CHP'li Eren Erdem Anlattı: 'Ben de Çıplak Aramaya Maruz Kaldım'
CHP eski milletvekili Eren Erdem, iktidar mensuplarının yalanladığı cezaevinde çıplak aramaya kendisinin de maruz kaldığını anlattı.
HDP Kocaeli Milletvekili ve TBMM İnsan Hakları Komisyonu Üyesi Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun gündeme getirdiği “Çıplak arama” vakalarının ardından eski CHP Milletvekili Eren Erdem cezaevinde yaşadıklarını anlattı.
Silivri Cezaevi’nde 2018 yılında çıplak aramaya maruz kaldığını açıklayan Eren Erdem, bunun cezaevinde bir “Hoş geldin partisi” olduğunu belirtti. Kısa Dalga’dan Pervin Metin’e konuşan Eren Erdem, kişisel tercihi olarak söz konusu muameleyi paylaşmamayı tercih ettiğini ancak AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin'in 'Türkiye'de çıplak arama olduğuna asla inanmıyorum, yok böyle bir şey” sözleri üzerine açıklama yapma ihtiyacı duyduğunu dile getirdi:
“Onur kırıcı bu tür hadiseleri kamuoyuyla paylaşmanın elbette bir meseleyle mücadele açısından anlamı var. Ancak ben kişisel tercihim olarak bu onur kırıcı uygulamayı paylaşmadım. Ama çok ısrarlı bir şekilde, bunun olmadığı yönündeki söylemler beni rahatsız etti. Bende açıkçası öfke patlaması boyutunda oldu. ‘Bırakın kardeşim! Biz de yaşadık’ diyerek durumu açıklamak ihtiyacı hissettim. Bu hassas, hepimizin bilinçaltında travmatik duygulara yol açmış bir konu.”
"Direndim, iç çamaşırım indirilmedi"
Erdem, çıplak aramaya maruz kaldığı o anları şöyle anlattı:
“Kör, tek kişilik bir odaya alınıyorsunuz. Kamera yok, tepeden aydınlatması olan bir oda. Bir gardiyan nezaretinde çıplak arama yapılıyor. Benim bedenime dokunulmadı ve iç çamaşırım indirtilmedi. Pantolonum ve gömleğim çıkartılarak yapıldı. Ancak normal şartlarda tüm tutuklulara iç çamaşırlarının indirtildiğini bana tebliğ ettiler. Hatta ayrıcalık yapılmış gibi ifade ettiler. ‘Bakın sizin çamaşırınızı indirmiyoruz’ şeklinde. Ben de ‘Böyle bir şey yapmaya çalışırsanız buna direnirim, beni kelepçelemek zorunda kalırsınız. Kelepçelemeyi bile başaramayabilirsiniz, bedensel olarak buna tepkimi ifade ederim, kavga ederim’ dedim. ‘Bu olmaz!’ dedim ama maalesef orada gömlek pantolon çıkarmak kaydıyla bu arama yapıldı.”
'Bizzat görevliler söyledi'
Altını çizmek istiyorum. Bütün tutukluların ve hükümlülerin girişte çamaşırlarını da çıkarmak kaydıyla bu aramanın yapıldığı bizzat orada görev yapanlar tarafından söylendi, baş memurluk tarafından söylendi. Böyle bir prosedürün olmadığını, bu konuda AHİM kararları olduğu, bunun bir işkence yöntemi, insan hakkı ihlali olduğunu ifade ettim. Direneceğimi söylediğimde zaten çok sayıda gardiyan o kabinin önüne gelmeye başladı. Muhtemelen orada arbede olacaktı. Bana öyle bir taleple gelseler belki de darp edilecektim, şiddete uğrayacaktım. Şiddet uygulamak pahasına bunu yapabileceklerini ifade ettiler. Sözlü olarak değil ama oraya ellerinde coplarla bir anda gardiyanlar geldi. Hazır hale geçtiler. Kapı açıktı ve kapının önüne yığıldılar.”
"Tuncay Özkan da Can Dündar da yaşadı"
'Onurum kırıldı, kendimi çok kötü hissetmeme yol açtı aşağılanmışlık duygusu. Haklarımın ihlal edilmesi fikri bende çok büyük bir rahatsızlık ve mutsuzluk hali yarattı' diyen Erdem, şöyle devam etti:
'Yapılan açıklamalar yüreğimi yaraladığı için konuştum. ‘Yeter artık!’ demek, ben de yaşadım demek adına açıklama yaptım. Tuncay Özkan da Can Dündar da yaşadı. Cezaevine giren herkes yaşıyor. Bunu utanmazca FETÖ propagandası olarak tarif ediyorlar. Ben bu gerçeği söyledim diye FETÖ’cü mü oluyorum? Bizim ceza infaz kurumlarımızın yüzünü kızartacak, alnına kara leke olacak bir uygulamadır bu. Her türlü dedektör taramasından geçmiş, gözaltı yaşamış, aranmış, A'dan Z'ye değerlendirilmiş kişilerin bu aramaya tabi tutulması gerçekçi değil. Bir işkence, maksadını aşmış fiziksel bir saldırıdır bu. Aslında sadece cezaevine bir ‘hoş geldin’ partisi olarak tariflenir. ‘Bak işte biz adamı, kadını böyle yaparız!’
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın