Çalışmalar, Kadınların İklim Değişikliği ve Doğal Afetlerden Etkilenme Olasılıklarının Erkeklerden Daha Fazla Olduğunu Gösteriyor!
BM rakamları, iklim değişikliğiyle yerlerinden edilen insanların %80'inin kadın olduğunu gösteriyor.
Birincil bakım verenleri ve yiyecek/yakıt sağlayıcısı rolünde olanları, sel ve kuraklık daha savunmasız hale getirir.
2015 Paris Anlaşması, kadınların orantısız bir şekilde etkilendiğini kabul ederek, kadınların güçlendirilmesi için özel hükümler getirdi.
Çad Gölü'nün % 90'ının kaybolduğu Orta Afrika'da, yerli göçebe gruplar özellikle risk altında.
Gölün kıyı şeridi kururken kadınlar su toplamak için daha fazla yürümek zorundalar.
Yerli Kadınlar ve Çad Halkı Derneği (AFPAT) Koordinatörü Hindou Oumarou Ibrahim şöyle diyor: "Kuru mevsimde erkekler kasabalara gidiyorlar ve kadınları toplumun bakımı için bırakıyorlar."
Kuru mevsimler uzadıkça, kadınlar destek almadan ailelerini beslemek ve bakımını yapmak için daha çok çalışıyorlar.
Etkilenen sadece kırsal kesimdeki kadınlar değil.
Küresel olarak, kadınların yoksul olma ve erkeklerden daha az sosyoekonomik güce sahip olma olasılığı daha yüksek.
2005'te Katrina Kasırgası'ndan sonra, Afro-Amerikan kadınlar Louisiana'daki selden en kötü etkilenenler arasındaydı.
Deniz seviyesi yükseldikçe, New Orleans gibi alçakta kalan şehirler giderek daha fazla risk altında olacak .
"Kadınlar hayatta kalmak için birbirine bağlı topluluk ağlarına güveniyorlar. "
Katrina'dan sonra meydana gelen yer değiştirme, bu bağları aşındırdı. Kadınları ve çocuklarını çok daha büyük bir riske sokuyor.
Ekstrem olayların hemen ardından kurulan acil barınaklar kadınları desteklemek için yeterli donanıma sahip değiller.
Katrina Kasırgası'ndan sonra tahliye edilenlerin geçici olarak yerleştirildiği Superdome'da barındırılan kadınlar için yeterli sıhhi ürün yoktu.
Afetler sonrasında artan kadına yönelik şiddet olayları da (cinsel saldırı ve tecavüz de dahil olmak üzere) belgelenmiş durumda.
İklim değişikliği insan davranışları ile hızlandığı sürece, hava ve iklim olaylarının etkisi toplumsal yapılarda hissedilir.
Ancak afetler tüm insanları eşit şekilde etkilemiyor.
2004 yılındaki tsunami sonrasında Sri Lanka, Endonezya ve Hindistan'da hayatta kalan erkeklerin sayısı 1/3 oranında kadınlardan fazla olduğu ortaya koyuldu.
Erkeklerin yüzebilme olasılığı daha yüksekti. Kadınlar çocuklara ve diğer akrabalarına bakmaya çalışırken değerli tahliye süresini kaybetti.
Türkiye ise deprem sırasında "doğru" kıyafeti bulmak için binayı geç terk eden (belki bu sebeple hayatını kaybeden) kadın örnekleriyle dolu.
Konuya bu içerikte yer verilmişti.
BM, iklim değişikliğinin etkilerine yönelik "cinsiyete duyarlı tepkilere" duyulan ihtiyacı vurguladı.
Maalesef kadınların ulusal ve küresel iklim müzakere organlarındaki ortalama temsil oranı % 30'un altında. Kadınlar genellikle iklim değişikliğiyle ilgili olarak alınan kararlarda yer almıyor, bu yüzden yardım parası kadınlardan ziyade erkeklere gidiyor.
Bu büyük eşitsizliğin farkına vararak, iklim değişikliği üzerinde çalışan hükümetler ve kuruluşlar kademeli olarak kadınların seslerini politika ve planlamaya dahil etmek için harekete geçiyor.
Hindou Oumarou Ibrahim, "İklim değişikliği iktidar için bir mücadele değil, hayatta kalmak için bir mücadele." diyor.
Çözüm önerileri neler olabilir?
Yorumlara yazın!
Yorum Yazın
Ya yeter be her şeyde bir kadın duyarı. İnsan ölüyor, göç ediyor diyemiyorsunuz illa ayrıştıracaksınız. Kadınlar göçebiliyor çünkü erkeklere göre şanslılar. ... Devamını Gör