti. 

MÜŞTEKİ POLİSLER DURUŞMADA DİNLENECEK

Sanıklar Halil İbrahim Erol ve İbrahim Aydın'ın avukatı Müşir Deliduman'ın müşteki olarak sicil numaraları belirli polislerin dinlenilmesi talebini de karara bağlayan mahkeme, İstanbul'da görev yapan polis memurlarının gelecek celse dinlenilmeleri için İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü'ne yazı yazılmasına karar verdi. Duruşma 2 Nisan 2015 tarihi saat 10.00'a ertelendi.

"DAHA GENİŞ BİR SALONDA DURUŞMA YAPILSIN"

"DAHA GENİŞ BİR SALONDA DURUŞMA YAPILSIN"

Can Hasasu / Al Jazeera Türk

Gezi Parkı olaylarına ilişkin Beşiktaş'ın taraftar grubu Çarşı üyesi 35 tutuksuz sanık hakkında hakim karşısına çıktı.

Gezi Parkı olaylarına ilişkin Beşiktaş'ın taraftar grubu Çarşı üyesi 35 tutuksuz sanık hakkında 'Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek' suçundan açılan davanın ilk duruşması başladı.

İstanbul Adalet Sarayı'nda bulunan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde sabah saat 09.50'de başlayan duruşmada 35 tutuksuz sanık hazır bulundu. Duruşmaya CHP'li milletvekilleri İlhan Cihaner, Sezgin Tanrıkulu, Mahmut Tanal, Umut Oran, Kütahya Bağımsız Milletvekili İdris Bal, CHP eski İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı, Ressam Bedri Baykam ve çok sayıda Beşiktaş taraftarı duruşmaya izleyici olarak hazır bulundu. Sanıkların savunmak için İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal'ın da aralarında bulunduğu 100 avukat duruşmaya katıldı.

Duruşmada başladıktan sonra söz alan tutuksuz sanıkların Avukatı Ömer Kavilli, 'Bu salonda bu duruşmanın görülmesi mümkün değil. Alt yapı yetersizidir. Daha geniş bir salonda duruşma yapılsın' dedi. Bu sözler üzerine Mahkeme başkanı, 'İşi olmayan dışarı çıksın. Avukat, milletvekili, basın mensupları salonda kalsın' diye konuştu. Hakim, 'Sanık sayısı, izleyici sayısı dikkate alınarak oturabiliriz. Ne zaman mahkeme deplasmana gitiyse bir sıkıntı yaşandı. Mümkün mertebe kendi salonumuzda duruşma yapmaya çalıştık' ifadesini kullandı. Avukatlar ise ısrarla duruşma salonun küçük ve yetersiz olduğunu dile getirdi. 

'BURADA DEPLASMAN YOK'

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, 'Burada bir taraftar grubu yargılanıyor. Burada deplasman yok. Sanık avukatları ayakta ve yetersiz salon koşullarında savunma yapamayacaklarını belirtiyorlar' diyerek mahkeme başkanına tepki gösterdi. Bunun üzerine mahkeme heyeti, 'Kimlik tespiti ve iddianame okunduktan sonra duruşmayı büyük salona alacağız' dedi. Avukatlar da, 'Bu şekilde kimlik tespiti de mümkün değil' yanıtını verdi.

Duruşma tutuksuz sanıkların kimlik tespitiyle devam ediyor. Öte yandan bazı sanıklar ile avukatların Beşiktaş forması giyip atkıları taktıkları görüldü.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

ŞÜPHELİLERİN AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPSİ İSTENİYOR

İstanbul Cumhuriyet Savcısı Adem Meral tarafından hazırlanan 38 sayfalık iddianamede, 35 şüpheli dışında, 9 polis de 'şikayetçi' sıfatıyla yer alıyor. 35 şüpheli hakkında, 'Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor. Ayrıca, yine şüpheliler hakkında ayrı ayrı, 'Örgüt kurmak ve yönetmek, örgüte üye olmak, görevi yaptırmamak için direnme, kamu malına zarar verme, toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet' gibi çeşitli suçlardan 2 yıldan 50 yıla kadar değişen hapis cezaları talep ediliyor.

