Görüş Bildir
Haberler
Bozkırı Yeşillendiren Umut: İnsan Elinin Mucizeler Yarattığını Gösteren ODTÜ Ormanı

etiket Bozkırı Yeşillendiren Umut: İnsan Elinin Mucizeler Yarattığını Gösteren ODTÜ Ormanı

ODTÜ Ormanı, zaman zaman yazılı ve görsel basında tartışmalarla gündeme geliyor. Bu tartışmaların odağı ise ODTÜ'nün ormanlık arazisinin kendisine ait olmadığı yönünde. Biz de tüm bu söylentiler ışığında ufak bir araştırma yaparak geçmişten günümüze ODTÜ ormanlarının nasıl oluştuğunu derledik.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Geçtiğimiz günlerde birkaç gazete ve haber sitesi, ODTÜ'nün orman arazisine el koyduğu yönünde bir haber geçti.

Geçtiğimiz günlerde birkaç gazete ve haber sitesi, ODTÜ'nün orman arazisine el koyduğu yönünde bir haber geçti.

Haberin detayında söz konusu ormanlık bölgenin ODTÜ'nün şahsi malı olmadığı, devlet ormanı statüsünde olması gerektiği ve yakın zamanda halkın kullanımına açılacağı yazıyordu.

Peki gerçekten ODTÜ, var olan bir ormana gelip yerleşti mi ya da gizlice ormanın derinliklerinden mı çıktı?

Peki gerçekten ODTÜ, var olan bir ormana gelip yerleşti mi ya da gizlice ormanın derinliklerinden mı çıktı?

Bu sorunun cevabı aslında çok kolay. ODTÜ 1956 yılında eğitim-öğretim hayatına, TBMM yakınındaki barakalarda başladığında böyle bir orman yoktu. Her şey ODTÜ'ye 4500 hektarlık, bozkır bitki örtülü bir arazinin tahsisi ile başladı.

Evliya Çelebi'nin 600 yıl önce içinde filler yaşadığını anlattığı Ankara ormanları, artık sadece bir not olarak tarihte yerini almıştı.

Evliya Çelebi'nin 600 yıl önce içinde filler yaşadığını anlattığı Ankara ormanları, artık sadece bir not olarak tarihte yerini almıştı.

İnsan elinin ne kadar da acımasız olduğunu gösteren bir değişimdi Ankara'nınki. 1957 yılında Orman Bakanlığı ile birlikte bu arazinin ağaçlandırılmasına karar verildi. 1958 yılında 180 dekarlık bir alan, ODTÜ ve Türkiye Ormancılar Cemiyeti'nin ortak çalışması sonucunda deneme parselleri oluşturuldu. İlk sonuç oldukça başarılıydı!

Ankara'da yaşanan sel felaketleri ve erozyon tehlikesi, ağaçlandırma çalışmasının ne kadar gerekli olduğunu da fark ettirdi.

Ankara'da yaşanan sel felaketleri ve erozyon tehlikesi, ağaçlandırma çalışmasının ne kadar gerekli olduğunu da fark ettirdi.

1957 yılında Hatip Çayı'nın taşması sonrası oluşan sel baskınında 165 kişi can verdi. 1961 yılında İncesu Deresi'nin aynı şekilde taşmasıyla da 4 kişi hayatını kaybetti. Bu taşkınlar ve erozyon tehlikesinin önceliği sebebiyle, ağaçlandırmalar banket-teras yöntemiyle yapılmaya devam edildi.

Kupkuru, çorak bir arazi iş birliği ve el emeği ile yemyeşil bir vahaya dönüştü.

Kupkuru, çorak bir arazi iş birliği ve el emeği ile yemyeşil bir vahaya dönüştü.

Söz konusu yeşildi, ağaçtı, doğaydı... Hiç kimse statüsüne, üstündeki takım elbisesine bakmadan toprağa girişti. Büyük bir azimle Ankara'yı yeşillendirmekti tek amaç.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Orman mühendisinden işçisine, rektöründen üniversite öğrencisine kadar herkesin eli toprağa değdi.

