Bu Hayatta Farkında Olmadan Kendisini Çok Fazla Yıpratan İnsanların Anlayacağı 18 Durum
Her ne kadar hayatın çok fazla kafaya takacak bir şey olmadığını bilsek de onu ciddiye almadan yapamıyoruz. Ve yıpratıyoruz kendimizi. Belki de gereksizce. Ama her insan aynı olmuyor işte. Şansları, olanakları ve zorunlulukları farklı olabiliyor...
İşte; 'Bu Hayatta Farkında Olmadan Kendisini Çok Fazla Yıpratan İnsanların Anlayacağı 18 Durum'.
1. Kolaya kaçan insanların aksine onlar her zaman ellerinden gelenin daha fazlasını yapmak için çabalıyorlardır.
2. İş hayatı, okudukları okul, hayat koşuşturması onları genç yaşta yaşlandırmaya yetmiştir.
Kendilerini göründüklerinden çok daha yaşlı hissederler.
3. Yorulurlar. Ama ne kadar yorulsalar da durup dinlenmeye vakitleri yoktur.
Bazen hiçbir şey yapmadan sadece gökyüzünü izlemeye bile ihtiyaç duyarlar.
4. Sıkıntıları içinde dolup taşsa da, evrene sığmayacak kadar çoğalsa da bunları kimseye anlatamazlar.
Kendi kendilerinin sırdaşı olurlar.
5. Aslında baharın gelişi bile onları heyecanlandırmaya yeter. Küçük şeylerden mutlu olabilecek insanlardır ama yolunda gitmeyen bir şeyler vardır.
Kendilerini rahat hissedemezler.
6. Kaybolup gitmek isterler bazen. Evrenin uçsuz bucaksız sonsuzluğunda süzülmek isterler.
Sonuçta evrende bir toz zerreciği kadar yer kapladıklarını bilirler.
7. Ama yapamazlar, çünkü bu hayatı sadece kendileri için yaşamadıklarının bilincindedirler.
8. Hayatlarının hiçbir döneminde isteseler de umursamaz olamamışlardır.
Çünkü umursamaz olmak, yarını düşünmeyen insanların işidir. Onlar bugünü de yarını da düşünmek zorundadırlar.
9. Ortada bir sorun varsa bu onların değil de başkalarının sorunu bile olsa mücadele etmeye çalışırlar. O sorunu benimserler.
'Bana ne?!' deyip işin içerisinden sıyrılmazlar.
10. Her ne kadar insanların söylediklerini takmamaları gerektiğini bilseler de bunu başaramazlar. Onun hakkında kimse kötü düşünmesin isterler.
Menfaat bekledikleri için değil; o gittiğinde arkasından söylenen 'İyi insandı' cümlesinin hakkının vermek için çabalarlar aslında.
11. Bazı zamanlarda daha fazla yıpranmamak için insanlardan uzaklaşmayı seçmiş olabilirler.
İnsanlar değişmez çünkü, onlar da ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar değişemediklerinden; çözümü kendi kabuğuna çekilmekte bulabilirler.
12. Gece yatağa yattıklarında 3 gün önceki söyledikleri bir sözü hatırlayıp onun için bile pişman olabilirler.
İstemeden de olsa kimseyi kırmak istemezler çünkü. Her ne kadar arkasından 'kaybeden' deseler de, o asıl kaybedenin; kendisinden başka kimsenin düşüncelerine önem vermeyen insanların olduklarını bilir.
13. Aslında çok şey de beklemezler bu hayattan. Yanındayken hayatın tüm zorunluluklarını unutabileceği birinin yanında olmak beş kuruş paraları da olmasa mutlu olmaları için yeterlidir.
Yaşam belki de o zaman anlam bulur.
14. Birlikte yola çıkıp her şeyi ardında bırakabileceği,
15. Onunlayken tüm dünyanın yeniden renklenebileceği birinin varlığına ihtiyaç duyabilirler.
Ama böyle bir insanı da kendi hayatlarının içerisine çekmekten korkarlar.
16. Kimseye borçlu kalmayı sevmezler. Bu yüzden ona iyilik yapana misliyle iyilikle karşılık verirler.
17. Her ne kadar oldukları kişi gibi görünseler de rol yapmayı çok güzel becerirler. İçlerinde tüm dünya nüfusuna yetecek kadar sıkıntı barındırırken hiçbir şey yokmuş gibi davranabilirler.
'İyiyim ben, bir şeyim yok.' derken karşılarındaki kişiyi buna çok güzel inandırabilirler.
18. Yine de ne olursa olsun hayata karşı umutlarını kaybetmezler. Her şeyin bittiğini düşünmezler.
Yaşam oldukça şans da vardır çünkü...
Yorum Yazın
Tecrübe eden biri olarak söylüyorum bu konuda insanı tatmin eden tek şey islamdır. Çünkü Kur'an insanın ruhunu besler ve islamda tevekkül olduğu için herhang... Devamını Gör
iyiyim ben bir şeyim yok :) evet bu role sık bürünüyorum
Bazen de herkesten uzaklaşıp doğaya karışıp onlarla iç içe yaşamak isterler.