Gezi Parkı olaylarına ilişkin Beşiktaş'ın taraftar grubu Çarşı üyesi 35 tutuksuz sanık hakkında 'Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek' suçundan açılan davanın ilk duruşmasında söz alan avukatlar ısrarla duruşma salonun küçük ve yetersiz olduğunu dile getirdi.

DURUŞMA BÜYÜK SALONDA GÖRÜLECEK

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi de, avukatların bu talepleri üzerine adliye içindeki büyük salonun hazır edilmesi için Adalet Sarayı İç Yönetimine bilgi verdi. Adliye İç Yönetimi de mahkemeye, büyük salonun hazırlanacağını bildirdi. Bunun üzerine mahkeme heyeti davanın büyük salonda görülmesini kararlaştırdı. Çarşı Davası iddianamesi ve yargılamasının bundan sonra büyük salonda yapılmasına karar veren mahkeme heyeti duruşmaya 15 dakika ara verdi.

BERKİN ELVAN'IN ANNE VE BABASI DA ADLİYEDE

BERKİN ELVAN'IN ANNE VE BABASI DA ADLİYEDE
twitter.com

Öte yandan Gezi olayları sırasında başına isabet eden gaz fişeği kapsülü sonrası komaya giren ve 269 gün sonra da hayatını kaybeden Berkin Elvan'ın babası Sami Elvan ve annesi Gülsüm Elvan da sanıklara destek vermek için İstanbul Adalet Sarayı'na geldi. Ancak Sami Elvan ve Gülsüm Elvan duruşma salonunun dolu olması nedeniyle duruşma salonuna giremedi.

Çarşı Grubundan açıklama

Çarşı Grubundan açıklama

MAHKEME BAŞKANI: SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAĞIM

Büyük salonda duruşma başlamadan önce duruşma salonuna ve duruşma salonunun bulunduğu koridora girişlerde kalabalık nedeniyle izleyiciler ve özel güvenlik arasında arbede yaşandı. Duruşmanın başlamasıyla beraber mahkeme başkanı Metin Tamirci, 'Bir önceki duruşma salonunda çekim yapanlar oldu. Suç duyurusunda bulunacağım, peşin peşin söyleyeyim. Salondaki kamera kayıtlarını açtırmıştım' dedi. İlk duruşma salonunda sanıklar, mahkeme heyetinin müzakerede olduğu sırada 'selfie' yapmışlardı. 

'BEN NE İSTERSEM ONU YAZDIRIRIM'

Sanıklardan Yusuf Demirci'nin avukatı Ömer Kavili, duruşmanın sesli ve görüntülü bir şekilde kayıt altına alınmasını talep etti. Bunun üzerine sanıklardan Cem Yakışkan'ın avukatı Mehmet Derviş Yıldız ise, 'Bizim böyle bir talebimiz yok' dedi. Mahkeme heyeti sesli ve görüntülü sistem ile duruşmanın kayıt altına alınması talebini oy birliği ile reddetti. Mahkeme Başkanı Metin Tamirci de, 'Biz o şekilde hazırlanmadık. Ben ne istersem onu yazdırırım' şeklinde konuştu. 

'TAPELER DOSYADAN ÇIKARILSIN'

Bir kısım sanıklar avukatı Ali Rıza Dizdar, dosyadaki tapelerin ayrı bir soruşturmadan çıkarılarak bu dosyaya eklendiğini belirterek, “Bu dosyadaki suç tarihi 16 Haziran 2013. Bu tarihi kapsamayan tapeler söz konusu iddianameye dayandırılmıştır. İddianamedeki tapeler delil niteliği taşımadığından dosyadan çıkarılmasını talep ederim' dedi.

ÖĞLE ARASININ ARDINDAN SANIK SAVUNMALARI 

Sanıklardan Cem Yakışkan'ın avukatlarından Ersan Şen ise, dosyaya delil niteliğinde konulan iletişim tespit tutanaklarının başka bir soruşturmadan bu davaya delil olarak gösterildiğini belirtti. Şen , 'Soruşturma savcısı Adem Meral 'Ben bu dosyada örgüt göremiyorum' dedi. 2 ay sonra örgüt buldu. Tapeleri kendi lağvetmiş' dedi. 