Orman mühendisinden işçisine, rektöründen üniversite öğrencisine kadar herkesin eli toprağa değdi.

1961 yılından bu yana bütün arazinin ağaçlandırma ve yeşillendirme çalışmaları tamamlandı. Ankara, aynı zamanda yeşil kuşak ağaçlandırmalarının da başkenti oldu.

Yeşile dair elinde sadece Beynam Ormanları kalan Ankara, yeniden nefes almaya başladı.

Yeşile dair elinde sadece Beynam Ormanları kalan Ankara, yeniden nefes almaya başladı.

Kara çam, sarı çam, toros sediri, meşe, kavak, badem vb gibi kurak koşullara dayanıklı yaklaşık 10 milyon ibreli ve 23 milyon yapraklı ağaç araziye dikildi.

Sadece ağaçlık bir alan değil, aynı zamanda canlıların yeni evi de oldu bu orman.

Sadece ağaçlık bir alan değil, aynı zamanda canlıların yeni evi de oldu bu orman.

Bu doğal çevre aynı zamanda kurt, tilki, keklik, tavşan, yılan, kaplumbağa gibi bir dizi vahşi hayvan, 140 dan fazla kuş türü ve göl / göletlerde yaşayan çeşitli balık türleri gibi çok sayıdaki memeli ve sürüngene ev sahipliği yapıyor.

Şu an Ankara'nın en geniş yeşil bölgesi olan alan, kentin mikro klimasını sağlayan çok önemli bir unsur.

Şu an Ankara'nın en geniş yeşil bölgesi olan alan, kentin mikro klimasını sağlayan çok önemli bir unsur.

Ankara'nın yazları sıcak ve kurak, kışları sert ve yağışlı olduğunu ilk okulda hepimiz öğrendik. Peki bu yeşil alanın bu sert iklimi yumuşattığını da biliyor muydunuz?

ODTÜ ormanı, bozkırdan yeşeren bir umut olarak bizler için varlığını sürdürüyor.

ODTÜ ormanı, bozkırdan yeşeren bir umut olarak bizler için varlığını sürdürüyor.

Geçtiğiniz çoğu yeşil arazinin kenarında ODTÜ ağaçlandırması yazan bir tabela mutlaka görürsünüz.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Çarpık kentleşmenin, yükselen binaların ve şehir kalabalığının sıkıntısını unutmak için yüzünüzü ODTÜ ormanına dönmeniz yeterli.

Çarpık kentleşmenin, yükselen binaların ve şehir kalabalığının sıkıntısını unutmak için yüzünüzü ODTÜ ormanına dönmeniz yeterli.

Elimizde, avucumuzda kalan en önemli değerlerden biri ODTÜ ormanı.

İnsan elinin yıkıcılığına karşı verilmiş en güzel cevap ve bizim için değeri oldukça büyük olan bu armağanın elbette kıymetini bilmekle yükümlüyüz.

İnsan elinin yıkıcılığına karşı verilmiş en güzel cevap ve bizim için değeri oldukça büyük olan bu armağanın elbette kıymetini bilmekle yükümlüyüz.

Emeği geçen herkese teşekkür etmek için yapmamız gereken tek şey bu güzelliğe sahip çıkmak.

Onedio Yaşam'ı Facebook'tan takip etmeyi unutmayın!

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
1777
560
76
14
12
12
11
Yorumlar Aşağıda
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın

aklima demokratik kongo cumhuriyeti cumhurbaskani geldi. kendisi orospu cocugu diktatorun tekidir. para icin yapmayacagi is yoktur. keza yaverleri ve beledi... Devamını Gör

oliver

adamlar yeşil görünce kusuyor, öğürüyor. unutun siz o ormanı.. adamların favori rengi gri..

Onur Savaş

yok rengi yeşil kırmızı turuncu da oluyor cinsi para onların tek sevdiği renk var o da paranın üzerindeki

Cem Tayan

odtü candır gerisi fasa fiso...