CHP'nin 'Uludere Tüm Boyutlarıyla Araştırılsın' Önerisi AKP Oylarıyla Reddedildi
CHP tarafından 34 kişinin hayatını kaybettiği Uludere olayının tüm boyutlarıyla araştırılması amacıyla verilen önergesi AK Partili vekillerin oylarıyla reddedildi.
TBMM Genel Kurulunun 19. birleşimi saat 14.00'te yoklama ile açıldı. Birleşimi TBMM Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı yönetiyor. CHP Grubunun Uludere olayının tüm boyutlarıyla araştırılması amacıyla verilen önergenin bugün gündeme alınması önerisi görüşüldü.
Meclis Uludere Komisyonu Üyesi de olan CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, PKK'nın silahlı eylemlerinden sorumlu olan Fehman Hüseyin'in, 'Bahoz Erdal' isimli PKK'lının 28 Aralık 2011 tarihinde sınırdan geçerek eylemlerde bulunacağı bilgisi üzerine bir hava operasyonu düzenlendiğini hatırlattı. Bu operasyonda 13-14 yaşlarında olmak kaydıyla, çoğu 18 yaşının altında olan tam 34 vatandaşın katledildiğini dile getiren Gök, 'Bu olay üzerine Türkiye'de, ondan sonra inanılmaz derecede bir karartma, soğutma ve olayı unutturma çabaları bizzat iktidar tarafından sürdürülmüş ama bugün gelinen noktada artık mızrağın çuvala sığmadığı bir tabloyla karşı karşıya gelmiş bulunuyoruz. Meclis İnsan Hakları Komisyonunun AKP'li üyelerinin çoğunluk oylarıyla, olayda herhangi bir hata olmadığını belirten raporuyla olay Meclis bünyesinde kapatılmış, İçişleri Bakanlığı sadece bir ön inceleme izni vererek soruşturma iznine dönüştürmediği bir olayla dosyayı kapatmış ve yargı boyutuyla yürütülen soruşturmada ise sonuçta, Genelkurmay Askerî Savcılığı verdiği takipsizlik kararıyla dosyayı kapatmıştır.' diye konuştu.
'DEVLETİN BÜTÜN ÜST YÖNETİMİ OLAYIN SORUMLUSU'
Bu olayın üzerine gittiklerinde MİT, İçişleri Bakanlığı ve zamanın Başbakanı birbirinden farklı açıklamalarda bulunduğunu hatırlatan Gök, 28 Aralık 2011 tarihinde bir Millî Güvenlik Kurulu'nda bulunan herkesin bu olayı bilerek operasyon kararı aldığını ama olayın sorumlularının üzerine kimsenin gidemediğini, çünkü devletin bütün üst yönetiminin olayın sorumlusu olduğunu savundu.
Gök, İnsan Hakları Komisyonunda MİT tarafından kendilerine gönderilen yazıyı okudu: 'Müsteşarlığımızın taşra ünitelerinden (bağlı bakanlık ve müdürlüklerden) söz konusu olaya ilişkin olarak 28/12/2011 tarihinde intikal etmiş bir bilgi bulunmamaktadır. Bahse konu olaya ilişkin ilk resmî bilgi Müsteşarlığımıza 29/12/2011 günü saat 09.35 itibarıyla genel mahiyette bir içerikle ulaşmıştır.' Yani, MİT ne diyor? 28 Aralık 2011 tarihi, gece 21.39 ilk bombanın atıldığı saattir, MİT 'Tam on iki saat sonra ben bu olaydan haberdar oldum.' diyor bize, İnsan Hakları Komisyonuna gönderdiği raporda değerli arkadaşlarım. 34 kişi acil olarak hastanelere sevk edilmiş, yaralılar katır sırtlarında taşınmış, ajanslar bunu haber olarak bildiriyor ama bizim koskoca MİT'imiz diyor ki: 'Ben on iki saat sonra öğrendim.' Başbakan 30/12/2011 tarihinde -zamanın Başbakanı, şimdiki Cumhurbaşkanı- basına verdiği demeçte diyor ki: 'Güya Millî İstihbarat Teşkilatımız yanlış bilgi vermiş. Bu yanlış bilgiler nedeniyle bu tür hareketler yapılmıştır.' deniliyor. Oysa Millî İstihbarat Teşkilatımızın son anda vermiş olduğu herhangi bir istihbarat bilgisi yoktur. Kim söylüyor bunu? Şimdiki Cumhurbaşkanı, zamanın Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan söylüyor. MİT ne diyor? Ben on iki saat sonra öğrendim. Zamanın Başbakanı diyor ki MİT'in son anda vermiş olduğu herhangi bir bilgi yoktur. MİT, güya sağır sultan, Başbakan MİT'i koruma, kollama görevini üstlenmiş. Peki, istihbaratı kim verdi?'
