Daniel Day-Lewis Olmanın 10 Dayanılmaz Örneği
Nadiren Kendisini Gösteren Bir Deha!
Her ne kadar artık atmışına merdiven dayamış olsa da hala nadiren kamera karşısına geçen, güçlü karakter yaratma becerisi ve eşsiz bedensel şeklini esnetme yeteneğiyle sinemaseverleri büyüleyen bir yıldız Daneil Day-Lewis. Seçtiği her filmde oynadığı her role tam anlamıyla bürünmesi ve bunu yaparken de insani vasıflarını dahi göz ardı etmesi onun büyük oyunculuk yeteneğinin sadece bir parçası. İyi bir okur, karakter seçiminde eşsiz bir göz ve düşsel yaratısında bedensel sınırlarını tanımayan bir aktör.
İşte kendisini sinemanın dehalarından yapan on performans!
The Unbearable Lightness of Being
My Left Foot
The Last of Mohicans
Azıcık da olsa İrlandalı kanı taşıyan beyaz Britanyalı bir oyuncunun Amerikan yerlilerini anlatan bir filmde oynaması çok eleştirilmişti. Ama söz konusu olan Daniel Day-Lewis olunca işler değişiyor. Film için çıplak elle avlanmayı öğrenmiş Day-Lewis ve çekimler süresince kendi avladığı dışında kendisine verilen hiç bir yemeği de yememiş. Yerli hayatına öyle kendini kaptırmıştır ki çadır kurmada, kano yapmada ve balıkçılıkta ustalaşmıştır. Gerçekten dikkat çekici bir role bağlılık örneğidir. Ama bu dikkat çekici bağlılık sonucu ortaya konulan performans ise filmden önce kendisine karşı öne sürülen tüm önyargıları parçalamıştır.
The Age of Innocence
Sıradışı performanslarıyla ün kazanan ve role bağlılık derecesiyle artık saygın bir konum kazanan Daniel Day-Lewis romantizmde de fena olmadığını bu rolle kanıtlamıştır. Masumiyetlerini yitiren iki kadın ve onları baştan çıkaran ahlaksız bir erkek. Film aşka olan genel algıları yıkar. Daniel Day-Lewis romantizmi de kotarabileceğinin en güzel örneğini verir. Bu filmdeki karakterine girmek için aylar boyunca New York sokaklarında şapka ve dönemin erkek kıyafetleriyle dolaştığı bilinir.
In the Name of the Father
The Crucible
ABD'nin meydana geliş hikayesi tarihin gerçekten de en ilginç köşelerinden birisidir. Amerikan sineması da sıklıkla bu öyküleri konu edinir. Taassubun ve yoksunluğun gölgesinde The Crucible filmi de bu zamanları konu edinir. 1996 yapımı filmde aktör rolü için tüm çekimler boyunca hiç yıkanmamıştır. Bir aşk öyküsünü oynadığı aktrislere gerçekten acınası bir durum yaşattığı aşikar. Ancak sonuç yine muhteşem. Filmdeki aşk üçgeni ve ABD'nin kuruluş döneminden başlayarak günümüze uzanan taassubun teşhiri de ayrıca ilgi çekicidir. Son bir notta filmde canlandırdığı karaktere ait evi Daniel Day-Lewis'in kendisi inşa ettiği söylenmektedir.
The Boxer
Eski bir IRA mensubu boksörü canlandırdığı bu film için bir yıldan fazla bir süreyi profesyonel boks sporcusu Barry McGuigan'dan dersler alarak geçiren aktör inanılmaz bir dövüş becerisi kazanıp bu filmde sergilemiştir.
Bu filmden sonra film çekmeyi bırakan aktör, Floransa'ya taşınmış ve ayakkabıcılık mesleğini edinmiştir. Beş yıl boyunca kameralardan uzak bir hayat süren aktörün dönüşü ise muhteşem olacaktır.
Gangs of New York
Day-Lewis, uzun bir süre sonra Hollywood'a tekrar dönüş yaptığı Scorsese filmiyle yine inanılmaz bir karakter yaratır. Bill The Butcher karakteri için bir kasabın yanında aylarca çalışmış ve bıçak kullanım tekniğini geliştirmiştir. Filmde kullandığı on dokuzuncu yüzyıl New York lehçesinden aylarca ayrılmamış ve muhtemelen çevresine bıkkınlık vermiştir. Ama bu çetin süreç sonucunda yine Sinema tarihinin en unutulmaz karakterlerinden birisi yaratılmıştır.
There Will Be Blood
2007 yılına gelindiğinde Danile Day-Lewis yine sert bir karakterle daha önümüze çıkar. Oscar dahil bir çok ödülle taçlandırılan bu rol için öylesine bir ruh değişimine girer ki filmde yer alması gereken bir başka aktör Kel O'neill artık dayanamamış ve işini bırakmıştır. Film için Day-Lewis'in kilo kaybettiği ve aksan değişikliğini aylarca sürdürdüğü de belirtilmektedir.
Lincoln
Yarattığı büyük fiziki benzerlik yanında öylesin destansı bir performans yaratmıştır ki Abrahaman Lincoln'ün zarafetini yeknesak yansıtabilmiştir. Tüm çekimler boyunca yönetmen Steven Spielberg dahil herkesin kendisine 'Bay Başkan' diye hitap etmesini talep eden aktör rolünün hakkını verdiğini sanırım herkes kabul edecektir. Çekimler boyunca hiçbir Britanyalının kendisiyle konuşmasına izin vermeyen aktör ABD'nin efsanevi başkanının aksanını yansıtmayı böylece başarmıştır.
Yorum Yazın