'Cumhuriyet Tarihinde Bir İlk'
Cumhuriyet Tarihinde Bir İlk
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, 'Devletin en mahrem sırları nasıl olur da korumasız hale gelir. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde yaşanan bir ilktir' dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisince Tandoğan Meydanı'nda düzenlenen mitinge, eşi Selvi Kılıçdaroğlu ile seçim otobüsünden partilileri selamlayarak geldi.
'Başbakan Kemal' sloganları atılması üzerine de Kılıçdaroğlu, 'İnşallah o da olacak, hele şu yerel seçimi halledelim. Bir adım atalım Mansur Başkan'ı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığına oturtalım arkası gelecek' dedi.
Kılıçdaroğlu, insanları bölmediğini, kamplaştırmadığını aktararak, şöyle devam etti:
'Türkiye'nin içinde bulunduğu şartları biliyoruz. Bütün gerçekleri biliyorsunuz. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez bir hükümetin, bir devleti soyduğuna tanık olduk. Emin olun böyle bir şeyi Türkiye Cumhuriyeti hiç yaşamadı. Biz onların yaptığı hırsızlıkla uğraşırken, dün farklı bir ses kaydı internete düştü. Suriye politikasını hep eleştirdim, Müslüman'ın Müslüman'ı kırmasına hep karşı çıktım. 'Neden Müslüman dünyasında kan akıyor' diye hep hükümeti sorguladım. 'Oraya silah göndermeyin' dedim. Oraya eğer gönderecekseniz, insani yardımları gönderin. Katar'dan para aldılar, El Kaidecileri Türkiye'de yetiştirdiler, kamplar kurdular, ellerine silah verdiler, 'git kardeşini öldür' dediler. Bizim tarihimizde böyle bir şey olmadı.'
'Bunun sahte olabileceğini düşündük'
'Dün internet sitesine düşen ses kayıtlarını bir grup gazeteciyle incelediklerini' belirten, Kılıçdaroğlu, 'Fakat inanmadık, bunun sahte olabileceğini düşündük. Çünkü böyle bir tabloyu Türkiye Cumhuriyeti hükümetine yakıştıramadık' dedi.
Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
'Tamam, hırsızsa hırsız ama o nihayet kendi malını götürüyor. Ama ülkenin çıkarlarını böylesine heder edebileceklerini asla düşünmedik. Arkadaşlarım da uyardılar, 'bu konuda şimdilik konuşmayalım, bakalım ne söyleyecek.' Arkasından Dışişleri Bakanlığı'nın bir açıklaması çıktı ve kabul ettiler. Şimdi ben Türkiye'nin vicdanına sesleniyorum, Ankara'nın vicdanına sesleniyorum; nasıl olur da siz Suriye ile savaşmak için orada bazı unsurları harekete geçirip kendi ülkenize kumpas kurarsınız. Bunu düşünmek istemedim. İki vahim olay var, birincisi devletin en mahrem sırları nasıl olur da dışarıya yansır. Devletin en mahrem sırları Dışişleri Bakanının konutunda nasıl olur da dışarıya, uluslararası arenaya yansır. Devletin en mahrem sırları nasıl olur da korumasız hale gelir. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde yaşanan bir ilktir. Eğer siz devletin mahremini koruyamıyorsanız, zaten Türkiye Cumhuriyeti'ni koruyamazsınız. Bir an önce o koltuklardan inin.'
'Kul hakkı yemek nedir bilmeyiz'
Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın, 'Bunlar devleti yönetemez'' dediğini belirterek, 'Hayatımda duyduğum en saçma soru, devleti kuran parti nasıl devleti yönetemez. Ama bir şeyi teslim edelim. Biz, bunlar gibi gerçekten yönetemeyiz. Çünkü biz hırsızlık nedir bilmeyiz, utanırız, Allah'tan korkarız. Kul hakkı yemek nedir bilmeyiz. Ne diyordu. 'Ben yürütmenin başıyım' diyordu. Biz senin yürütmenin başı olduğunu çok iyi biliyoruz, hiç endişemiz yok o konuda' diye konuştu.
Şarkılara, şiirlere konu olan Ankara'nın ayın otuzundan sonra 'bahtı kara' olmayacağını savunan Kılıçdaroğlu, Ankara'nın bir sanayi, kültür, müzeler kenti, görkemli bir şehir olacağını ileri sürdü.
Eski 4 bakana ait fezlekelere ilişkin de açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
'Orada bir Bakan Zafer Çağlayan, 28 seferde 52 milyon dolar götürmüş. Muammer Güler, İçişleri Bakanı. Hani Rıza Zarraf telefon edip 'MİT beni takip ediyor mu etmiyor mu bir araştır' diyor. 'Ben araştırdım, seni kimse takip etmiyor, merak etme sana bir şey olursa önüne yatarım' diyor. O, on seferde 10 milyon dolar götürmüş. Bir de Egemen Bağış var biliyorsunuz. 3 seferde 1,5 milyon dolar. Araştırdık dedik ki, 'Bu Egemen'e niye daha az para vermişler' meğer rüşvet çikolata kutusu içinde devam ediyor, 500 bin dolar sığıyor her seferinde. AKP'ye oy veren yurttaşlarımın vicdanına sesleniyorum; bu kişi Allah'ın kelamıyla dalga geçti, bu kişi 'Bakara mı makara mı' diye surelerle dalga geçti. Bu kişi 'ben her cuma günü Google'dan bir ayet indiriyorum, sallıyorum sen de salla' diyen kişi. CHP için bütün haksız suçlamalar yapıldı ama hiçbir yurttaş bu ülkede böyle bir laf etmedi. Kimin koruması altında bu zat, başçalanın koruması altında. AKP'ye oy veren yurttaşlarıma sesleniyorum; bu kişi hala o partinin içinde ve hala onun koruması altında. Söylüyorum sen dine saygılıysan, Allah'ın kelamına saygılıysan, neden bu adamı koltuğunun altından tutuyorsun? Hesabını soracağız. Demokratik yollardan, sandıkta soracağız, adaletin de önüne çıkaracağız. Bu kişi sanıyor ki 'ben kurtulurum'. Vallahi billahi Ömer El Beşir'in yanına gitse dahi Sudan'a onu oradan getireceğim, hesabını soracağım. 247 katrilyon lirayı alacağım ve bunu millete vereceğim.'
Kılıçdaroğlu, konuşmasının bir bölümünde platforma partisinin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mansur Yavaş'ı çağırdı.
Halkı Kılıçdaroğlu ile selamlayan Yavaş, pazartesi gününden itibaren adaylığının sona ereceğini ve 'Belediye Başkanı olacağını' söyledi.
Yavaş, CHP olarak göreve geldikleri zaman ihtiyacı olanlara sahip çıkacaklarına da işaret ederek, şöyle konuştu:
'Ancak bunu yaparken arkamızda ne bir kamera, ne fotoğraf, ne de bir gazeteci olacak, Allah rızası için bunu yapacağız. Çalışma arkadaşlarımızı seçerken tek kriterimiz liyakat, alın teri olacak inşallah. Göreve geldiğimizden itibaren, seçim sonuçlarını aldıktan sonra masaya oturup, seçim istatistiklerine hangi bölgede kime oy verilmiş, hangi sandıktan kim daha çok nereye oy vermiş haritası asla çıkarmayacağız. Hizmetimizin önceliği sadece ve sadece aciliyet olacak. Benden haksız, hukuksuz bir şey istenirse benim adaletimin duvarına çarpacak, geri gidecek inşallah.'
Muhabir: Mehmet Tosun / İlkay Güder / Barış Gündoğan