'ORTADA CİDDİ, VAHİM BİR TABLO VAR'
Ne dedilerse aynısının çıktığını belirten Gök, eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in Mecliste düzenlediği basın toplantısından notlar aktardı. Şahin'in 'MİT'ten gelen birden fazla resmî istihbarat raporları ve telefon bilgileri üzerine, maalesef, Uludere olayı yaşanmıştır.' dediğini aktaran Gök, 'Ortada ciddi, vahim bir tablo var. İdris Naim Şahin mi yalan söylüyor, MİT mi yalan söylüyor, zamanın Başbakanı mı yalan söylüyor? Kim yalan söylüyor? İnsanları niçin kandırıyorsunuz? Niçin karartıyorsunuz? Ölen o 34 yurttaşın ailelerinin adalet arayışlarına niçin set çekiyorsunuz? Bu olay, şu andan itibaren artık başka bir boyut kazanmıştır. Bu konudaki bu soruşturma derhâl tekrar açılmalıdır. Anayasa Mahkemesi derhâl bu konuda hak tespiti ihlali kararı vererek ailelere yargı yolunu açmalıdır. Kimdir bu MİT görevlisi? Bilindiği hâlde niçin korunmuştur? Niçin hakkında soruşturma açılmamıştır? Hakkında niçin soruşturma açılmadığını da önceki gün şimdiki Başbakan Ahmet Davutoğlu söylüyor, diyor ki: MİT'i kurban etmeyiz. Öyle mi Sayın Başbakan, öyle mi? O kadar ucuz mu hayatlar? Yani siz 14 yaşında ölen Özcan Uysal'ı feda edeceksiniz, Seyithan Enç'i feda edeceksiniz, Cemal Encü'yü, Vedat Encü'yü, Selim Encü'yü, Nadir Alma'yı, Selahattin Öncü'yü ve Roboski'deki diğer gençleri kurban edeceksiniz, kendi yetkililerinizi feda etmeyeceksiniz; yok öyle yağma! Bu soruşturma artık, Türkiye'nin önündeki birinci gündem maddesidir. Bundan kimse kaçamaz. Biliniz ki, Uludere'de kaçakçıların hangi kimlikte olduğu bilinerek ama içinde Fehman Hüseyin'in olduğu farz edilerek bu operasyon yapılmıştır. Olayın örtülmek istenmesinin nedeni devletin bütün üst düzeyinin olayın içinde olmasıdır. Emir, Millî Güvenlik Kurulunda Başbakanın bilgisi dâhilinde Genelkurmay Başkanı tarafından bizzat verilmiştir. Bu gerçekleri niçin saklıyorsunuz? Gerçekler gün yüzüne çıkmak üzeredir. Adalet diyoruz.' şeklinde konuştu.
KAPLAN: ULUDERE CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞININ HEMEN SORUŞTURMA AÇSIN
HDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan ise eski Bakan Şahin bazı itiraflarda bulunmuşsa bu itiraflarının gereğini hukukun yapması gerektiğini ifade etti. Uludere Cumhuriyet Başsavcılığının hemen soruşturma açmasını isteyen Kaplan, bakanın gidip gönüllü olarak ifade vermesi gerektiğini, çünkü söylediği sözlerin öyle yenilir yutulur sözler olmadığına dikkat çekti.
Hükûmetin eski bir İçişleri Bakanının direkt hükûmetin emri altında bir kurumu suçlayan bir beyanda bulunduğunu ve bu beyanının da son derece vahim olduğunu anlatan Kaplan, 'Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu 34 can karşısında hakikaten vicdani bir sorumluluk duyuyorsa, bu eski İçişleri Bakanlarının itirafları sonucu bu alt komisyonu tekrar işletmesi bir yöntem olabilir ama doğrusu, bunun bir fayda sağlamadığıdır. Meclis bunu aydınlatmak zorundadır, yasamanın görevi budur. Bir araştırma komisyonu kuralım, vaktimiz de var.' dedi.
Başbakan Davutoğlu'nun 'Devlet diz çöker, özür diler Dersim'de.' sözlerini hatırlatan Kaplan, 'Peki, bu devlet Roboski'de özür dilemeyecek mi halktan, milletten özür dilemeyecek mi? Yalnız Dersim'de mi, kendi dönemindeki katliamlardan özür dilemeyecek mi, gereğini yapmayacak mı? Yani, burada çok tarihî bir sorumluluk var.' ifadelerini kullandı.