Sanık avukatlarının taleplerini reddeden mahkeme, duruşmaya 14.30'a kadar ara verdi. Bu sırada sanıklardan Yusuf Demirci'nin avukatı Ömer Kavili taleplerinin tutanağa geçmediğini belirtti. Mahkeme başkanı ise, 'Valla avukat bey geçemeyeceğim tutanağa, milletin şekeri düştü. Siz de gidin karnınızı doyurun' diye konuştu.Duruşma, öğle arasının ardından sanıkların savunmalarının alınmasına geçilerek devam edecek.

"DARBE YAPACAK GÜCÜMÜZ OLSAYDI BEŞİKTAŞ'I ŞAMPİYON YAPARDIK"

"DARBE YAPACAK GÜCÜMÜZ OLSAYDI BEŞİKTAŞ'I ŞAMPİYON YAPARDIK"
dha.com.tr

Gezi Parkı olaylarına ilişkin Beşiktaş'ın taraftar grubu Çarşı üyesi 35 tutuksuz sanık hakkında 'Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek' suçundan açılan davanın ilk duruşmasında sanıkların ifade vermeye başladı. Mahkeme başkanı, Çarşı grubu liderlerinden tutuksuz sanık Cem Yakışkan'ın ilk olarak kürsüye çağırdı ve hakkındaki suçlamaları okudu.

'OLAY TARİHİNDE TWİTTER ADRESİM YOKTU'

'Örgüt Yönetme Yönetici Olma, kitleleri eyleme katılma hususunda teşvik ettiği, meselenin ağaç meselesi olmadığını söylediği ve twitter üzerinden kitleleri harekete geçirdiği' iddia edilen sanık Yakışkan, olay tarihinde twitter adresinin olmadığını, kimseyi de yönlendirmediğini belirtti.

'ÇARŞI HER TÜRLÜ HUKUKA AYKIRILIĞA, DARBEYE DE KARŞIDIR'

Gezi Parkı eylemlerine katıldığını anlatan Cem Yakışkan, 'Ben de gösterilere katıldım. Birkaç ağaç meselesi sözü bana ait değildir. Dava dosyasında bulunan tapelerde 'Çarşı Grubu'nun başında olduğuma ilişkin' konuşmaları kabul etmiyorum. Çarşı Grubu ülke ve dünyaya adını duyurmuş birlikteliktir. Çarşı Grubu tekerlekli sandalyeye ihtiyacı olan insanlara yardıma hazırdır. Çarşı her türlü hukuka aykırılığa, darbeye de karşıdır. Ona gönül verenler suçlu gösterilemez. Çarsı korunması gereken bir değerdir. Suçlamaları reddediyorum. Suç işlemedim. Çarşı sevgiye, saygıya dayanan bir gruptur, insanların sevgisini kazanmıştır' dedi.

Yakışkan'ın savunmasının tamamlamasının ardından, duruşma salonunda alkış sesleri yükseldi.

Mahkeme başkanının, 'Darbeyle suçlanıyorsunuz...' demesi üzerine Yakışkan, 'Darbe yapacak gücümüz olsaydı Beşiktaş'ı şampiyon yapardık' şeklinde cevap verdi.

Yakışkan'ın bu sözü ise salonda gülüşmelere neden oldu. 'Darbe yapmaya yardımcı olmak suçlaması' da hatırlatılan Cem Yakışkan, 'Darbeyle siyasetle işimiz yoktur. 80 darbesini gördüm ben. Yardımcı da olmadık' dedi.

MAHKEME BAŞKANINDAN İLGİNÇ BENZETME

Mahkeme başkanı, Cem Yakışkan'a hükmün açıklanmasının geri bırakılması hususunu kabul edip etmediğini sorarken ilginç benzetmeyle bunu açıkladı. Mahkeme başkanı, 'Sarı kart görüyorsunuz. 2. sarıyı görürseniz oyundan çıkarılıyorsunuz' dedi. Duruşma sanık ifadelerinin alınmasıyla devam ediyor.

'ÖRGÜT KURMA İLE İLGİM YOK'

Dolmabahçe'deki Başbakanlık Çalışma Ofisi'ni ele geçirmek amacıyla kitleleri yönlendirdiği ve diğer iddialara ilişkin savunma yapan Çarşı'nın tribün liderlerinden Numan Bülent Ergenç, 'Suçlamaları reddediyorum. Başbakanlık ofisine yürüyüş 1 Haziran tarihinde olmuştur. Ben o tarihte Tekirdağ'daydım. Örgüt kurma ile ilgim yok. Silahımı hiçbir yerde kullanmadım. Hırsızlık olayları olduğu için silahımı yazlıkta bulunduruyordum. Çarşı Grubu'na 'Orada kalmaya çalışın' dedim. 'Çatışın' demedim. Hiçbir şiddet olayına katılmadım. Demokratik hakkımı kullanarak gösterilere katıldım' diye konuştu.

