Cildi Olumlu Yönde Etkileyen Fonksiyonel Besinler
Fonksiyonel besinler hem gıda hem de ilaçtır. Fonksiyonel besinleri düzenli bir şekilde beslenmenize dahil ederek; genç parıltılı bir cilt, güçlü gür saçlar ve tırnakların keyfini çıkarabilirsiniz. Bu gıdalar daha önce hiç olmadığınız kadar iyi görünmenize ve hissetmenize yardımcı olacaktır. Fonksiyonel besinler hücresel onarım, serbest radikallerin ortadan kaldırılması, hormonların dengelemesi, daha iyi bir uyku kalitesi için oldukça etkilidir.
Gıda bizi etkileyen birincil faktördür.
Fonksiyonel besinlerin bazılarından kısaca bahsedersek:
1. Avokado
Avokado en güçlü fonksiyonel gıdalardan biridir. Cildi ve bedeni yaşlandıran serbest radikallerin etkilerini gideren bolca bitkisel besin içerir. Aynı zamanda harika bir pantotenik asit, B6, C, E ve K vitaminleri, potasyum, bakır, folik asit ve besinsel lif kaynağıdır. Ayrıca çoklu doymamış ve tekli doymamış yağları da sunan meyvelerden biridir. Çoklu doymamış yağlar beyin, kaslar ve sinirler için iyidir ve cildi güneşin zararlı etkilerinden korurlar. Tekli doymamış yağlar (avokadonun etkileyici C ve E vitamini miktarı ile birlikte) eklemleri kaygan tutar ve bağırsaklar üzerinden doku nemlendirilmesini hızlandırarak bütün vücudu esnek kılar. Avokadoda yer alan lütein ve zeaxanthin yaşla birlikte gelişen görme bozukluklarının giderilmesine, çokça maruz kaldığımız mavi ışığın filtrelenmesine ve serbest radikallerin vücudumuzdan uzaklaştırılmasına destek olur. İçeriğindeki beta karoten ve likopen güçlü hücre zarını destekler, cildi erken yaşlanma ve kırışıklıklara karşı korur.
2. Kakao
3. Hindistan cevizi yağı
Kilo vermek için yağ yemek kulağa biraz saçma geliyor, değil mi? Elbette bu bazı yağlar için gerçekten geçerli. Örneğin, hayvansal ürünlerde ve süt ürünlerinde bulunan yüksek kalorili, uzun zincirli doymuş yağları sindirmek zordur ve bunlar sisteminizi tıkar. Ancak hindistan cevizi yağı farklıdır. Yaklaşık olarak yüzde 90 oranında orta zincirl doymuş yağdan oluşur ve vücut bunu etkin bir şekilde sindirebilir. Diğer yağ kaynaklarına göre ağırlık açısından daha az kalori içerir ve bize hızlı, kullanılabilir enerji sağlar. Buna ek olarak, kilo vermemize yardımcı olmak için metabolizmamızı harekete geçirme faydasını da sunar. Cilt ve cildin altındaki derialtı düzeylerinin yanı sıra vücuttaki her bir hücrenin çevresindeki zar doymuş yağ içerir.
Hindistan cevizi gibi biyolojik olarak kullanılabilir bir doymuş yağ kaynağı tükettiğinizde, hücrelerinizi beslemiş olursunuz. Daha sonra bu hücreler mümkün olan en iyi şekilde çalışır ve bağışıklık sisteminizi, tiroit bezinizi, sindirim sistemini ve yağda çözünen vitaminler, kalsiyum ile magnezyum gibi minareller, kolin ile lesitin gibi fosfolipidler ve omega 3 gibi nemlendirici yağ asitlerinin emilimini destekler. Tüm bu faktörler parlak saçlar, parıldayan bir cilt ve sağlıklı bir kiloya katkıda bulunur.
Hindistan cevizi yağının kendisi kolesterol içermez ancak karaciğerde sağlıklı kolesterol oluşumunu destekler. Sağlıklı hormon üretimi için temel öneme sahip yüksek yoğunluklu lipoprotein (HDL) seviyesini artırır. HDL’i “güzellik hormonu” olarak bilinen progesteron da dahil olmak üzere pek çok hormonun öncüsü olan pregenolona dönüştürür. Progesteron ciltteki kan dolaşımını hızlandırarak tüm sarkmış bölgelerimizi sıkılaştırır ve bize doğal bir yüz gerdirme etkisi sunar. Aynı zamanda yorgunlukla mücadele eder ve sinir sistemini stresten korur. Vücutta düşük progesteron seviyesi fiziksel yaşlanma sürecini hızlandırır, zaman içinde bitkin ve halsiz görünmemize ve hissetmemize neden olur.
