Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Bu 10 Soruluk Psikolojik Test, Senin En Büyük Hatanı Ortaya Çıkaracak!
Hepimizin geçmişe gömülü kalmış hataları vardır. Bunları gün yüzüne çıkarmak istemeyiz. Aslında en önemli olan kısım da burasıdır. Herkes hata yapar, önemli olan bu hatalardan ders çıkarabilmektir. Bu konuda kimimiz başarılı olurken kimimiz olamıyor. Biz bu psikolojik testte senin geçmişte yaptığın hatanı deşifre edeceğiz. Kim bilir belki de hatanı tekrar etmemek için işine yarar. Eğer hazırsan;
Testimize başlayalım!
1. İlk olarak, cinsiyetini söyler misin?
2. Şimdi de yaşını söylersen süper olur!
3. Öncelikle, uzun yolda giderken arabanın cam kenarına oturmuş, uzaklara dalmışsın. O anda ne düşünüyorsun?
4. Peki senin bu dünyada yaşadığını hissettiren mevsim bunlardan hangisi?
5. Bir sorunla karşı karşıya kaldığında hemen vazgeçer misin?
6. Diyelim ki, erkek/kız arkadaşın artık eskisi gibi ilgi göstermiyor. Bunun için ara vermek ister misin?
7. Peki arkadaşlarının, ailenin veya herhangi birinin düşüncesi senin kararlarını çok etkiler mi?
8. Peki hayatındaki insanların sana iyi gelmediğini düşünüyor musun? Düşünüyorsan ne sıklıkla?
9. Geceleri gördüğün rüyalar günlük hayatındaki modunu etkiliyor mu?
10. Ve son olarak, psikolojini bir renkle anlatacak olsaydın bu hangi renk olurdu?
Karşındaki insana gereğinden fazla değer vermek!
İşte bu konu biraz tartışılması gereken derin bir mesele. İnsan sevdiği, güvendiği bir insana kendinden bir şeyler vermek ister. Onu mutlu etmek, onun yanında olmak veya yanlışlarında yol göstermek gibi. Sen karşındaki insanın duygu ve düşüncelerine önem veren, her kötü gününde yanında olmaya çalışan bir insansın. Yani fazlasıyla fedakarsın! Hayatındaki bir dostun ya da sevgilin için yapamayacağın şey yoktur mesela. Evet, bu çok güzel bir davranış. Fakat bunun doğurduğu olumsuz sonuçlarla karşılaşabilirsin. Hatta çoktan karşılaşmışsındır. Bir insana gerektiğinden fazla değer vermek, onun vazgeçilmez olduğunu hissettirdiğinde veya her kötü gününde yanında olmak karşındaki insanın seni değersiz kılmasını sağlar. Çünkü artık kendisinin vazgeçilmez olduğunu hissettmiştir, biliyordur. O yüzden ne yaparsa yapsın onun yanında olacağını çok iyi bilir. İşte bu noktada senin kalbin kırılır. Çünkü karşındaki insana verdiğin değerin kendine de verilmesini istersin. Ama karşındaki insan bunu vermediğinden hayal kırıklığına uğrarsın ve oldukça üzülürsün. Şimdi insanlara değer verme biçimin geçmişe nazaran daha farklı olabilir. Ee sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yermiş. Gerek hayatına aldığın sevgilin olsun gerek bir arkadaşın onlara her zaman hak ettiği değeri veriyorsun. Ne eksik ne de fazla. Çünkü olması gereken de bu aslında. Sen hatalarından ders çıkaran bir insan olduğun için şimdi insanlara olan yaklaşımın daha farklı. Tabii bazen hatalarımızdan ders çıkarsak bile tekrara düşebiliriz. Ee hatasız kul olmaz. Bazen hata yaptığımız için kendimize kızarız mesela. Düşünsene uzun bir yaşam ve hata yapmadan geçmesi imkansız. Hata yapmak normaldir. Kendini suçlamak yerine tekrarlamamak için neler yapmalıyımı düşünmek gerekir. Bi düşünelim bakalım...
Herkese fazla güvenmek!