'Gezi olaylarında insanlar demokratik tepkilerini göstermiştir' diyen Ergenç, 'Çarşı yasadışı bir örgüt değildir. Herhangi bir lideri veya yöneticisi yoktur. Gelenekleri vardır' dedi.

Ergenç, 'örgüt yöneticiliği' suçlamasına ise, '35 kişilik davada sadece sanık Cem Yakışkan'ı tanıyorum, diğer sanıkların hiçbirini tanımam. Suçlamaları kabul etmiyorum' yanıtını verdi.

'KİMSEDEN EMİR ALIP, KİMSEYE EMİR VERMEDİM'

Tutuksuz sanık Arda Mutlu Doğan da suçlamaları redderek, 'Yasadışı gruba üye değilim. Kimseden emir alıp, kimseye emir vermedim. Bunun delili de yokken, üyelikle suçlanmaktayım' dedi.

'GEZİ PARKI OLAYLARI OLARAK BİLİNEN OLAYLARA KARIŞMADIM'

'Gezi Parkı olayları olarak bilinen olaylara karışmadım' diyen Doğan, 'Eyleme katılmadım. Hayatımda hiç Gezi Parkı'na da girmedim.

Olayların bittiğini ve parkın açıldığını televizyondan duydum. Türk bayraklı insanların gittiğini görünce merak ettim ve Taksim Meydanı'na gidip yarım saat kaldım. Yasadışı hiçbir şeye karışmadım. Hiçbir kamu malına zarar vermedim. Polislere temas etmedim.

Ortamın bana uygun olmadığını görünce, yarım saat sonra geri döndüm' diye konuştu.

'KAMU MALINA, VATANINA-MİLLETİNE ZARAR VERECEK BİR İNSAN DEĞİLİM'

Bir film çekimi sonrasında, filmde kullanılan kuru-sıkı tabancayı hatıra olarak aldığını belirten Arda Mutlu Doğan, 'Filmlerden sonra setten bazı eşyaları hatıra olarak almak bir adettir. Suç olduğunu bilmiyordum. Hiçbir şekilde üzerime alıp, taşıyıp kullanmadım. Ben hiçbir şekilde kamu malına, vatanına-milletine zarar verecek bir insan değilim. Yaşanılan bu süreçte ruh sağlığım bozuldu. Neden bu davanın içerisinde olduğumu bilmiyorum' dedi.

'SANIKLARLA ÖRGÜTSEL İLİŞKİM YOKTUR'

Sanıklardan Sezgin Gülnar da, 'Sanıklarla örgütsel ilişkim yoktur. Gezi Parkı eylemlerine katılmadım. Hakkımda dava açılınca şaşırdım' dedi.

Mahkeme Başkanı Gülnar'a 'Çarşı Grubu üyesi misin?' diye sordu. Gülnar ise 'Bazı Çarşı Grubu üyelerini tanırım. Ben sadece Beşiktaş taraftarıyım. Kimseden talimat almadım, talimat vermedim' diye cevap verdi.

Duruşma, sanıkların savunmalarının alınmasıyla devam ediyor.

'ÇARŞI GRUBU'NUN ÜYESİ OLDUĞUM SÖYLENEMEZ'

Sanık Kaan Kabaş, 'Suçlamalar gerçekçi olmadığından, atılı suçu kabul etmiyorum. Espri niteliğindeki konuşmalar suç olarak karşıma çıkarıldı. Neden buradayım, anlamıyorum. Çarşıda esnafım. Beşiktaş taraftarıyım. Yargılanan insanlardan belki 2 kişiyle görüşmüşümdür. Bu nedenle örgütsel bağdan söz edilemez' dedi.