Tıpkı otlar gibi hindista ncevizi palmiyeleri de yetiştikleri toprak ve çevreden hemen hemen tüm mineralleri emme özelliğine sahiptir. Dolayısıyla gübre olarak suyundan yararlandıklarında en iyi şekilde büyürler ve doğru şekilde beslendiklerinde efsanevi hindistan cevizleri verirler. Hindistan cevizi yağı tipik olarak bu yağın güçlü virüs karşıtı, mantar karşıtı ve mikrop karşıtı özellikleriyle denk düşen sayısız ora uzunlukta zincir trigliseridler (MCT’ler) içerir. MCT’lerde enerji için kolaylıkla ketona dönüşürken kaproik asit(C6); mikrop karşıtı olan ve kolaylıkla enerjiye dönüştürülebilen kaprilik asit(C8); hindistan cevizinde kolaylıkla enerjiye dönüşebilen başka bir mikrok karşıtı, mantar karşıtı bileşim olan kaprik asir (C10) ve MCT’ler ile LCT’ler(uzun zincir trigliseridler) arasındaki çitte oturan virüs karşıtı lorik asit (C12) bulunur. Bu MTC’ler tipik olarak performans ve beyin duylarlılığını artırmak için sabahları kahve ile birlikte tüketilcek hızlı enerji veren beyin gıdaları olarak pazarlanmaktadır.
Cilde uygulanan ya da yenerek tüketilen hindistan cevizi yağı, bizi sağlıklı kılmak için bağışıklık sistemini doğal olarak desteklerken bir yandan da eflamasyonu azaltır – ve bunlar da güzellik yapbozunun iki önemli parçasıdır. Doymamış yağları yüksek sıcaklıklarda ısıttığınızda(kanola yağı, mısır yağı, margarin, aspir yağı, soya yağı, bitkisel yağ vs.) sisteminiz üzerinde kırışıklıklara ve karaciğer lekelerine yol açarak en nihayetinde dış görünümünüzü mahvetmeye kararlı yavaş bir zehir serumu gibi etki edecek olan oldukça zehirli trans yağ asitleri yaratır. Acılaşmış yağların birikimi devam ederse kalp ve karaciğer gibi önemli organlarınızda hasara neden olur ve bu da besinleri emme ve toksinleri filtreleme becerinizi azaltarak dış görünümünüzü daha da olumsuz bir şekilde etkiler.
Hindistan cevizi yağı tipik olarak yaraları iyileştirmekten kuru dirsekleri nemlendirmeye kadar her şey üzerinde hayret verici bir etkiye sahiptir.
4. Goji berry
Bu bitki çölün sert ikliminde tüm kış boyunca kar yağan ılımlı iklimlerde ve nemli tropikal iklimlerde bereketli bir şekilde büyüme becerisine sahiptir. Bu adapte olma becerisi goji berryi adaptogen yapan en güçlü özelliktir. Bir yandan vücudun sistemlerini güçlendirip desteklerken bir yandan da strese karşı çıkmaya yardımcı olur. Tipik olarak yaban mersinlerinden iki ile dört kata kadar daha yüksek miktarda antioksidan içerir. Antioksidanlar serbest radikallerin zararlı etkilerinin sisteminizden uzaklaştırır, karaciğerinizin temiz ve işlevsel kalmasını sağlar. Böylece temiz, parıldayan bir cilde ve pürüzsüz parlak saçlara sahip olabilirsiniz.
Eksiksiz bir protein kaynağıdır; on dokuz amino asit ve temel amino asitlerin dokuzunu birden içerir; yirmi bir iz minerale sahiptir (çinko, demir, bakır, kalsiyum, germanyum, selenyum ve fosfor dahil olmak üzere). Ayrıca B1, B2, B6 ve E vitaminlerinin yanı sıra yüksek seviyede hidrojen de içerir. Tetraterpenoid, karotenoid ve zeaksantin gibi aktioksidanlar bakımından inanılmaz zengindir. Buna ek olarak cildi dolgun ve sağlıklı tutmak için hücrelere ihtiyaç duydukları besinleri tam olarak sağlayan seskiterpenoid, beta sitosterol, linoleik asit, betain ve polisakkaritleri de içerir. En önemli etkilerinden biri de bedeni daha fazla insan büyüme hormonu (HGH) üretmesi için harekete geçirmeye yardımcı olmasıdır. Beden yaşlandıkça daha az HGH üretir. Daha az HGH daha az enerjik hissetmemize, kas kaybı yaşamamıza ve daha fazla vücut yağı depolamaya başlamamıza yol açar. Goji berry doğal yollardan HGH üretiminin teşvik edilmesine yardımcı olduğu bilinen tek gıdadır.