İçişleri Bakanının açıklamasının direkt istihbaratı işaret ettiğini dile getiren Kaplan, 'Sizler eğer bu araştırma önergesine evet derseniz biz bu durumu Türkiye'de çözeriz, ulusal yargı içinde. Eğer hayır derseniz, inanın, bu ulusal üstü yargıya gidecek ve orada yargılama daha şeffaf, daha açık ve daha acımasız olacak. Sizleri şimdi vicdanlarınızla baş başa bırakıyoruz.' diye konuştu.
HALAÇOĞLU: İSTİHBARATI KİM VERDİ
MHP Grup Başkanvekili Yusuf Halaçoğlu da Uludere Komisyonu içerisinde de yer aldığını ve kafalarına hep 'İstihbaratı kim verdi?' sorusunun takıldığını kaydetti. 'Eğer bu istihbaratı MİT verdiyse MİT'in kaynaklı mıdır bu istihbarat, Amerika Birleşik Devletleri kaynaklı mıdır?' diye soran Halaçoğlu, şunları söyledi: 'Uludere'de öldürülen vatandaşlarımızın birçoğu aslında korucuydu, bu işi yapıyorlardı. Ama daha sonra bu insanların öldürülmesiyle birlikte işin rengi çok farklı bir boyuta gitti ve Türkiye bu konuda insan haklarını da ihlal eden bir konuma düşürüldü. Bu konunun temelinde aslında şunun çözülmesi lazım: Bu istihbaratı kim verdi? Bu istihbarata Türkiye nasıl kandı veya neden böyle bir istihbarat içerisinde hareket etti? Çünkü, arkadaşlar, bombalama tek safhada olmadı, tam 4 kere bombalama yapıldı.'
'İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin bunun MİT tarafından verildiğini söylüyorsa o zaman MİT'in bu bilgiyi neden geçmişte sakladığını veya kimden aldığını da açıklaması gerekir.' diyen Halaçoğlu, 'Ama, şu an için bu konuda MİT'in soruşturulması ve MİT'in bir şekilde araştırılması mümkün değil. Neden? Çünkü Başbakanın talimatına ancak bağlıdır. Şimdi, bir İçişleri Bakanı eğer 'Böyle bir talimatı, böyle bir istihbaratı MİT verdi.' diyorsa herhâlde bunu bilmemesi mümkün değil.' şeklinde konuştu.
HAMZA DAĞ: CUMHURİYET HALK PARTİSİ BUNU NİYE GÜNDEME GETİRDİ?
AK Parti İzmir Milletvekili Hamza Dağ ise 34 vatandaşın vefat ettiği 28 Aralık 2011 günü gerçekleşen bu olayın, bu dönemin en acı olaylarının başında geldiğini söyledi. Bütün bu incelemelerden sonra önümüze, İHA görüntüleri ve istihbarat konusunun geldiğini belirten Dağ, 'Komisyona gelen bilgi ve belgelerden çıkardığımız nokta olarak, kasım ve aralık ayına ilişkin olarak, yoğun bir istihbarat paylaşımı söz konusudur. Bu istihbaratlar hem jandarmadan hem MİT'ten hem de diğer kurumlardan değişik defalarda gelmiş ama 28 Aralık gününe has bir istihbarat Komisyona gelen bilgilerde görülememiştir. Bu olayın olması üzerinden yaklaşık üç yıla yakın bir süre geçti. Şimdi, bugün, Cumhuriyet Halk Partisi acaba bu grup önerisiyle, bu Meclis araştırma konusuyla bunu niye gündeme getirdi diye ben de açıkçası bu konuşmadan önce düşünmüştüm. Levent Bey, burada bu konuyu açıklığa kavuşturmuş oldu. Ben acaba tarihleri mi karıştırdılar dedim. 28 Aralıkla 27 Aralık, 27 Kasım; bunları karıştırmışlardır diye düşünmüştüm. Söylemiş olduğu şeyden bugün haberdar oldum. Açıkçası, siyaseten mevta olanların gündeme gelme derdi üzerinden memleket yönetilmez. Böyle bir konu üzerinden, bunların söylemiş olduğu sözler üzerinden ülke yönetilmez. Şimdi, Cumhuriyet Halk Partisi bunu niye gündeme getirdi? Cumhuriyet Halk Partisi son günlerde bir konu üzerinde iyice sıkıştı. Nedir bu konu? Dersim konusu.'
Dağ'ın bu konuşması muhalefet partilerinden tepki aldı. Konunun Dersim değil Uludere olduğuna dikkat çekildi.
Yapılan oylama sonucu AK Parti'nin oylarıyla CHP tarafından 34 kişinin hayatını kaybettiği Uludere olayının tüm boyutlarıyla araştırılması amacıyla verilen önerge reddedildi.
CHA