onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Birden Fazla Teori Var: Teniste Sayılar Neden 15-30-40 Diye Sayılıyor?

Birden Fazla Teori Var: Teniste Sayılar Neden 15-30-40 Diye Sayılıyor?

Tenis izlemesi en keyifli spor dallarından bir tanesi. Hemen hemen her spor dalında olduğu gibi tenisin de kendine özgü kuralları ve işleyişi var. Bunlardan belki de en ilginç olanı ise teniste alınan sayıların skor tabelasına yansıma şeklidir. 

Ömrünüzde bir kez bile tenis maçı izlediyseniz, alınan puanların sırasıyla 15-30-40 şeklinde tabelaya yansıdığını görmüşsünüzdür. Peki ama neden böyle? 15 ve 30'dan sonra 45 gelmesi gerekmez mi? Ayrıca neden 1-2-3 diye ilerlemek varken böyle bir yöntem tercih edilmiş? Gelin, bunun olası sebeplerine birlikte bakalım...

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Tenis müsabakalarında sporcuların aldığı puanlar 15-30-40 şeklinde hanelerine yazılıyor. İlk sayıyı aldığınızda 15 puana ulaşıyorsunuz. İkinciyi aldığınızda puanınız 30'a yükseliyor ve son olarak üçüncü sayıda 40'a ulaşıyorsunuz. Oldukça ilginç, öyle değil mi?

Tenis müsabakalarında sporcuların aldığı puanlar 15-30-40 şeklinde hanelerine yazılıyor. İlk sayıyı aldığınızda 15 puana ulaşıyorsunuz. İkinciyi aldığınızda puanınız 30'a yükseliyor ve son olarak üçüncü sayıda 40'a ulaşıyorsunuz. Oldukça ilginç, öyle değil mi?

Peki ama niye böyle? Bununla ilgili birden fazla teori var. Ancak hangisinin doğru olduğu bilinmiyor. Şimdi dilerseniz, bu teorilere göz atmaya başlayalım👇

Peki ama niye böyle? Bununla ilgili birden fazla teori var. Ancak hangisinin doğru olduğu bilinmiyor. Şimdi dilerseniz, bu teorilere göz atmaya başlayalım👇

1. Önce ilk teorimizle başlayalım👇

1. Önce ilk teorimizle başlayalım👇

İlk teoriye göre, tenisin erken dönemlerinde ilk servis atıldığında puanı kazanan oyuncu 15 adım ileri gider ve servisi oradan kullanırmış. Bir puan daha kazandığında bulunduğu yerden 15 adım daha gitmesi gerektiği için 30 adımlık mesafeye ulaşırmış. 

Üçüncü puanı aldığında ise ilerlemesi gereken 15 adım filenin ötesine denk geldiği ve kurallar gereği rakip sahaya geçemeyeceği için oyuncular 10 adım ileriye giderek file dibine kadar gelip oyuna oradan devam ederlermiş. İşte, tam olarak bu sebeple teniste sayılar da 15-30-40 şeklinde sayılmaya başlamış.

2. Şimdi de ikinci teorimize geçelim👇

2. Şimdi de ikinci teorimize geçelim👇

Bu teoriye göre oyuncuların sayı almak için saat kadranında 1 tam tur dönmeleri gerekiyor. Saat kadranını baz alan bu sistemde ilk puanı kazanan 15, ikinci puanı kazanan 30 ve üçüncü puanı kazanan da 45 puana ulaşıyordu. 45 puana ulaşan oyuncu bir puan daha kazandığında 60'a gelse de oyun kazanıldığı için son puan ''oyun puanı'' olarak nitelendiriliyordu.

Peki, ne oldu da 45 yerine 40 kullanılmaya başladı? Aslında bu da eşitlik durumunda sayıyı kazanmak için üst üste iki puan alma kuralıyla yakından ilişkili. Eğer iki taraf da 45-45'lik skorla eşit puanlara sahip olursa, art arda iki puan kazanan oyuncu doğal olarak 75'e ulaşacaktı. 

Ancak bir saat kadranı baz alındığı için puanın 60'ı geçmemesi gerekiyordu. Bu yüzden 30'dan sonra alınan puan 40 olarak sayılırken, 40'tan sonra arka arkaya alınan iki sayı 10'ar puan sayılmaya başlamış. Günümüzde ise 50 puan kullanılmıyor, bunun yerine ''Avantaj Sayısı'' ifadesi kullanılıyor.

Kaynak

3. Gelelim üçüncü teorimize...👇

3. Gelelim üçüncü teorimize...👇

Üçüncü teoriye göre, teniste 15-30-40 şeklinde ilerleyen puanlama sisteminin 19. yy’daki İngiliz subaylarından esinlenildiği düşünülüyor. O dönemlerde İngiliz denizciler, gemilerdeki topları ateşlerken önce ana güvertenin 15 poundluk toplarını ateşlermiş. 

Denizciler daha sonra orta güvertenin 30 poundluk toplarını ve son olarak da alt güvertenin 40 poundluk toplarını ateşlermiş. Teniste kullanılan servislerin de topların ateşlenmesini andıran bir görüntüsü olduğu için kazanılan puanların 15-30-40 şeklinde belirlendiği rivayet ediliyor.

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

4. Eveeet, geldik sonuncu teorimize👇

4. Eveeet, geldik sonuncu teorimize👇

Tenisin kökenleri Orta Çağ Fransa’sında elle oynanan ve günümüz tenisini andıran bir oyuna dayanıyor. Dördüncü teoriye göre, tıpkı ikinci teoride olduğu gibi saat kadranından yola çıkıldığı varsayılıyor. 

Buna göre, o dönemin Fransa’sında maçlarda puanlama sistemi saat kadranından yola çıkarak belirlenmiş ve 60’a ilk ulaşan tarafın puanı kazandığı bir yöntem esas alınmıştı. Puanlar da Fransızcada 15-30-45 anlamlarına gelen sırasıyla quinze, trente ve quaranta-cinq sayıları ile belirtiliyordu.

Tek heceli olan 15 ve 30 kolay bir şekilde telaffuz edilirken, 45’in telaffuzu oldukça zordu. Bu yüzden, 45 (quaranta-cinq) yerine 40 (quaranta) sayısının benimsendiği iddia ediliyor.

Peki, sizce bu teorilerden en mantıklısı hangisi? Yorumlarda paylaşmayı unutmayın!

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video

Bunlara da göz atın:

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda chevron-right-grey
Reklam
Çok okur, çok araştırır ama en çok da ''yazar''. Onun için her şeyde bir içerik potansiyeli var. Önemli olan, o potansiyeli ortaya çıkarıp fikri kıymetli içeriğe dönüştürebilmek.
Tüm içerikleri
right-dark
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
8
5
4
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda chevron-right-grey
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın