Bizim Büyük Dramımız: Çok Hafif Rüzgarda Bile Üşüyen Kadınların Yaşadığı 13 Acıklı Durum
Üşüyoruz arkadaşlar, çok üşüyoruz...
1. Sıcak su torbası vazgeçilmezimiz: Okulda, ofiste, evde, gerekirse toplu taşımada sıcak su torbamızla geziyoruz.
2. Ayaklarımızın üşüdüğünü, gerçekten sıcak tuttuğunu ve hiçbir botun yapamadığını yaparak hasta olmaktan kurtardığını söylesek bile UGG botlarımız nedeniyle eleştiriliyoruz.
Herkesin söylediği şey aynı: 'Moda diye giyiyorsun!' Yahu UGG'ın modası mı kaldı? Ama bu kadar sıcak tutan, terletmeyen bir bot Y-O-K! Çirkinse çirkin, ne yapalım?
3. Üşümeyen hemcinslerimiz kış boyunca stilden stile koşarken biz şişme montlarımız, berelerimiz, eldivenlerimiz ve kaşkollarımızla Michelin maskotu gibi geziyoruz.
Stil sahibi olmak gerçekten umrumuzda değil!
4. Sıcak su tenimizi kıpkırmızı yapana kadar duştan çıkamıyoruz, iliklerimize kadar ısınmayı bekliyoruz, buharda kendimizden geçene kadar duruyoruz.
Bu uğurda saatlerimizi harcasak da, sıcak su yüzünden saçlarımızı yitirsek de vazgeçemiyoruz. Sıcak banyo adeta bir yaşam biçimi bizim için!
5. Ama banyodan çıkınca yine yeniden donuyoruz, battaniyenin altından çıkamıyoruz, kalın çoraplarımızla bir bütün oluyoruz.
Keşke sıcak suyun etkisi gün boyu devam etse...
6. Karlı kış günlerinde herkes aşırı eğlenip kartopu savaşı yaparken, çenemiz titreye titreye işe/okula gitmeye çalışıyoruz ve kardan nasıl bir zevk alındığını asla anlayamıyoruz.
Islak, soğuk, çoğu zaman çamurlu bir şeyle nasıl eğlenebiliyorsunuz, gerçekten anlam veremiyoruz. Hele elleriniz soğuktan kıpkırımızı oluyor ya, de-li-ri-yo-ruz!
7. Ofisteki erkeklere kadınların daha fazla üşüyebileceğini anlatamıyoruz, yaz aylarında hissedilen sıcaklık eksilere varana kadar klimaya maruz kalıyoruz, hasta oluyoruz.
'Yaz ortasında hasta olmayı nasıl başarıyorsun?' sorusunun yanıtını aslında çok iyi bilmelerine rağmen yine de buna zorunlu bırakılıyoruz. Daha makul seviyelerde açılamayan klima yüzünden yazın bile hırkayla gezmek zorunda kalıyoruz.
8. Herkese romantizmi çağrıştırsa da yağmurdan nefret ediyoruz, hiçbir işe yaramayan dev gibi şemsiyelerle geziyoruz, ıslanan ayaklarımızı ağlayarak izliyoruz.
Hele bir de bizi anlamayan, romantik bir sevgilimiz varsa işkence çekiyoruz... Yağmurda gerçekten yürünmez arkadaşlar, kendinize gelin.
9. Sıcak su torbası yetmediği için elimizde her daim çay ya da kahveyle geziyoruz, tuhaf bakışlarla sürekli ellerimizi ısıtmaya çalışıyoruz.
Yaz kış ellerinizin soğuk olması ne demek bilir misiniz?
10. Normal insanlar nisan-mayıs aylarında yorganlarını kaldırırken biz yaz ortasını bekliyoruz, sıcaklığın arttığına ikna olunca yorgandan battaniyeye geçiyoruz, pike nedir bilmiyoruz.
Bazı insanların yazın üstünü hiç örtmeden uyuduğunu duyduk mesela... Böyle bir şey olabilir mi ya?
11. Yataktan çıkarılmaktan, üzerimizden yorganın çekilmesinden, herhangi bir sıcaklık değişiminden nefret ediyoruz.
Sabahları anneniz uyanmadığınız için gelip üstünüzü açar ya... O an kıyamet kopsa gerçekten yeridir...
12. Kat kat giyiniyoruz, pantolonun altına termal tayt giymekten çekinmiyoruz, kışlık botlarımızı mutlaka bir numara büyük alıyoruz.
Çünkü botun içine en az iki kalın çorap giymek zorundayız, başka türlü ısınmamızın imkanı yok.
13. Her yeri hallediyoruz da burnumuzu bir türlü ısıtamıyoruz!
Lütfen elden ele bir çözüm bulalım arkadaşlar!
NOT: Bunlardan en az üç tanesini sürekli yaşıyorsanız bir doktora görünüp kan değerlerinize baktırmanızda fayda var. Benimki her daim yerlerde, oradan biliyorum.
Yorum Yazın
Aha da beni anlatıyor. Millet dalga geçiyor neden bu kadar narinsin diye. Kansızım kansız bre insafsızlar
canım kendim eylül girer girmez benim eller ayaklar buz kalın çorap patik panduf üçlemesi bile kurtarmıyor
#3 George Costanza' nın gore tex montu kışın bana da lazım başka türlü bu soğuklara katlanılmaz