İnsan içinde hem iyiliği hem de kötülüğü barındıran varlıklardır. Önemli olan hangi tarafa yöneldiğimizdir. İşte sen içindeki iyiliğe yönelen, kalbi güzel bir insansın. İnsanlara karşı her zaman saf ve temiz duygularınla gidersin. Kötü niyetli bir insan değilsin. Ama kötülüğün nasıl bir şey olduğunu da çok iyi bilirsin. Hani 'Ben kötülük nedir bilmem.' diyenler var ya heh işte onlar yalan söylüyor. Her zaman aydınlık ve karanlık taraf vardır. Birinin beyaz birinin de siyah olduğunu çok iyi biliriz. Değil mi? Sen ikisini de bilen ama hep aydınlık saçmayı isteyen bir kişiliğe sahipsin. Tabii ki zaman zaman hırslarına yenik düşüp karanlığa düştüğün oldu. Ama önemli olan bir daha tekrarlamamak ve kötü niyetle yapmamaktır. İşte sen içindeki bu duyguların aslında tüm insanlarda aynı şekilde olduğunu düşünüyorsun. Hayatına giren insanların seni hiçbir zaman üzmeyeceğini, hep güzel şeylerle geleceğini düşünenlerdensin. Zamanında bu duygularından dolayı ağzın çok yanmış. İnsanlara hep içten güvenmişsin. Onlara duygularını açmışsın belki de en büyük sırlarını anlatmışsın. Fakat gün gelmiş o güvendiğin insan veya insanlar seni sırtından vurmuş. İşte o günden sonra bir daha kimseye tam anlamıyla güvenememişsin. Elbette bir iki kişi vardır. Ama o güven sınırını kendi içinde çok iyi çizmişsin. Bir daha hayal kırıklığına uğramamak için kendine koruyucu bir kalkan kurmuşsun. Hayat işte düşe kalka kime nasıl güveneceğimizi gösteriyor. Anlayacağın senin en büyük hatan insanlara fazla güvenmek...
İnsanların senin hakkında ne düşündüğünü önemsemek!
Sen kendi isteklerinden çok insanların ne düşündüğüne o kadar odaklanmışsın ki zamanla mutsuz bir insana dönüşmüşsün. Sadece sen değil, etrafımızdaki herkes aslında buna odaklanarak hayatını şekllendiriyor. Mesela duygusallığını göstermekten çekinen bir insan dışarıya çok güçlü görünür. Neden? Çünkü insanların onun hakkında 'zayıf insan' diye düşünmelerinden korktuğu için. Bunun düşüncesi bile çok kötü aslında. O zaman ne hissettiğimiz gibi yaşayabiliriz ne de isteklerimizi, arzularımızı doğru bir şekilde hayata geçirebiliriz. İşte bu da bizi mutsuz eder. Belki şu ana kadar farkında bile değildin. Ya da farkındasın ama ister istemez bu şekilde yaşamaya devam ediyorsun. İnsanların düşüncesini kendi mutluluğundan daha çok önemsiyorsun. Bunu yaparak kendine haksızlık etmiş oluyorsun. Sen bu'sun. Nasıl hissediyorsan, ne giymek istiyorsan, nereye gitmek istiyorsan yapmalısın. İnsanlar 'ne der?' diye düşünmemelisin. Zaten hayatında seni sen olduğun için seven insanlar nasıl bir insan olursan ol yanında olacaklardır. Hiçbir şeyden korkmadan, çekinmeden yoluna devam etmelisin. Emin ol, böyle çok daha güzel olacaksın. Kendini daha iyi hissedeceksin. Anlayacağın senin en büyük hatan insanları kendinden daha fazla önemsemek. Şimdi boş ver insanları!
Önüne çıkan bir engelde hemen karamsarlığa düşmek!
Senin en büyük hatan önüne çıkan en ufak bir engelde vazgeçmek, karamsarlığa düşmek... Belki de çabaladığın şeylerin bir an önce olmasını istediğin için en ufak bir engelde kitleniyorsun. Ama bir şeyi gerçekten istiyorsan zaten ona ulaşmak adına birçok savaş vermen gerekiyor. Bu gerek eğitimle ilgili olsun, gerek iş hayatında olsun, gerek insan ilişkilerinde olsun bu böyledir. İstediğin, hayal ettiğin bir şeyin peşinden gitmelisin. Vazgeçmek bir tercih olmamalıdır. Çünkü bu engellere rağmen ona ulaşmak insanı her anlamda tatmin eden bir şey. Kendine olan özgüvenini yerine getiren, 'artık her şeyin üstesinden gelebilirim' dedirten bir olay. Bu hayatta bizi ayakta tutan en büyük şeylerden biri de hayallerimiz, tutkularımız. Eğer vazgeçersen bu oyunu kazanmamış olursun. Oldukça güçlü birisin, sakın ama sakın vazgeçme! Çünkü senin üstesinden gelemeyeceğin hiçbir şey yok. Sen nelerin üstesinden geldin de önüne çıkan bir engelin üstesinden gelemeyesin. Geçmişte belki de uğruna çabaladığın bir şeyden sırf engel çıktı diye vazgeçtin. Belki de şu an onun pişmanlığı var. Eğer içinde en ufak bir pişmanlık varsa yeniden başlayabilirsin. Hiçbir şey için geç değil. Hatanı telafi etmek sana kalmış...
Yorum Yazın
Karşındaki insana gereğinden fazla değer vermek!
İnsanların senin hakkında ne düşündüğünü önemsemek!
Anlayacağın senin en büyük hatan insanları kendinden daha fazla önemsemek. Şimdi boş ver insanları!..