‘Bize Şu Hayatı Bile Çok Gördüler’
Boş bir arazide on dört Roman aile 20 yıldır elektriksiz, susuz, yemeklerini pişirecek tüpleri dahi olmadan yaşadı. Kurdukları çadırlar belediye tarafından kaldırılırken, aileler çaresiz. Tek istedikleri başlarını sokacak bir konteyner...
Tekirdağ Yeniçiftlik’te boş bir arazide Romanların kurduğu 13 derme çatma çadır, tahtadan ve naylondan yapılmış. Her hanede 5-6 kişi, mahrumiyet içinde yaşıyor. Elektrik yok, çadırlar geceleri gaz lambasıyla aydınlanıyor. Su yok, içme suyu için kullandıkları çeşmeden, sapsarı çamur gibi su akıyor. Yağmur yağsa çadırlar su damlatıyor, kış geldiğinde bir sobanın başında ısınmaya çalışıyorlar. Ailelerin hurdacılıktan günlük kazancı 10-15 lira. Çocuklar ya okula hiç gidememiş, ya da okullarını yarıda bırakmak zorunda kalmış.
BirGün'den Olgun Kundakçı'nın haberine göre, yaklaşık 20 yıldır bu koşullarda, çadırlarda yaşayan Romanlar, şimdi buradan da gönderilmek isteniyor. CHP’li Marmaraereğlisi Belediyesi araziyi park yapacağı gerekçesiyle, ailelerin çadırları boşaltmasını istedi. Her gün gelen zabıta ekipleri, çadırları yıkacaklarını, bir an önce araziyi boşaltmalarını söylüyor. Gidebilecekleri bir yer gösterilmeyen aileler ise en azından başlarını sokacak prefabrik ev istiyorlar.
‘GİDECEK YERİMİZ Mİ VAR?’
Seher Akkavak, 45 yaşında, Yeni Çiftlik Belediyesi’nde 5 yıl yevmiyeli işçi olarak çalışmış, şimdi hurdacılıkla geçimini sağlıyor. 18 yıl boyunca yaşadığı bu arazide bu zamana kadar kendilerine karışan olmadığını anlatıyor. Kocasını birkaç yıl önce kanserden kaybetmiş, çeşmeden akan kirli suyu içmekten öldü, diyor. Karınlarını doyurmak için marketlerin attığı sebzeleri arazide yaktıkları ateş üzerinde nasıl pişirdiklerini gösteriyor. Bunu da çek, diyor. “Utanılacak bir şey yok. Gidecek yerimiz yok. Teneke topluyoruz, plastik topluyoruz. Yeri geliyor, aç yatıyoruz. Gidiyoruz arabalarla boş dönüyoruz. Çadırların kaldırılması seçimden sonra gündeme geldi. Bize kaldırın bu çadırları nereye giderseniz, gidin, bu mıntıkayı terk edin, dediler” diye anlatıyor.
‘ÇOCUKLARI OKUTAMADIM’
Sabriye Kuzun, 9 senedir, araziye kurduğu çadırda hurdacılıkla, kâğıtçılıkla geçimini sağlıyor. Biri 8, diğeri 10 yaşında iki kız çocuğunu okutamadığı için okuldan almak zorunda kaldığını söylüyor: “100 lira için bir ton kâğıt toplamamız gerekiyor, o da iki ayda anca. Her gün zabıta geliyor, yıkacağız çadırları, diye. Hadi, yıktılar çadırları nereye gideriz. Çoluk çocuk var, bir de 5 aylık hamileyim. Tutunacak dalımız yok, sığınacak yerimiz yok”
KİRAYA DA ÇIKTIM OLMADI’
Kaymakamlık geçen yaz, ailelerin eve çıkması için 6 ay kira yardımı önermiş, ancak o da çare olmamış. Aileler, Roman oldukları için kendilerine evini kiralayan çıkmadığını belirtiyor. Serap Bey, apartman dairesi kiralamayı başarabilenlerden, ama o da o dairede barınamamış. “Kimse bize iş vermiyor ki apartmanın giderlerini ödeyelim. Tek derdimiz insanca yaşamak. Koşullarımıza uygun sosyal konut olur, prefabrik ev olur yaşayabileceğimiz bir ortam sağlansın istiyoruz” diyor.
‘Hayvanlarıyla görüntüyü bozuyorlar’
BirGün’e açıklama yapan Marmara Ereğlisi Belediyesi Başkan Yardımcısı Fehmi Duman, ise Romanları araziden çıkarmak istemelerini “hayvanları dışarıda görüntüyü bozuyorlar” sözleriyle açıkladı. Romanların yerleştirilmesi için yer baktıklarını söyleyen Duman, prefabrik ev sağlanması gibi bir düşüncelerinin olmadığını belirterek şöyle konuştu: “Roman yurttaşların haklarını savunurken orada yaşayan yurttaşların da hakları var. Hayvanları dışarıda, plastikleri yakıyorlar, oradaki insanlar rahatsız oluyor. Tuvaletleri dışarıda. Orası yazlık kesim. Orada devamlı oturan insanlar var. Konteyner, prefabrik sağlamayı düşünmüyoruz. Bugün oraya, insanların içine, konut alanlarına nasıl yerleştilerse göstereceğimiz yere de yerleşirler. Oradaki oturanları düşünün. Sizin villanız var, yazlığa geliyorsunuz, emekli olmuşsunuz orada rahat oturabilir miydiniz?”
Olgun Kundakçı | Birgün