'ÇARŞI GRUBU'NUN TERÖR ÖRGÜTÜ OLARAK YARGILANMASI BİR HATADIR'

Koray Yalnız adlı sanık da, 'Taksim'e hiç çıkmadım. Bir gün Beşiktaş'ta bir arkadaşıma misafirliğe gidiyorum, aracım bozulunca olayların içinde kaldık. Beşiktaş taraftarıyım, kendimi Çarşı Grubu ferdi olarak görmüyorum' dedi.

Mahkeme Başkanı'nın, 'Çarşı Grubu emir talimatla mı çalışır?' diye sorması üzerine Koray Yalnız, 'Çarşı Grubu dünyaya mal olmuş bir gruptur. Terör örgütü olarak yargılanması bir hatadır' diye cevap verdi.

Mahkeme Başkanı'nın, TOMA veya dozer ele geçirme iddiasını sorması üzerine sanık Yalnız, 'Olay zamanı ehliyetim bile yoktu. Dozer ya da TOMA kullanma imkanım yoktur' dedi. Mahkeme Başkanı ise, 'Sen kullanmamışsındır ama, kullanan arkadaşın oldu mu veya yanına bindin mi?' diye sorması üzerine, Koray Yalnız binmediğini söyledi. 

'SANIKLARDAN HİÇBİRİNİ TANIMIYORUM'

Sanık Sarp Dağ da, suçlamaları reddederek, 'Başbakanlık ofisine yapıldığı iddia edilen yürüyüş sırasında Bağdat Caddesi'ndeydim. 1 veya 2 kez Beşiktaş maçına gitmişimdir. Çarşı Grubu'yla ilişkim yoktur. Sanıklardan hiçbirini tanımıyorum' diye konuştu.

'BEŞİKTAŞLI DEĞİL FENERBAHÇELİYİM'

Sanık Barış Karaca'nın ise 'Beşiktaşlı değil, Fenerbahçeliyim' demesi üzerine salondan alkış yükseldi. Mahkeme Başkanı alkışlayanları 'Böyle yapmayın' diyerek uyardı.

Karaca, 'Çarşı Grubu'yla ilgim yoktur. Kanunların bana izin verdiği ölçüde, bir gün Akaretler'deki gösterilere katıldım. Darbeye teşebbüs ve diğer suçlamaları kabul etmiyorum' diyerek savunmasını bitirdi.

Mahkeme heyeti duruşmaya 30 dakika ara verdi.

Serpil KIRKESER / Arzu KAYA - İstanbul DHA

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

MAHKEME SALONUNDA İLGİNÇ DİYALOGLAR

MAHKEME BAŞKANI: ALKIŞI TRİBÜN GİBİ YAPMAYIN

Sanıkların savunmalarının ardından izleyicilerin alkışlamasına, 'Alkışı tribün gibi yapmayın' diye tepki gösteren mahkeme başkanı, sanıkların ifadesini almaya devam ediyor. Sanıklardan Erdener Karataş, Beşiktaş Kongre üyesi olduğunu belirterek, 'Örgüt üyesi değilim. Gezi protestoları sırasında Ankara'daydım. Sınav nedeniyle İstanbul'a geldiğimde olaylara denk geldim' dedi.

Gezi olaylarını Ankara'nın Kızılay semtine taşımakla suçlandığı hatırlatılan Karataş'a mahkeme başkanı, 'Tam da böyle Ankara'ya gidip geliyorum dedin' diye seslendi. Sanık Karataş ise, 'Doğma büyüme Ankaralıyım. İşim nedeniyle Ankara'ya gidip geliyorum. Gezi olayları yüzünden işimi kaybettim' diye konuştu.

'DARBEYLE SUÇLANMAK UTANÇ VERİCİ'

Sanık Volkan Eroloğlu, 'Darbeyle suçlanmak benim için utanç verici. Nazmi Furuncu bana Cem Yakışkan'ın 25 bin lira aldığını söylemişti. Eylemde döner bıçağını kullandığımı da ispatlasınlar, buradan aşağıya atarım kendimi. Evde ele geçen döner bıçağı babamın eve getirdiği bıçaklardan biridir. Çarşı ile ilgim yok, darbeyle hiçbir alakam yok' dedi.

'ÇARŞI BİZİZ, BURADAYIZ, AMA DARBECİ DEĞİLİZ'

Burak Bulut adlı sanık da Borsa'da çalıştığını söyleyerek, 'Olay günü telefonum çaldı. Telefonu 'Direniyoruz abi' diyerek açtım. Trafikteydim, buradan sadece seyir halinde direnme suçu çıkabilir. 'Diren İMKB' de demiş ve sosyal medyada yazmıştım. Olaylardan dolayı yaşanan düşüş nedeniyle yazmıştım bunu. İlk gece Beşiktaş'ta iş yemeğindeydim. Olayla ilgim yoktur. Beşiktaş'tan Taksim'e giden herkes Başbakanlığa yürümekle suçlanabilir' diye konuştu.

Sanıklardan Ayhan Güner de, 'Çarşı biziz, buradayız, ama biz darbeci değiliz. Çarşıya darbe yapılıyor. Bu ilkeyi en iyi tanıtan Çarşı grubudur' şeklinde konuştu.

'LİVERPOOL İLE MAÇIMIZ VAR, YURT DIŞI ÇIKIŞ YASAĞIMIN KALDIRILMASINI İSTİYORUM'

Sanık Erdem Işık ise telefon tapelerine ilişkin savunmasında, 'Seda kız arkadaşımdır. Telefonda, 'Artık benim bir davam var. Ya burada öleceğim ya da hayatta kalıp direneceğim' sözlerini evdeyken ona hava atmak için söyledim. Evde ele geçirilen pet şişedeki sudur, patlayıcı değil. Bir ricam var; Ben Beşiktaşlıyım, Liverpool ile maçımız var, bu nedenle yurtdışı yasağımın kaldırılmasını istiyorum' dedi.

'ANAYASAL VE DEMOKRATİK HAKLARIMI KULLANARAK GÖSTERİLERE KATILDIM'

Sanıklardan Emre Işık, Beşiktaşlı olduğunu ancak Çarşı grubunun üyesi olmadığını belirterek, 'Ben Maltepe Beşiktaşlılar Grubu'nu kurdum. Anayasal ve demokratik haklarımı kullanarak gösterilere katıldım. Hiçbir polise taş atmadım, taşkınlık yapmadım. Darbe ve örgüt suçlarını kabul etmiyorum' diye konuştu.

'BU DAVA BOŞANMAMA NEDEN OLDU'

Sanık Engin Sarar da hiçbir eyleme katılmadığını ifade ederek, 'Gezi Otel'in resepsiyonistiyim, yani işyerim orasıdır. Orada aslında mağdur oldum. Bütün gün gaz altında kaldım. Suçlamaları kabul etmiyorum. İyi bir insan ve iyi bir Beşiktaşlıyım' dedi.

Bir diğer sanık Murat Eroğlu ise,'Bu dava boşanmama neden oldu. Terör örgütü üyeliğiyle suçlandığım için eşim korkup gitti' dedi.

'PANKARTLARIM DÜNYACA ÜNLÜDÜR'

Sanık Erol Özdil, 'Herhangi bir yürüyüşe katılmadım. Polisle karşı karşıya gelmedim. Çarşı'yı kuran 2-3 kişiden biriyim. Pankartlarım dünyaca ünlüdür. Stadın içinde pankart odam var. Pankartları yaparken maske kullanırım. Evde ele geçirilen maskeler onlardır. Yıldırım Demirören ve Fikret Orman buna şahitlik yapabilir. Gezi Parkı'ndaki hiçbir pankartı ve duvarlardaki Çarşı imzalı yazıları ben yazmadım' diye konuştu.

DURUŞMA DEVAM EDİYOR

Sanıklardan İbrahim Aydın da, 'Çarşı taraftarı bir ruhtur, ağaçtır. Beşiktaş dalıdır. Beşiktaş örgütse, biz de bu örgüte üyeyiz. İsnat edilen suç zamanı eşimle balayındaydım. Şairin de dediği gibi, 'Aşk örgütlenmektir'' dedi.

Sanıkların savunmalarının ardından, duruşma, avukatların taleplerinin alınması ile devam ediyor.

  • DHA

Evrensel Gazetesi'nden Tolga Alp Turgut mahkeme salonundan bildiriyor...

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Taraftarlar Adliye içerisinde

Diğer takım taraftarları da Çarşı Grubu'na destek veriyor

Diğer takım taraftarları da Çarşı Grubu'na destek veriyor
www.dha.com.tr
dha.com.tr
dha.com.tr
Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
0
0
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda
Reklam